Bir ben var benden ziyade
‘Öteki’ kelimesindeki anlam kayması (‘diğeri’nden ‘mazlum’a) dilbilimin sahasına girse de insanlık tarihiyle yakından alakalı.
Bu toprakların yakın tarihinde öteki olmanın garip bir şekilde tahakküm aracına dönüşmesi ise siyaset biliminin çetrefilli meselelerinden biri.
Dostoyevski’nin ‘Öteki’ adlı uzun öyküsü (novella), ‘diğeri’nden bahseder. Her insanın olmak isteyip de olamadığı (rağbet gören) insan tipi ile aslında olduğu ama olmak istemediği silik insan tipi arasındaki mücadeleden. Modernitenin diliyle söylersek, algı dünyasında yaşayan günümüz insanının ‘görünür olma’ derdi ve bu uğurda yaptığı gülünçlükler manzumesi. Zamanın Golyadkin’lerinin kulakları çınlasın!
Britanyalı genç yönetmen Richard Ayoade, Dostoyevski’nin öyküsünü sinemaya uyarlarken, önündeki birçok yoldan en ‘kısır’ını seçiyor. Zamansızlık algısını pekiştirmek için kostüm olarak 70’lerin retro etkisini hatırlatan bir seçim yaparken, bilim-kurgu atmosferi kurmak için François Truffaut’nun ‘Fahrenheit 451’inden (1966) Terry Gilliam’ın ‘Brazil’ine (1985), Charlie Kaufman’ın kaleminden çıkan ‘John Malkovic Olmak’tan (1999) David Lynch filmlerinin dünyasına kadar uzanan bir çağrışım çizgisinde ilerliyor. Olumlu gibi görünen bu tercihler, filmi Dostoyevski’nin dünyasından koparıyor. Özellikle de, Klara’ya (filmde Hannah) olan aşkına Golyadkin’in (filmde Simon) iç dünyasından daha kilit bir rol verilmesi, filmi novelladan uzaklaştırıyor.
Yönetmenin uyarlama için saptığı yol, kendi içinde tutarlı olmasına ve filmi ortalamanın altına düşürmemesine rağmen, öyküyü potasiyelinin altına çekiyor. Oysa, ömrü plaza ortamlarında geçen ‘beyaz yakalı’ günümüz şehir insanının dünyasına girmek için ‘Öteki’ çok iyi bir fırsat sunuyor. Ancak belli ki yönetmen Dostoyevski’den ziyade, biraz geride bahsettiğimiz o yönetmenlerin ruh ve duygu dünyasına kendini daha yakın hissettiğinden onları referans almayı tercih ediyor. Ve bu referans onu Dostoyevski’den uzaklaştırıyor. ‘Öteki’nin söz konusu filmlerle akrabalığı dışında sinemaseverler için hazırladığı bir başka hoşluk da Ayoade’nin ilk filmi ‘Submarine’in genç yıldızı Craig Roberts’ın İntihar Birimi dedektifi olarak karşımıza çıkması.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment