Eşler arasında vazife taksimi; Sorumluluk ve İtaat

Aşağıda okuyacağınız yazı, bir kocanın karısından aldığı ‘Bizi düşündüğün için çok teşekkürler’ e-postasına verdiği cevaptır. 

 

‘Bizi düşündüğün için çok teşekkürler’ diye yazmışssın bana. Teşekkürüne teşekkür ederim. Teşekkür etmeseydin yine teşekkür ederdim. Çünkü ben ihtiyaçlarınızı karşılama işini senden bir teşekkür beklentim olduğu için değil, aksine vazifem olduğu için yapıyorum. 

 

Unutma, biz bir aileyiz. Sen, ben ve çocuklarımız bir bütünüz. Bu aile içinde herkesin kendine göre yetki ve sorumlulukları var. Sorumlulukların çerçevesini Allah (cc) çizmiş, Efendimiz (sas) kavlî ve fiilî beyanları ile bize öğretmiş, bu iki ana esas etrafında oluşan ve 15 asırdır devam eden İslamî geleneğimiz bize göstermiş. Benden bu çerçevenin dışına çıkmamı mı bekliyorsun, yahut, bugüne kadar o çerçevenin dışına çıktığımı mı gördün de teşekkür ediyorsun?

 

İnanıyorum sen bu düşüncelerle değil; nezaketinden, nezahetinden, her zamanki zarifliğinden ve en önemlisi, ‘İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a teşekkür edemez’ kültürünün çocuğu olduğun için teşekkür ediyorsun. Buna amenna ama ben bunu vesile bilerek seninle hayalen konuşuyorum. 

 

Allah (cc), Nisa suresinin 34. ayetinde buyuruyor ki: “… mallarından harcayıp kadınlarının geçimini sağladıkları için erkekler… ” devamı var ama burada bir nebze duralım. Ne diyor Cenab-ı Hak? “Kadınlarının geçimini sağladığı için” Yani ailenin maddi açıdan geçim sorumluluğu erkeğe aittir. Sorumluluk, sorunlu değil, sorumlu davranmayı gerektirir. Madem ki sorumluyum, madem ki yükümlüyüm… Daha ötesi ne olabilir ki? Yarın Hakk’ın huzuruna çıktığımda “Namazını kıldın, orucunu tuttun ama ailene yönelik maddi yükümlülüğünü neden yerine getirmedin?” diye sorarsa Allah ben ne derim? İki sorumluluk arasında ne fark var? Her ikisini de emreden Allah. Her ikisinin de muhatabı ben. O halde?

 

Uzun sözün kısası; ev hanımı statüsünde kalmanı birlikte tercih ettik. Tahsiline rağmen çalışmamanı, birikimini çocuklarına yansıtmana birlikte karar verdik. Öyleyse yuvamızda, maddi sorumluluk başta, üzerime düşen her türlü vazifeyi vapmak, zerafet ve nezaket boyutu hariç, teşekkür gerektirmeyen dini ve insani bir vecibedir, vazifedir. Vesselam.

 

Pekala, Allah (cc) bana erkek olarak maddi sorumluluğu yüklediği yerde kadın olarak sana ne diyor? İstersen ayetin devamına bakalım ve senin sorumluluğuna bir göz atalım. Diyor ki Allah: “… mallarından harcayıp kadınlarının geçimini sağladıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar sâdık ve itaatkar olanlardır.” Gördüğün gibi mali harcamalar ve belki idarecilik noktasında fıtrî  özelliklerinden dolayı Allah erkeğe hanenin reisi sorumluluğunu tevdi ederken, kadına da itaat sorumluluğunu veriyor. 

 

Üzerine dikkatlice düşünülecek olursa bir vazife taksimi yapılıyor burada. Bir denge öneriliyor Allah tarafından kullarına. Haşâ ve kellâ bu denge içinde kadına verilen rol, kadını ikinci sınıf yapmaz. Biliyorum senin bu konuda inanan bir insan olarak problemin yok. Kabulde ve uygulamada bir sıkıntın yok ama günümüzde herkes öyle düşünmüyor. Onun için biraz üzerinde durayım. Allah ne kadınlar lehine erkeklere, ne de erkekler lehine kadınlara zulüm olacak bir teklifte bulunmaz. Adildir Allah. Rahmetlidir, şefkatlidir Cenab-ı Hak. Bize bizden daha yakındır. Yeryüzünde bulunan herşeyi bize musahhar kılmış ve, tabiri caizse, bizim için yaratmıştır. Böyle bir Yaratıcı’nın kadın-erkek kullarına zulüm edeceğini düşünmek zulmün ta kendisidir. Ama ne yazık ki bazı hâricî fikrî akımlardan etkilenen Müslüman kadınlar eşitlik, özgürlük, bağımsızlık vs. deyip bu ayetin muhtevasını anlamak ve uygulamakta zorluk çekiyorlar. Müslüman erkeklerin çizgi dışı yanlış uygulamalarını da bu arada unutmamak lazım. Halbuki kocaya itaat eşitiğie mani, özgürlüğe engel bir unsur mudur? İki kişi bile olsa idarenin söz konusu olduğu her yerde son sözü söyleyen birinin olması, söz kesen makamında bulunması tabiî ve fıtrî bir olgu değil mi insanoğlunun hayatında ta Hz. Adem’den beri?

 

Ayrıca, itaat denilen şey marufta olur. Münkerde itaat olmaz ki! Marufa gelince karının dakocanın da ortak değer değil midir o? Koca marufun tercğmanlığını yapıp karısına uygula diyorsa, bu neden kadın için aşağılık bir şey olsun ki?

 

Sözü çok uzattım, bitiriyorum. “Alt tarafı bir teşekkür ettim. Keşke etmeseydim” diyeceksin neredeyse. Olsun madem dinledin şu ana kadar biraz daha dinle. Sadece bizim değil, bütün Müslüman ailelerin sâbiteleri, her hal ü kârda uygulayacakları ilke ve prensipleri olmalı. Bu sâbiteler yuvanın temelini oluşturur. Küçük bir rüzgar esintisi onu yerle bir eder. Unutma, yuvanın yerle bir olmasının adı boşanmadır. 

 

Lütfen etrafına bak. Geçenlerde boşanan komşularımızı hatırlıyorsun değil mi? Neden boşandılar iki dünya tatlısı çocuğa rağmen? Ben cevabını vereyim. Sâbiteleri yoktu. “Kadın ve erkek arasında fark yoktur” diyorlardı. “Evde herkes eşit derecede her şeyden sorumludur” diyorlardı. Ne oldu? Allah aşkına insaf. 3-5 arkadaş pikniğe çıkarken bir vazife taksimi yapar kendi arasında. Ailede vazife taksimi yapılmaz mı? Bu taksimde fıtrî özellikler nazara alınmaz mı? Yapmadılar, almadılar, aile içindeki rollerini tespit edemediler. Keşke kadın-erkek yaratılışlarını kabullendikleri gibi, onları kadın-erkek olarak yaratan Allah’ın aile hayatındaki vazife taksimini de kabullenselerdi. Daha açık ifadeyle ‘Niçin erkek olarak yaratılmadım” diye sormadıkları gibi ‘itaat’ konusunda da itirazda bulunmasalardı. Hiç olmazsa o zaman bir sâbiteleri olurduve şu an çok farklı bir yerde olabilirlerdi. Keşke! 

 

Her neyse başını ağrıttım. Teşekküre gerek yok, çünkü yaptıklarım benim vazifem. Lakin sen Müslüman’a ve insan olana yakışan nezâkettir, nezâhettir, zerâfettir deyip teşekkür edebilirsin. Ben de senin bu teşekkürüne teşekkür ederim. Vesselam. 

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.