Bugün barış için ne yaptın?
Haftalardır, İsrail Filistin çatışmaları başladığından bu yana Amerika’daki Müslümanlar dünyanın dört bir tarafındaki din kardeşleri gibi hayli kederli ve rahatsız. Obama’nın Beyaz Saray’da verdiği iftar yemeğinden beri ise bu rahatsızlık tırmanışta.
Kimi Amerikalı Müslüman gruplar ve şahıslar Obama’nın Müslümanlık karşıtı olduğunu iddia ettikleri politikaları yüzünden Beyaz Saray’ın önünde iftar yemeğini boykot etti ve Obama Hükümeti tek taraflı politikalarını sürdürdüğü ve İsrail’in insan haklarını ihlal eden politikalarını kendi zırhı altında koruduğu gerekçesiyle bu yemeğin anlamsız ve gereksiz olduğunu savundular.
Protesto edilen konular sadece İsrail Filistin arasında yükselen gerginlik karşısında Obama Hükümeti’nin aldığı tutuma tepkiyle sınırlı değildi. Aynı zamanda ABD’de Müslümanlara karşı süregelen tetkikler, tutuklamalar ve Guantanamo hapishanesi mahkumlarının bitmek tükenmek bilmeyen tutsakları da protesto edilen konular arasındaydı.
Öte yandan, iftar yemeğinde hazır bulunan farklı Müslüman ülkelerin dini temsilcileri ve Amerikalı Müslüman grupların temsilcileri ise kendilerini davete icabet ederek Obama ile yüzyüze görüşüp durumu kendi bakış açılarından aktarabilme fırsatını kullandıklarını söyleyerek savundu.
Evet, bu akşam ABD Başkanı’nın tüm dünyadaki ve ABD’deki Müslümanlara duyduğu saygıyı ifade etmesi için iyi bir vesile olabilirdi. Obama özenli bir konuşma ile arabulucuk yapıp bu sancılı sürecte olumlu bir manevraya yol açabilirdi… Ama öyle olmadı. Misafirler kendilerini Başkan Obama’nın israil’in Filistinli sivillere yaptığı topyekün bombardımanlarını, “Hamas’ın roket atışları altında kalan İsrail tabiki kendini koruyacak.” diye savunurken dinler buldular.
Açıkça şaşkınlığımı ve hayal kırıklığımı açıklayabilecek kelimeleri bulmakta zorlanıyorum. İftar sofrası, lokmaları boğaza dizen politikanın yeri mi? Evet Filistin-İsrail arasındaki gerginlik görmezden gelinemezdi ancak her iki tarafı da kucaklayıcı daha yapıcı bir demeç verilemez miydi? Bu tutumla Obama Müslüman liderleri aşağılamış olmadı mı? Acaba onların sadakatini mi ölçüyordu bu konuşmaya verecekleri tepkiyi inceleyerek?
Daha da tuhaf olan İsrail Büyükelçisi Ron Dermer’in de davetliler arasında olmasıydı! Bir çokları bunun sebebini hala merak ediyor. “@WhiteHouse’da iftardayım. Başkan Obama’nın İsrail’in kendini savunma hakkına dikkat çeken güçlü demecine teşekkürler.” diyerek Tweet atmasını bir çokları provakasyon olarak yorumlarken tabiki orada bulunan Müslüman liderler Tweet atmadılar. Büyük ihtimalle şaşkınlıktan dillerini yutmuşlardı. Çıtlarını çıkarmadılar! Sadece sustular. Oysa konuşmanın vakti geldi de geçiyor. Barış sürecinin taze bir başlangıca ihtiyacı var…
Bu süreçte bizlere de söz düşüyor. “Ne yapabilirim?” diye sorma vakti şimdi. Sosyal medyada paylaşım yaptığımız kadar dua ediyor muyuz? Beyaz Saray’a ve yaşadığımız bölgedeki lokal kongre üyelerine e-mail, faks ve telefonla ulaşıp neler hissettiğimizi aktardık mı? Saldırılarla direk destek verdiği hatta operasyonda aktif rol oynadığı tespit edilmiş firmaların ürünlerini boykot ediyor muyuz? Top yekün tüm Musevileri zan altında bırakmadan sağlam bir kaynaktan öğrendik mi bu art niyetli kurum ve şahısları? Evetse ne ala ama yeterli değil!
Eğer şu anda aç, susuz, evsiz, saldırı altında kalanlara direk ulaşamıyorsak şimdiye kadar yaptıklarımız yeterli değil. Bangır bangır yardım kurumları anons yapıyor. Sosyal medyada bu yardımlar duyruluyor. Dikkatlice seçerek iyice inceleyerek içinize sinen bir kurum vasıtasıyla mutlaka yardımınızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilmenin sıkıntısını çekmiyorsanız çekilenler sıkıntı değil! Eline yardım çantasını alıp Filistin’e, Suriye’ye, Mayammmar’a, Afanistan’a, Irak’a gidemeyebilirsin ama yardım götüren kurumlar arayıcılığıyla sen de ihtiyacı olanlara üç beş çanta daha fazla ulaştırılaabilmesine vesile olabilirsin.
Evet, bunları yapmak Facebook duvarında paylaşım yapmaktan biraz daha zor. Ama hayat kurtarma babında çok daha etkili! Haydi, şimdi bir elini vicdanına bir elini cebine koy ve düşün kaç çocuğa akşam yemeği ulaştırmak istiyorsun bu akşam?
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment