Hayalet yazarlar iş başında
Son yıllarda dünyada yeni bir yazarlık biçimi türedi. Kitap yazmak isteyip de buna yeteneği veya zamanı olmayanlar, tüm yükü gölge yazarlara (ghost writer) bırakıp kitaba kendi adını yazdırıyor. Ülkemizde de örnekleri olan bu gölge yazarlık mesleği bir endüstriye dönüşmüş durumda. Hatta ödül alan kitaplar bile var
Amerika’nın eski dışişleri bakanı Hillary Clinton’ın anılarını yazdığı Hard Choices adlı kitabı piyasaya çıktı. Clinton’ın kitabında anlattıkları, dünya siyaseti açısından önemli anekdotlar içerse de yayıncılık cephesinde bir mesleği yani gölge yazarlığı (ghost writer) yeniden gündeme getirdi. Zira kitabın yazarı aslında Clinton’ın değil, ücreti mukabilinde yazdırdığı hayalet ya da gölge bir yazarın olduğu söylentiler arasında. Bu dedikodulara neden olansa, Clinton’ın daha önceki kitaplarında gölge yazarlarla çalıştığının ortaya çıkması. Söylentileri bir tarafa bırakırsak, kitap yazma tutkusu öyle küçümsenecek bir duygu değil; herkesin bir gün o yazı masasına geçip başkalarına aktarmak isteyeceği muhtemelen birçok hikâyesi var. Fakat yazma eylemi başlı başına bir yetenek ve bu alanda tecrübesi olmayanlar, bütün yükü Batı’da bir hayli geçmişi olan, gölge yazara bırakıp kitaba kendi adını yazdırıyor. Bu meslek, pek çok kimsenin iştahını kabartırken, gölge yazarlık bir endüstriye dönüşmüş durumda.
Haruki Murakami’nin o epey kalınca romanı 1Q84’ü okuyanlar, bu gölge yazarlığa aşinadır. Kitabın kahramanı Tengo, gölge yazarlıktan geçinen ve kendi kitabını bir türlü yazamayıp geciktiren bir yazar tiplemesi olarak karşımıza çıkmıştı. Bu işin altını biraz daha didiklediğimizde ise şaşırtıcı notlar çıkıyor. Mesleği bireysel olarak yapanların yanı sıra bir şirket veya yayınevi bünyesinde ekip halinde bu işi ifa eden yazarlar mevcut. Gölge yazarlık, sizin adınıza kitap, roman, hikâye, senaryo, tez, köşe yazısı, konuşma ve sunum metni hazırlayan ve yayıncılık dünyasında bir hayli ilgi gören bir meslek artık.
Türkçede hizmet veren yazarlık şirketlerinden birine kulak verdiğimizde şu bilgilerle karşılaşıyoruz: “Gölge yazar, ilgili telif ve kullanım haklarını ücret karşılığı müşteriye devreder. Metin zaten o müşteriye özel olarak üretilmiştir. Çağdaş toplumlarda bir gölge yazar hemen her alanda etkinlik gösterebilir. Geleneksel olarak başkası adına konuşma metni yazan gölge yazarlar, artık bundan çok daha geniş bir uygulama sahasında faaliyet göstermektedir. Dillerden düşmeyen bir şarkının ya da örneğin bir ünlünün adıyla basılan bir kitabın bir gölge yazar tarafından üretilmiş olması günümüzde giderek daha sık rastlanan bir durumdur.”
Özellikle politikacıların, müzisyenlerin ve iş dünyasından ünlü isimlerin meraklı olduğu bu gölge yazarla kitap yayımlama işinin ekonomik cephesinde dudak uçuklatan rakamlar dönmekte. Sadece politikacılar ve işadamları değil, akademisyenler hatta kimi yazarlar da bu yönteme başvurabiliyor. Bu işi yapan şirketlerin aktardığına göre gölge yazarın kaleminden çıkan bu metinler, bir işbirliği içerisinde “siparişi veren kişi bilsin veya bilmesin, gölge yazarın kimliği açıklanmadığı gibi, bir uzmanın yardımına başvurulduğu dahi gerekmedikçe ilan edilmez. Nadiren, edebi eserlerde veya kitap yazamayacağı çok aşikâr bir ünlünün otobiyografisinde, gölge yazarın varlığı, hatta adı açıklanabilmektedir ki, orada da söz konusu profesyonelin kimliği, teşekkür bölümünde veya ortak yazar adı altında duyurulur.”
NOBEL ÖDÜLLÜ YAZARLARIN DA ‘GÖLGESİ’ VAR
Gölge yazarlık mesleğine baş koymuş Türk kökenli bir yayınevi ise bu işi şu cümlelerle özetliyor: “Kafanızda çok güzel bir roman konusu, harika bir hikâye ya da senaryo var. Ancak yazamıyorsunuz. Hayal etmek, kurgulamak ayrı, yazıya dökmek ayrı… Bir kitaplaştırıp bastırabilseniz var ya, bestseller olacak. Zengin, ünlü, popüler olacaksınız ama olmuyor, olmuyor… Sizin yerinize biz yazalım. Sizin isminizle yayınlansın. Okuyanlar size ‘helal olsun’ derken, siz içinizden bize teşekkür edin.”
Gölge yazarların ödül aldığı kitaplar da yok değil. Hillary Clinton ve John F. Kennedy adına yayımlanan kitaplar, en bilinen örnekleri arasında. Bunun yanı sıra 1989’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan İspanyol yazar Camilo Jose Cela için 2002’de öldükten sonra koca bir gölge yazar ordusuyla senelerce çalıştığı iddiası ortaya atılmıştı. Edebiyat dünyasında epey tartışmalara yol açan bu iddiaya göre gölge yazarlar Cela’ya karakter oluşturma ve üslup katma konusunda epey yardımcı olmuş ve özellikle yazarın son dönemlerinde pek çok metni yazdıkları dile getirilmişti. Meşhur olup da aynı zamanda gölge yazarlık yapan Katherine Anne Porter, Kingsley Amis, James Ramsey Ullman ve H.P. Lovecraft gibi isimleri de saymak lazım.
Gölge yazarlığın, özellikle belli meslek grubu ve statüdeki insanlar için artık bir gerekliliğe dönüştüğü varsayımını yabana atamayız. Fakat İlhan Berk, “Başkalarını bilmem, yazmak benim için cehennemdir.” derken, bu yazmanın kahrediciliğini, baskısını ve yüklediği zorluğu pek güzel özetliyordu. Anlaşılan o ki, gölge yazarlarla işbirliğine giren isimlerin, bu cehenneme girmeye ve yükü kaldırmaya güçleri yetmiyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment