Bilgi, tecrübe ve dostluğa dayalı köprüler kurabilmek
21’nci yüz yılda Türki dünyada artık yeni bir dönem başladı. Türkiye bunu başarabilmek için hayli çabaladı. Ancak bu gelişimi sürdürebilmesi için çalışmaya devam etmesi gerekiyor. Türki Amerikan Konseyi (TAC) da bunun önemli göstergelerinden biri.
Türki Amerikan Koalisyonu (TAA) ve Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON)’un düzenlediği yıllık konvensiyonların dördüncüsü geçen hafta Washington DC’de düzenlendi. Sadece üç yıllık bir kurum olmasına rağmen TAA’ın programları Türki dünya ile ABD’yi biraraya getirebilmesi açısından oldukça önemli.
Geçen yıl, ilk kez, üçüncüsüne katıldığım görkemli konvensiyon bir çokları gibi beni de niteliğiyle çok etkilemişti. 59 ABD’li kongre üyesinin, sekiz senatörün de arasında bulunduğu toplam 700 kişiye ev sahipliği yapan etkinlik gerçekten görülmeye değerdi.
Bu yıl ki etkinlik de uzun süre akıllardan çıkmayacak. Andrew W. Mellon Oditoryumu’nda 8 Nisan akşamı şık bir resepsiyonla başlayan ve ertesi gün Willard Inter Continental Hotel’de gün boyunca devam eden konsey, bu kez de kırk üç konre üyesi, iki senator bir çok bürokrat ve bakan bulunan yüzlerce kişiyi ağırladı. Program boyunca Amerikalı kongre üyeleri Türkiye ve ABD arasındaki dostluğun dünya barışın açısından önemine dikkat çektiler.
Texas milletvekili Al Green’in konuşması bu senenin en unutulmaz konuşmalarından biriydi, “Seçim bölgemdeki Türk-Amerikalı dostlarım benim için çok önemli. Onlar burada benimle birlikte ve ben de onlar sayesinde bugün aranızdayım” sözleriyle konuşmasına başlayan Green, “Ortaklık iyidir, iyi ilişkiler kurmak iyidir ama dostluk hepsinden daha iyidir. Bugün burada yaptığımız şey bir kaç yıl önce kurulan dostluğumuzun gelecek nesillere aktarımıdır. Dostluk, siyasi, politik çalkantıların, ekonomik iniş-çıkışların yaşanmasına karşın bizi birlikte tutan şeydir. Her şey ters yüz olsa da dostluğumuz bizleri hep bir arada tutacaktır. Biz bu dostluğu yaşatarak dünyada yardıma ihtiyaç duyan insanlara yardım elimizi birlikte daha güçlü bir şekilde uzatabiliriz.’’dedi
Güçlü diğer bir konuşma da New York Milletvekili Hakeem Jeffries’den geldi. ABD’deki en büyük Türk-Amerikan okulunun kendi seçim bölgesinde bulunmasından dolayı gurur duyduğunu söyleyen Jeffries, “Türkler, çalışkan, ailesine bağlı, ahlaki değerleri güçlü ve içinde bulunduğu topluma adaptasyon sorunu yaşamayan bir millet. Hem Amerika’da hem dünya genelinde Türklerin, Türkiye ile ABD arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ilişkilerin önemini anlıyor, geliştirmesi için katkıda bulunduklarını görüyorum. Bu insanlara hizmet etmek benim için ayrıcalıktır.’’şeklinde konuştu.
Açıkcası Jeffries’in konuşması geçen hafta başında New Yorkta konuşan Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasından sonra kırık gönüllere su serpti. Çirkin suçlamalara rağmen kendi tecrübelerine dayanarak doğruyu yanlışı ayırarak gerçeği bulan kimseler olduğunu bilmek güzel.
Malum, Hizmet okullarını kapatmak bahanesi ile Davutoğlu’nun Hizmet’in dış ülkelere mektup göndererek Türkiye’yi kötülediği açıklaması yapması üzerine TAA Başkanı Faruk Taban’ın kendisine bu mektupların varlığını ispatlamaya davet etmesinin ardından Davutoğlu sessizliğini koruyor!
Öncelikle belirtmek isterim ki, 20 yıllık bir eğitimci olarak Türk Hükümetinin bu okulları kapatma girişimini anlamam mümkün değil. Yani, Hizmet kurumlarının söz konusu mektuplar göderdiği iddiası doğru bile olsa bu okulları kapatmak için bir gerekçe olabilir mi? Söz konusu okullar, Türkiye’nin gelişiminde önemli rolü olan birer yumuşak güç olmalarının yanında insanlığa yapılmış önemli bir hizmet de…
Hizmet gönüllülerinin girişimiyle açılan ve 160 ülkede varlıklarını başarıyla sürdüren bu okullar kalitelerini ispatladılar. Özellikle Afrikada gösterdikleri başarılar adeta bir fenomene dönüştü.
İnsanlar gelir ve gider. Hükümetler değişir ama gönülden kurulmuş dostluklar kalıcıdır. Umarım, Erdoğan Hükümeti bu yanlışlara artık son verir daha dazla hata yapmazlar. Hata üstüne hata yaparak çaresizliklerini ortaya döktükleri gibi Türkiye’nin imajına da zarar veriyorlar çünkü…
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment