Selin önünde durulmaz
Selin önünde durulmaz; ya kaçılır ya da selin yönünü değiştirmek, zararı azaltmak için bent/set inşa edilir.
Niçin söyledim bunu? Şunun için; farklı kültürel kodların hakim olduğu ülkelerde yaşayan duyarlı anne-babalar çocuklarının kültürel kimlik erozyonu ve asimile olacağı korkusu yaşamakta. Takdirle karşılanacak bu duyarlılık, yanlış mualeceler neticesi bazen tam da korkulan sonuçların doğmasına neden olmaktadır. Çünkü korku ve endişe ekseni üzerine kurulan kollayıcı politikalarla mevcut sele karşı konulmaz. Karşı konulmaması gereken ögeler yok mu? Tabii ki var. Onun için önce sınırların belirlenmesi, yapılması bu sınırların kırmızı çizgiler halinde çok net olarak çizilmesi ve ‘buraya kadar evet ama bundan sonrasına hayır’ denilerek hayır denilen alanlarda alternatifler getirilmesi gerekir. İşte bunun adı settir; benttir.
Türkiye dışında bir ülkede misafir konuşmacı olarak davet edildim bir program vesilesi ile. O günler, gittiğim ülkenin kültürel bir bayramına denk geldi. Bir daha vurguluyorum; dinî bayram değil; aksine herkesin ittifakıyla kültürel bir bayram ve kutlama şekilleri içinde dinî bir öge veya unsur yok. Bu bayramın bizim çocuklar tarafından kutlanılıp kutlanılmamasına karşı nasıl tavır almamız gerektiğini soran yazılı bir soru geldi önüme. Ama sorunun muhtevası öyle ki hüküm çoktan verilmiş ve benden Ebu’s-Suud Hazretleri’nin tek kelimelik fetvalarına benzer bir cevap vermek isteniyor. Cevabı sorunun içinde olan ve işin garibi matbu soru kâğıdının altında o ülkeye ait bir kurumun adı yazıldığı halde soru -daha doğrusu cevap- asırlar öncesinin zihin haritasını yansıtan bir mahiyet sergiliyordu.
Nitekim bu çelişkiyi görünce ben de cevaba öyle başladım. Nerede, hangi ülkede, hangi kültür ve medeniyette ve ne zaman yaşadığımıza bakalım önce, dedim. Dinî olanla kültürel olanı birbirinden ayırt edelim, diye ilavede bulundum. Bir Müslüman olarak bir başka dine ait bayramı onlar gibi kutlama kırmızı çizgiler içinde mütalaa edilebilir olsa da, dinimizin öğretilerine muhalif olmayan, kutlama şekilleri ile kültürel bayramların bize ait olmadığı şuuru verilerek belirli bir süre, belirli bir yaşa kadar kutlanmasının farklı olduğunu vurguladım. Yanlış anlaşılmasın, kutlayalım-kutlamayalım ayrı mesele, sadece farklı olduğunu ifade ettim.
Şunu unutmayalım; farkındalık önemli bir olgudur insan ve toplum hayatında. İnsana da, topluma da yön verecek, hayat felsefesini, yaşam tarzını berlirleyecek olan bir olgudur bu. Efendimiz (sas), içinden çıktığı cahiliye toplumunun her şeyini elinin tersi ile itmemiş; dinin getirdiği öğretilere yüzde yüz zıt olanları reddetmiş; tashih edilebilecek olanları tashih ve ıslah etmiş; hiçbir mahzuru olmayanları da olduğu gibi kabullenmiştir. Onun içindir ki İslam’ın kaideleri cahiliye kaideleri ile mukayese ve müzakere edilirken inşa, ıslah, ret ve kabul kavramları ekseni üzerinde mütalaa edilir, tasnifler buna göre yapılır.
Her değişme gelişme değildir; ilerleme hiç değildir ama her şeyin her gün değiştiği günümüzde değişmeden azade kalmak da imkansızdır. Hatta bazı değişmeler vardır ki ihtiyaçtır, zarurettir. Teknik ve teknolojideki değişmenin kültürel alana yansımaması düşünülebilir mi? Hayatımızı çepeçevre kuşatan siyasal, kültürel, dinî vb. şartlardan bizim ve özellikle çocuklarımızın etkilenmemesi mümkün mü? Küreselleşmenin bırakın yurtdışını kendi ülkemizdeki sosyal yapıyı müsbet ve menfi açıdan etkisi altına aldığı günümüzde baba ve dedelerimizden miras aldığımız yapıyı ayniyle koruyacağız, diye diretmenin manası olur mu?
O zaman ayırım iyi yapılacak, dinî kimliğimize zarar verecek, asimileye götürecek noktada kapılar sürmelenirken, zarar vermeyecek alanlarda daha toleranslı davranılacak. Yukarıda bahsini ettiğimiz kırmızı çizgilerin belirlenmesinde dini uzmanlar devreye girerken, bunun çocuklarımıza nasıl verileceği konusunda da pedagoglar, psikologlar, sosyologlar devreye girecektir.
‘Hikmet, müminin yitik malıdır.’ hadisini tekrar düşünmenizi tavsiye ederim.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment