Rocky ile Amerikan tarihi
Kimi filmlerin alt metinlerini anlamak için sinema eleştirmenlerinin yazılarını okumak veya o film üzerine yapılan kimi incelemeleri araştırmak gerekir. Bazen politikayla hiç ilgisi olmayan bir filmin verdiği mesajların da dönemin politikalarına ait olduğu görülebilinir.
Bunun son örneği bir boksörün hayatını anlatan ve Sylvester Stallone’nin başrolünde oynadığı Rocky filmiyle ortaya çıktı. “İtalyan Aygırı” lakaplı Rocky ilk filmin çekildiği 1976’dan serinin 6. filminin çekildiği 2006’ya kadar ABD tarihine de değinmiş.
1976’da çekilen serinin ilk filmi Rocky, o yıllarda ABD’li solcuların şikâyet ettiği ekonomik eşitsizlik ve fırsat adaletsizliğine dikkat çekiyor. Yapım, işçi sınıfının hayatını tırnaklarıyla kazırcasına çabalayarak kazandığı ancak yine de ortalama bir hayat standardı yakalayamadığı, özellikle de göçmenlerin; fırsat eşitsizlikleriyle mücadele etmek zorunda kaldığı bir döneme ışık tutuyor.
İtalyan Aygırı Rocky, işte bu dönemde; imkânsızlıklarla mücadele ediyor, kısıtlı olanaklarla antrenman yapıyor ve önüne çıkan ilk fırsatta da şampiyonluk unvanının sahibi olarak, işçi sınıfının yüreğine su serpiyordu.
Serinin ikinci filmiyse, “ABD’deki işçilerin, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha fazla çalıştığı ancak az kazandığı” tartışmalarının yapıldığı bir dönemi anlatıyor. Kanada, Japonya ve İsveç gibi ülkelerdeki işçilerden, haftada 45 saatten daha uzun süre çalışarak ayrılan ABD’liler, bir süre gözündeki sakatlık nedeniyle ringlerden uzak kalan Rocky’nin, sıkı antrenmanlarına yeniden başlayarak algı yönetimine maruz kalıyor. Filmde verilmek istenen mesaj şöyle: “Ne kadar çok çalışırsan, o kadar sağlıklı olursun.”
Serinin ilk iki bölümünde siyah boksör Apollo Creed ile dövüşen “beyaz kahraman Rocky”, üçüncü yapımdaysa ırkçı tansiyonu biraz düşürmek için ezeli rakibinin antrenörlüğüne ihtiyaç duyuyor. Fakat bu denge, ringdeki bir başka siyah rakip James “Clubber” Lang’i pataklamasıyla yeniden sağlanmış oluyor. Bazı yorumlara göre bu film, beyaz Rocky’ye hız ve güç kazandırmak için çabalayan Apollo tiplemesiyle, beyazların; siyah egemenliğindeki güç ve erkeksiliğe özendirici mesaj veriyor.
1985’te çekilen Rocky IV ise Soğuk Savaş dönemine denk getirilerek, Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki çekişmeye odaklanıyor. Sovyet boksör Draga’nın, ringde öldürdüğü siyah Apollo’nun intikamını almak elbette ki Rocky’ye düşüyor. Yüksek teknolojik nimetlerden faydalanarak makineleştirilen komünist boksör Draga, ilkel yöntemlerle çalışan Rocky tarafından ringde siliniyor, hatta salondaki izleyicilerin sempatisini kazanacak bir de konuşma yapıyor. Yapım en nihayetinde; kötü niyetli Sovyetlerin, temiz kalpli ABD karşısındaki yenilgisidir…
90’ların emekliler sorunlarına ışık tutan Rocky V ise, geleceğe dair hiçbir yatırım yapmamış emekli Rocky’nin, beş parasız hayatıyla ibretlik hikâyesini konu alıyor. Bu filmin amacıysa; işçi sınıfının gereksiz harcama ve yatırımlar yapmadan, zor günler için emeklilik fonlarına dâhil olmasını teşvik etmektir.
2007’de çekilen son film ise, 59 yaşındaki emekli boksörün, şampiyon ile unvan maçına çıktığı bir konuya odaklanır. O dönemde ABD’deki emekliler, son beş yıldır kendilerine iş fırsatları yaratılması için mücadele ediyorlardı. 59 yaşında Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu’nu devirip, hatırı sayılır bir servetin de sahibi olan Rocky ise emeklilerin de çalışabileceğinin bir kanıtıdır artık.
İlk çekilen Rocky filmi 28 günde bir milyon dolar bütçe ile çekilmiş ve En İyi Film dahil üç Oscar kazanmıştı. Dünya genelinde ise 225 milyon dolar hasılat elde etmişti.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment