New York’ta öğrenci olmak - 1

Konuyu ‘öğrenci’ olarak daraltmadan önce New York’ta olmaktan bahsetmek isterim. Çünkü burada kaldığınız sürece hayat boyu unutulmayacak deneyimler yaşayacak ve farklı biri olarak ülkenize döneceksiniz.

Geldiğim günden bu yana birçok kişiyle konuştum. Yolunuzu çizmek ve neler yapmanız gerektiğine sağlıklı karar vermek için ister istemez deneyimlerden yararlanmak istiyorsunuz. Uzun süre burada kalmış kişilerin ilk söylediği sabırlı ve çalışkan olmak gerektiği. Amerika’da bir hayat kurmak istiyorsanız zorlu yıllara hazırlıklı olmanız şart.

Güzel bir öğrencilik dönemi geçirmek istiyorsanız da şehri kısa sürede öğrenmeye bakın ve sürekli araştırın.

New York dünyanın en harika ve yüzlerce fırsatı barındıran şehri olsa da, İngilizce öğrenmek isteyenler için ne kadar doğru bir tercihtir; tartışılır. Beklenenin aksine New York’un Amerikayı temsil ettiğini düşünmüyorum.

Başlı başına farklı bir dünya olan bu şehir, dört bir taraftan aldığı göçmen ve ziyaretçilerle kendi küçük ülkesini oluşturuyor adeta. Bu kültür mozaiğinde beraberinde çok farklı dilleri bir araya getiriyor ve İngilizcenizi geliştirmek bazen zaman alabiliyor. Ama Amerika’ya gelmek için bir seferlik şansınız varsa kesinlikle New York’u tercih edin derim.

NEDEN NEW YORK’TA ÖĞRENCİ OLMALISINIZ

Kısa süre de olsa kültürünü ve dilini bilmediğiniz bir yerde yaşamak hayatınıza tahmin edemeyeceğiniz artılar getirebilir. Kültürümüz gereği çoğumuz 20’li yaşların sonuna kadar aile desteğini hissederek büyürüz ve bazen tek başımıza neler yapabileceğimizi ya da nasıl biri olduğumuzu farkına varamayız.

New York’a veya bambaşka şehirlere doğru çıkacağınız kısa yolculuklar size aslında ne kadar güçlü olduğunuzu gösterebilir; hayattan neler istediğinize ve kendinizi tanımanıza yardımcı olabilir.

Peki, bu şehire gelince sizi neler bekliyor?

Genç nesil tarafından akın akın buraya gelinmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu olsa gerek; sizi nelerin bekleyeceğini hiçbir zaman tahmin edememeniz. Şehrin hızı sizi de arasına alacak ve her gün yeni bir bilgi, farklı bir dünyayla tanışacaksınız.

Söylemek gerek; zaman zaman sorunlar yaşayacak ve kendinizi yalnız hissedeceksiniz. Çalışmanız gerekiyorsa Türkiye’de gösterdiğiniz enerjinin belkide iki katını göstermek zorunda kalacaksınız. ‘Comfort Zone’ (Bizim tabirimizle güvenli limanlar) dışına çıktığınız için evinizi arayacak olmanız çok doğal ama unutmamak gerek kendi hayatınız bu alanın dışına çıktığınızda başlar.

Herkes bu alanın dışına çıkmaya cesaret edebilir ama herkes uzun süreli kalmayı başaramaz. Buraya gelen kadar geri dönenlerde var. Bu yüzden ilk bir ay kendinize zaman tanıyın ve pes etmeyin. Altıncı aydan sonra her şey çok daha güzel olmaya başlayacak.

New York’u seçmenizin bir diğer avantajı geleceğiniz için çok güzel bir çevre edinebilme şansı. Her şey sizin elinizde. Sosyal hayat ve iş hayatının merkezlerinden birindesiniz. Nereye yönlenmek istiyorsanız ona göre kurslara katılabilir, o toplulukların arasına girebilirsiniz. Dünyanın her yerinden insan tanıyabilir, onların deneyimlerini öğrenebilirsiniz.

‘BİR ŞEYLER’ YAPMAK

Bende dahil burda tanıdığım her insan aynı cümle çevresinde birleşiyor; ‘Bir şeyler yapmamız lazım!’

New York’un dünya merkezlerinden biri olmasına şaşmamak gerek. Her 10 kişiden 8’inin böyle düşündüğünü ve en az 4’ünün başarılı olduğunu varsayarsak, şehrin başarısı ve hızı konusunda mantıklı bir sonuca ulaşabiliriz.

Buraya ‘bir şeyler’ yapmak amacıyla gelmeseniz bile şehrin her yeni fikre açık oluşuna hayran kalacaksınız. İnsanların ne kadar da enteresan işler yaptığını gördükçe otomatikman fikir ürettiğinizi farkedeceksiniz. Yeteri kadar çalışırsanız hedefe ulaşabileceğinizi çözdüğünüz anda ‘Bir şeyler yapmak lazım!’ grubuna hoşgeldiniz.

Bunun için büyük, küçük, vatandaş, öğrenci; herhangi bir vasfa sahip olmanıza gerek yok.

Eğer fikriniz varsa New York’un kapıları her zaman size açık. Yoksa da elbet bir tane edineceksiniz. Ve dönseniz bile çok daha güçlü biri olacaksınız.