Dr. Ahmet Kurucan, yeni kitabının imza gününde okurlarıyla buluştu

Dr. Ahmet Kurucan, yeni kitabının imza gününde okurlarıyla buluştu

İlahiyatçı-yazar Ahmet Kurucan, ‘O Razı ise…’ adlı yeni kitabının imza gününde okurlarıyla bir araya geldi. New Jersey’de bulunan ANT Kitabevi’nde gerçekleşen imza gününe kitapseverler yoğun ilgi gösterdi.

Kurucan’ın, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin sohbet ortamına dair izlenimlerini aktardığı köşe yazılarından oluşan “O Razı ise…”, Zaman Gazetesi’nde yayınlanan makalelerden oluşan Huzurdan Esintiler serisinin üçüncü kitabı.

Son bir yıldır yaşananları gelecek nesillere anlatmanın büyük önem taşıdığını ifade eden Kurucan, “Bu kitap, 17 Aralık öncesi ve sonrasında yaşanan güncel ve aktüel gelişmeleri anlatan bir kitap değil ancak bu sürece önemli notlar düşmekte” dedi.

 

Yazar-Ahmet-KurucanYeni kitabın bugünden düne bakmak isteyenler için önemli bir kaynak olduğunu belirten Kurucan, “Hadiseleri bizzat yaşadığımız için bugünü anlatan kitaplar bize çok şey ifade etmeyebilir ancak gelecek nesiller bugün olup bitenleri bu kitaplardan öğrencek. Bizlerin bugün yaşananları doğru şekilde gelecek nesilere taşıma sorumluluğumuz var” diye konuştu.

Yaşananların gelecek nesilere doğru bir şekilde aktarılmasının kişinin hem geçmişe, hem bugüne, hem gelecek nesillere hem de Allah’a karşı sorumluluğu olduğunu aktaran Kurucan, “O Razı ise…” isimli kitabın böyle bir düşüncenin hayata geçirilmesi olduğunu söyledi.

Türkiye’de doğruların “Havuz – ya da yeni tabiriyle zift – medyası tarafından çarpıtıldığını” vurgulayan Kurucan şöyle devam etti: “17 Aralık’ta hukuki bir hadise siyasi arenaya taşındı. Suçlamalara matuf olanlar, muhafazakar kimliklerini de kullanarak o hukuki süreci şimdi de dini mesele haline getirdi. Sanki ortada içi boşaltılan kasalar yok, sıfırlanan milyar dolarlar yok, alınan rüşvetler yok, sürgün edilen ya da işinden atılan binlerce polis, yargı mensubu yok ya da devletin içi boşaltılmış değil. Konuyu dini bir meseleye dönüştürdüler.’’

Hocaefendi’nin geçtiğimiz aralık ayından ağustosa kadar suskun kaldığını ve daha sonrasında her iki günde bir sohbet ederek mesajlarını verdiğini belirten Kurucan, bu tarihten sonra halkın vicdanlarında ve kafalarında bazı kıpırdanmaların yaşandığını dile getirdi. Hocaefendi’nin sohbetlerinde bazı kesimlere yönelik sert bazılarına ise yumuşak bir uslup kullandığını hatırlatan Zaman Gazetesi yazarı, “Hocaefendi’nin sert sözleri, eski İçişleri bakanı İdris Naim Şahin’in ifade ettiği ‘dar oligarklar’a. Hocafendi’nin ‘köprüleri atmayın’ dediği kesim ise yaşanan olaylarının perde arkasını bilmeyen ve AKP’ye oy verenler” dedi.

Okurlarına bundan sonrasına dair tavsiyelerde bulunan Kurucan kafasında hala soru işaretleri bulunanlara şöyle seslendi: “Bu hadiseler bizim kendimizle ilgili yeniden muhasebe yapmamıza vesile oldu. Dün Suriyeli mültecilere yardım topladık bugün de topluyoruz. Dün yaptığınız bu yardımlardan, hayır işlerinden bugün rahatsızlık duyuyor, bunların yanlış olduğunu düşünüyorsanız yolunuz açık olsun. Yok dün olduğu gibi bugün de dünya çapında insanlık adına yaptığınız işlerin doğru olduğunu düşünüyorsanız işinizi yapmaya devam edin. Savaş çıktı, zemin değişti diye namaz terk edilmez.”

Masum insanlara zulmedenleri ise Allah’a havale ettiklerini dile getiren Kurucan, “Bırakın onlara ne olacağını. Allah’a havale edilen bir iş, ne oldu, ne olacak diye dönüp bakılmaz. Allah’a iman bunu gerektirir” diye konuştu.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.