Geri Dönüyorlar!

Steven Spielberg klasiği Jurassic Park, 20. yılında 3D olarak beyaz perdeye geri dönüyor.  

Usta yönetmenin eserlerinden biri olan film, 1993’ten bu yana büyük yol kat eden teknoloji sayesinde beklenmedik bir etkileyiciliğe kavuşuyor. 90’lar neslinin çocukluğuna damga vuran Jurassic Park, böylece aynı anda hem son derece nostaljik, hem de güncel olmayı başarıyor. Lex ve Tim’in velociraptorları alt etmeye çalışmasını izleyerek büyüyen neslin hayal gücü, artık gelişmiş teknoloji tarafından desteklenerek bir adım öteye gidecek. Vahşi ve ölümcül Nublar Adası’nın sesleri ve görüntüleri, yönetmen Steven Spielberg ve filmin uyarlandığı çok satan romanın yazarı Michael Crichton’un hayal ettiğine şimdi çok daha yakın.

Bu noktada Spielberg’in, Jurassic Park 3D’nin, 20 yıl önceki filmin üç boyutlu versiyonundan çok daha fazlası olmasını istediğini, yeni filmin 3D görüntülerin ötesinde bir deneyim şeklinde algılanmasını istediğini belirtmek gerekiyor. T-Rex’in ayak sesinin ilk kez duyulduğu, bardaktaki suyun titrediği veya bebek raptorların yumurtadan çıktığı çeşitli ikonik sahnelerin çarpıcılığı, gelişen teknoloji ve uzman bir 3D çalışması sonucunda ilk kez izlendiği günkü etkileyiciliğini hiçbir şekilde yitirmemiş.

Jurassic Park’ın görüntülerinin 3 boyuta taşınması, 700 kişilik uzman bir ekibin 9 aylık çalışmasının eseri… Steven Spielberg, orijinal çekimleri filmin etkileyiciliği adına zaten çok boyutlu bir his uyandıracak şekilde yaptığı için, titiz 3 boyutlandırma çalışması ile ortaya beklentilerin ötesinde bir eser çıkmış. Bu çalışma, filme çok da karmaşık, yorucu bir teknolojik hava katmadan, sadelik sevenleri hoşnut edecek şekilde yapılmış. Spielberg de görüntüleri efekte boğmadan, sadece kameranın hangi objenin önünde, hangisinin arkasında duracağı gibi detayları belirginleştirerek, seyir keyfini en üst düzeye çıkaran çalışmadan oldukça memnun kalmış. Orijinal her şey korunup bunlara sadece dinozorların detaylandırılması gibi sinema keyfini maksimize eden noktalar eklenince, Jurassic Park 3D’nin hikaye anlatımı oldukça tatmin edici bir seviyeye çekilmiş.

Jurassic Park 3D’nin hazırlanmasındaki bir diğer önemli nokta ise ses. Filmin ses efektleri de yeni salonların şekline ve derinliğine göre elden geçirilmiş; yeni ses efektleri ve görsel iyileştirmeler sayesinde Jurassic Park 3D’yi izleyen herkes Jurassic Park adasını ziyaret ettiğini, yanlarında bir T-Rex’in dolaştığını veya bir ‘brachiosaurus’ ile karşı karşıya geldiğini gönül rahatlığı ile söyleyebilir.

Bu makyajlı hali dışında Jurassic Park bildiğiniz Jurassic Park. 1993’te vizyona girdiği anda klasik mertebesine yükselen bu Spielberg eseri bir yandan nefes kesici aksiyon sahneleri ile ilgiyi hep yükses tutuyor, diğer yandan insanın kendi gücüne fazla güvenmesiyle çıkardığı sorunları, doğanın karşısında insanın gücünün sınırlılığını ve bilimin etik yükleri gibi derin konuları da mükemmel diyaloglar ile tartışmaya açıyor. Bu konuda son sözü yine filmin uyarlandığı romanın yazarı Michael Crichton söylüyor; “Doğayı kontrol edebileceğinizi sanıyorsunuz ve o andan itibaren başınız belaya giriyor, çünkü bunu yapmanız mümkün değil. Bir gemi yapabilirsiniz, fakat okyanus yapamazsınız. Bir uçak yapabilirsiniz, fakat havayı yapamazsınız. Güçleriniz, düşlerinizin sizi inandırdığından daha az.”