Abdürreşid İbrahim’in peşinde
Skylife dergisinde Mustafa İskender, Abdürreşid İbrahim’in Peşinde “TOKYO”yu yazmış. Çoluk çocuğunu bırakıp irşad için Japonya’ya giden Abdürreşid İbrahim’in Tokyo yakınlarındaki “Tamarien Müslüman Mezarlığı”nda yer alan kabrini bulmuş. Dergide kabrinin resmi var. Kabir taşının en üstünde ay yıldızımız var. “Bismillahirrahmanirrahim Hüve’l-Hayyüllezî lâ yemût” yazısı hemen ay yıldızın altında. Bunların altında da KADI HACI Abdürreşid İbrahim yazısı var. Arapça ibarelerin en altında bu muhterem zatın doğum tarihi (1852) ve vefat tarihi (1944) yazılı…Mustafa İskender Bey şöyle diyor: “Tokyo’ya ilk defa gidiyorsanız ve kafanız Japonya ve Japonlarla ilgili çocukluğunuzdan beri dinlediğiniz aforizmalarla doluysa Tokyo muhtemelen sizi şaşırtacak. Bu aforizmaların kaynağı Mehmet Akif’in Süleymaniye Kürsüsü’nden Abdürreşid İbrahim’e Japonya izlenimleri hakkında söylettikleri olabilir:
“Medeniyet girebilmiş yalınız fenniyle…
Ne kadar maskaralık varsa kovulmuş kapıdan!
Garbın eşyası, eğer kıymeti hâizse yürür;
Moda şeklinde gelen seyyie gümrükte çürür.”
“Bugünkü Tokyo’ya baktığımızda sonraları pek çok şey gümrükten geçmiş görünüyor. (…) Japonlar herhangi bir iş ilişkisine giren herkes onların çalışkanlığından, işini ciddiye almasından, titizliğinden bahseder. En basit bir işi yaparken dahi dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi davranırlar.”
Sultan II. Abdülhamid, Japonya ile iyi münasebetler kurmuştur. Onun için Japon-Rus Harbi’nde, arkadan vurmak için İstanbul Boğazı’ndan geçen Rusların harp gemilerini, Japonlara haber veren bizim Osmanlı istihbaratıdır. Bu istihbaratla Japonlar zafer kazandıkları için Sultan Abdülhamid’e teşekkür ziyaretine gelmişlerdir. Muzaffer komutanları İstanbul’da ulemaya İslâmiyet üzerine sorular sormuştur. Bu sorulara Üstad Bediüzzaman muhatap olmuştur. Onun için Münazarat Risalesi’nin “Unsuru’l-Akîde” bölümünde “ecvibe-i Japoniyye” yani “Japonlara verilen cevaplar” diye bunları, tevhid, nübüvvet ve haşir konusu olarak ele almıştır.
Mehmet Akif’in Abdürreşid İbrahim’in Padişah’tan Japonya’ya âlimlerin gönderilme istediğini dile getirmesi üzerine bir grup âlim Japonya’ya gitmek üzere yola çıkarılmıştır ama, Japonya’nın Müslüman olmasının Osmanlı’yı güçlendireceğini düşünen İngilizler, ulemayı götüren gemiyi daha yolda batırmışlardır.
Bu sıcak münasebetlerden dolayı bütün dünyada (buna İslam dünyası da dahil) Osmanlı aleyhine tarih kitaplarında yazılar bulunmasına rağmen Japonların tarihinde böyle bir şeye rastlanmamaktadır…
Mehmet Akif’in bahsettiği Japonya’da o eski durum maalesef yok. Hatta Amerikan hayranlığı çok ileri seviyede… Kendilerini “kuluçka civcivleri gibi” görenler de var. On sene önce arkadaşımız Hamit Travaç ile Alplerin tepesinde teleferikle bir gezimiz olmuştu. Hem Almanya, hem İsviçre, hem de Avusturya sınırında bulunan bu yüksek zirveden bazı Japon turistlerin fotoğraf makinelerini son anlarını tesbit edecek şekilde kurarak intihar ettiklerini öğrenmiş ve çok üzülmüştüm…
Merhum Abdürreşid İbrahim ruhu ile dünyanın her tarafına bilhassa dostumuz Japonya’ya koşacak adanmış ruhlara ihtiyacımız var… Öyle değil mi?..
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment