Obama, kuşku duvarlarını aşabilecek mi?
ABD’nin IŞİD’e açtığı savaşta kuşkular gırla gidiyor. Her şeyden evvel, ‘Acaba doğru bir iş mi yapıyorum?’ kuşkusunun Başkan Barack Obama’nın içini kemirdiğinden emin olabilirsiniz.
Amerikan Kongresi’nde, kamuoyunda, bürokraside, entelijansiyada savaşın farklı yönlerine ilişkin kuşku bulutları dolaşıyor. Bölge ülkeleri ve Türkiye dâhil ortak(ımsı)ları, ABD’nin kararlılığı ve hatta niyetlerinden kuşkulu. Bu kadar kuşkudan verimli netice çıkabilir mi? İşte ben de ondan kuşkuluyum…
Bir güvercin metamorfoz geçirip şahine ne kadar dönüşebilirse, Obama’dan da o kadar savaşçı olur. Neticede Amerika’nın mevcut savaşlarını sona erdirme ve yenilerini açmama vaadi ve ümidiyle iktidara gelmiş bir siyasetçiden bahsediyoruz. Entelektüel kuşkuculuk meziyeti, yanlış da olsa verdiği emrin arkasında sağlam durması gereken bir başkomutan için her zaman avantaj olmayabilir. Obama, savaşa girmek için adeta bahane arayan bazı seleflerinin aksine, hep bin dereden bin su getirip kaçındı. Hatta kimyasal katliam yapan Esed rejimine askeri müdahale tehdidi yaptıktan sonra, içindeki güvercinin kuşkularını yenemediğinden, çevik bir tornistanla kimyasal silahları bertaraf eden bir diplomatik atraksiyona fit oldu. Benzer kuşkuları şu anda duymaması için neden yok.
Amerikan tabiriyle ‘yarım hamilelik’ olmayacağı gibi, yarım savaş da olmaz. Kafası kuşkularla dolu, ayakları geri geri giden Beyaz Saray’ın yapmaya çalıştığı tam da bu. Askeri uzmanlar, IŞİD tehdidinin ciddi bir kara takviyesi olmaksızın hava saldırılarıyla tamamen bertaraf edilemeyeceğini söylüyor. Karadaki Kürt, Iraklı ve Suriyeli muhalif güçlerin bunu hakkıyla başarabileceğinden kuşku duyuyor. Bölgedeki ülkelerden asker göndermeye pek yanaşan yok. Ve Obama kendi ordusunu karada muharebeden men ediyor. Üstelik Washington, yerel unsurlara fazla etkili silahlar vermeye de yanaşmıyor. Peki, bu iş nasıl olacak?
BEYAZ SARAY’LA PENTAGON ARASINDA ÇATLAK
Haftanın en dramatik gelişmelerinden biri, bazı üst düzey Amerikalı komutanların Beyaz Saray’ın söylemleri dışına çıkıp, Amerika’nın karadan da bir şeyler yapması gerekebileceğini söylemesiydi. Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nde ifade verirken bir örnek senaryo anlatan Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, Irak ve Kürt güçlerinin Musul’u geri alma noktasına gelmesi halinde o misyona ‘eşlik eden’ ya da ‘yakın savaş danışmanlığı’ yapan Amerikan askerleri olabileceğini kaydetti. ‘Müşahhas IŞİD hedeflerine saldırılarda danışmanlarımızın Iraklı askerlere eşlik etmelerini gerektiren bir noktaya gelirsek, bunu başkana tavsiye edeceğim’ dedi. Savaş karşıtlarının hışmına uğramamak için ‘danışman’ diye sulandırılarak isimlendirilen bu personel, takım elbiseli adamlar değil, bildiğiniz özel eğitimli uzman komandolar. Dempsey’in sözleri ardından artan kara savaşı spekülasyonlarını bastırmak isteyen Başkan Obama, Ortadoğu’dan sorumlu Merkez Komutanlığı’na bağlı askerlere Florida Tampa’da yaptığı konuşmada ‘Irak’a konuşlandırılmış Amerikan birliklerinin muharebe misyonu yoktur ve olmayacaktır’ dedi. Siyasi sözcüleri, Dempsey’in farazi konuştuğunu savundu. Ancak askerler, karada ABD’nin sıfır muharip katkısıyla misyonun nihai hedefine ulaşmayacağı yönündeki kuşkularını usturupluca kayda geçirmiş oldu.
Dışişleri Bakanı John Kerry ve Savunma Bakanı Chuck Hagel, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’nin ilgili komisyonlarında katıldıkları oturumlarda hem Demokrat hem Cumhuriyetçi cenahtan Kongre üyelerinin kuşkulu sorularına muhatap oldular. Çok sayıda kanun yapıcı, Obama’nın El Kaide’yle mücadele için 13 yıl önce çıkarılmış tezkereye dayanıp ABD’yi uzun vadeli bir askeri taahhüde sokmasının anayasallığından kuşku duyuyor. Kerry’nin cevabı ise özetle ‘İstiyorsanız buyurun yeni tezkere çıkarın ama bizce hukuki yetki sorunu yok’ oldu. Türkiye dâhil bölge ülkelerinden yeterince destek alınıp alınamadığı, kara operasyonları düzenlemeden misyonun başarıya ulaşma şansı, bu hamlenin Esed rejimini güçlendireceği mi zayıflatacağı mı, özellikle İran’ın rolünün ne olacağı konusunda da kuşku dolu yorumlar vardı. Suriye’deki rejim muhaliflerini silahlandırma ve fonlamaya yönelik kanun, ara seçim kampanyası için tatil edilmeden önce Kongre onayından geçti. Ancak kanunun dili, siyasetçilerin aralıkta Kongre’ye döndüklerinde konuyu tekrar masaya yatırmasına imkân veriyor. Yani kuşkulu bir onay söz konusu. Bu arada kimi İslamofobik eğilimli vekiller ve çevreler, Obama yönetiminin IŞİD vahşetinin ‘İslami’ bir yanı olmadığı şeklindeki beyanlarına itiraz ediyor. Herhalde o da Obama’nın Müslüman ya da sempatizan olduğu kuşkusundan kaynaklanıyor!
KONGRE’DE TÜRKİYE GÜNDEMİ
Kongre’deki oturumlarda Türkiye’yle ilgili özellikle IŞİD’in petrol ticaretini engellemedeki muhtemel rolüne ilişkin tartışma ön plana çıktı. Ankara, Türkiye’nin illegal petrol aklama mekânı olduğu yönündeki haberlerden dolayı Batı basınını sert şekilde yalanlıyor. Ama Dışişleri Bakanı Kerry, IŞİD’e mali kaynak sağlayan petrollerin Türkiye ve Ürdün gibi ülkeler üzerinden piyasaya aktarıldığını teyit etti. Yani Ankara’yı dolaylı şekilde yalanladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Davutoğlu hükümetinin IŞİD’e karşı savaşa şimdiye kadarki mesafeli tavırları Washington’da Türkiye’nin ABD ile müttefiklik keyfiyetine ilişkin zaten mevcut kuşkuları daha da artırıyor. IŞİD’le mücadelede arka planda kalmasını büyük ölçüde Türk rehine krizine bağlayan Ankara’ya en nihayet mutlu sona erişilmesinin ardından Washington’dan gelen baskılar artacaktır.
Obama yönetiminin izale etmesi gereken en önemli kuşkulardan biri, bölgede hem devlet hem kamuoyunda yaygın olan komplo teorileri. Akut IŞİD tehdidi altındaki Irak’ta bile örgütün bir CIA ürünü olduğu inancının yaygınlığı, Washington’un kampanyasına taraftar ve destek toplamasının zorluk derecesini gösteriyor. Başkan Obama ve hükümeti bütün bu kuşku duvarlarını aşamazsa, ABD’nin bu savaşının da son dönemlerdeki diğerleri gibi fiyaskoyla sonuçlanması, en azından arzu edilen sonuçlara ulaşamaması işten bile değil.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment