ARZU KAYA URANLI - Etkili biri anısına 7 paragraf
“Bizi kimin ve neyin nasıl etkileyeceğine karar vermemiz en doğal hakkımızdır” diyor Stephen R. Covey bir fenomene dönüşen “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” adlı kitabında. Birçoklarının hayatında önemli rol oynayan bu kitap, beni de çok derinlerden etkiledi.
Covey’in, geçen hafta meydana gelen vefaatının ardından, New York Times Gazetesi yazarlarından Douglas Martin, “Covey kendi başarısına biraz şaşkınlıkla yaklaşıyordu” diyor ve aktarıyor: “O sadece insanlara zaten bildikleri şeyleri söylediğini düşünüyor ve bunu iyi davranışın etkinliği olarak yorumluyordu. “Covey’e göre tüm insanlar, iyi içgüdülerinden güzel alışkanlıklar oluşturabilir.”
Covey’in yedi ilkesini şöyle sıralayabiliriz:
1. Öngörülü olun.
2. Yapacağınız işin sonunu düşünerek işe başlayın.
3. Önce yapılması gerekeni yapın.
4. Olaylara hep kazanımlar açısından bakın.
5. Anlaşılmak istiyorsanız anlamaya çalışın.
6. Sinerji oluşturun.
7. Testereyi bileyin bu sürekli bu kendini yenilemenizi sağlar.
“Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” adlı kitabı ilk okuduğumda, benim için en ilham verici ve etkili bölümlerinden biri “paradigmalar ve ilkeler” olmuştu. Bu bölümde, “Dünyayı olduğu gibi değil; olduğumuz gibi görüyoruz. Kendimizi onu nasıl görmeye koşullandırdıysak ancak o şekilde görebiliyoruz” diyen Covey, etkili bir şekilde değişebilmek için öncelikle algılarmızı değiştirmemizin gerektiğini söylüyor.”Dünyayı üzerinden gördüğümüz objektifin lenslerini iyi seçmeliyiz, gördüğümüz dünya kadar ona ardından baktığımız lens de dünyayı nasıl yorumlayacağımızda etken” diyerek fikrine dikkat çekiyor. Covey’in “problemi nasıl gördüğümüz problemdir,” ifadesini ilk okuduğumda değişik konular üzerindeki bakış açımı kurcalamaya başladım ve gerçekleri değiştiremeyeceğime göre gerçeklere bakışımı değiştirmem gerektiğini kavradım. Zira gerçeklere bakışımız onları nasıl algılayacağımızı da belirliyor ve kişiden kişiye büyük ölçüde değişiklik göstebiliyor. Davranışlarımızı, her zaman, etrafımızda olup bitenlerden çok fikirlerimiz belirliyor. Farklı tepkilerimiz yüzde yüzde farklı sonuçlar doğurabiyor. Tıpkı Said Nursi’nin dediği gibi ‘güzel bakan güzel görüyor; güzel gören de hayatından lezzet ve keyif alıyor.’ Madem ki, esas olan dünyanın nasıl göründüğü değil; bizim ona nasıl baktığımız, o zaman olumlu sonuçlar elde edebilmek için aklımızdan olumsuz düşünceleri silip atmamız gerekiyor.
Covey’in kitaplarını okuduğumdan beri aklı başında, mutlu ve sakin kalabilmek için bu 7 alışkanlığı hayatıma uygulamaya çalışıyorum ve olaylar karşısında bakış açımı pozitif tutabilmek konusunda da ciddi çaba harcıyorum çünkü, Covey’in “Hayatımızın yaratıcı gücü içimizdedir. Koşullarımızdan çok düşüncelerimizde varolur. Eğer bazı şeyleri olması gerektiği yapabilirsek hedeflerimize ulaşabiliriz.” sözüne tüm kalbimle inanıyorum.
Kimi zaman kendime hatırlatabilmek için Covey’in bazı sözlerini yazdım ve çalışma masamın kenarına iliştirdim. En sevdiklerimi paylaşmak isterim:
“Önemli olan önemli olanı önemli tutmaktır.”
“Acil olanı yetiştirebilmek için önemli olanı yapmaya daha çok vakit hacama.”
“Mutluluk da mutsuzluk gibi, öngörülü bir seçimdir.”
“Hayatlarında disiplin olmayanlar değişken ruh hallerine, iştahlarına ve tutkularına köle olur.”
Maalesef, günümüzde, bir çok dikkat dağıtıcı unsurla içiçe yaşıyor ve işlerimizi zamanında halledebilmek için gereğinden fazla çalışıyoruz. Bunun sonuncunda da sadeliği ve bilgeliği yitiriyoruz. Bu yüzden, çok yönlü hayatımızı sürdürebilme mücadelesi verirken bazen kendimizi darmadağın hissediyor ya da merhum Covey’in dediği gibi, ‘ince şeylerin genişliğinde kayboluyoruz.’ Covey bunu aşabilmek için her yeni güne sahip olduğumuz derin kişisel ilkelere bağlı başlamayı öneriyor ve zorluklar karşısında karar verirken de bu değerlere sıkı sıkı sarılmayı tavsiye ediyor.
Covey’in tavsiyeleri ile bir kez daha anladım ki, aile ve iş hayatını dengeli bir şekilde sürdürebilmek ve ruhsal olarak kendimizi besleyip geliştirebilmek için sadece kendi kendimizle de zaman geçirmeye ihtiyacımız var. Her gün, değişmez ilkelerimizi hatırlatmak, ruhumuzla etkileşime girmek ve onu beslemek için özel bir zamana gereksinim duyuyoruz. Bu, yaşamın her boyutunda daha iyi seçimler yapabilmemiz ve hayatımızdakilerle daha sağlam bir iletişim kurabilmemiz için gerekli. Böylece insan olarak kendimizin ve sınırlarımızın da farkına varıp bakış açımızı genişleterek hayatımızdaki en önemli değerlerle bağımızı güçlendirebiliriz.
“Herkes kendi hayatından sorumlu,” diyor Covey ve ekliyor: “Bizler manevi yolculuktaki insanlar değil; insani yolculuktaki ruhlarız.”
Elveda, sevgili Covey. Bu sözlerimle seni sonsuz yolculuğunda selamlıyorum… Huzur içinde yat.Hayatıma dokunduğun için çok teşekkürler…
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment