Mozart’ın 35 yıllık öyküsü
İlk defa harfleri öğrendiğinde, minik Mozart, önüne gelen her yere bu harfleri tekrar tekrar yazmaya başlamış.
Çılgınlar gibi, bütün duvarları harflerle bezermiş. Notalarla olan ilişkisi de böyle Mozart’ın. Daha 4 yaşında ilk bestesini yapması, 35 yıllık kısacık ömrüne çağlar sonrası dinlenen eserler bırakması hep aynı tutkudan. İki gün önce 257. doğum günü olan Mozart’ın mucize çocukluğu, hayatı, eserleri bu akşam saat 20.00’de Can Yayınları tarafından Borusan Müzik Evi’nde düzenlenecek bir etkinlikle anılıyor. “Aydın Büke ile müzikli söyleşiler” başlığıyla müzik tarihinde önemli bir yere sahip bestecilerin anlatılacağı etkinlikler dizisinde bir ay aralarla Schumann’lar ve Brahms, Chopin ve Bach’a da yer verilecek.
Mozart’ın hayatından Büke’nin aktardığı bölümlere göre Pelin Halkacı Akın kemanla, İris Şentürker piyanoyla ve Şebnem Ağrıdağ Usanmaz’ın seslendirmesiyle örnekler seyirciye sunulacak. Böylece biraz anlatı, biraz müzikle seyirci hem Mozart’ı hem de eserlerini yakından tanıma imkânı bulacak. Herkesin bir şekilde bu isimleri duyduğu halde, onlar hakkında pek de bir şey bilinmemesini bu müzik türünün ötekileştirilmesine bağlıyor Büke. Batı klasik müziği diye adlandırdığımız türün bu şekilde isimlendirilmesine itiraz ediyor aynı zamanda. Ona göre evrensel olabilmiş yapıtlar ve sanatçılar için bizden ya da onlardan demek doğru değil. Çünkü bu durum beraberinde “Benden olmayan bir şeyi de seviyorum, çok önemli bir şey yapıyorum.” tavrına da götürüyor insanları. Büke, müzik tarihinde kilometre taşı olmuş insanları ve müzikleri bu kadar ayrıştırmanın yabancılaşmayı da beraberinde getirdiğini düşünüyor ve ekliyor: “Klasik müzik eserlerini yabancı müzik algısından kurtarabilirsek, evrensel bir şeyi kendi müziğimizin içine katabiliriz.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment