Beyazperdede 61 yıl sonra yeniden Fetih heyecanı
Merakla beklenen ‘Fetih 1453’ dün Türkiye genelinde saat 14.53’te gösterime girdi. 134 sinemada, 850 salonda seyredilen film, 17 milyon dolarlık bütçesiyle Türk sinemasının en pahalı yapımı oldu.
Faruk Aksoy’un yönetmenliğini yaptığı ‘Fetih 1453’ daha çok savaş sahneleri ve görsel efektlerinin başarısıyla öne çıkıyor. Devrim Evin (Fatih Sultan Mehmet), İbrahim Çelikkol (Ulubatlı Hasan), Dilek Serbest ile Recep Aktuğ’un oynadığı film, Hollywood standartlarına ulaşan görselliği ile akıllarda kalıyor. Ancak ‘Fetih 1453’ bir asırlık Türk sineması için bir ilk değil. Daha önce ‘İstanbul’un Fethi’ adlı film, 1951’de çekilmişti.
Merakla beklenen ‘Fetih 1453’ dün Türkiye genelinde saat 14.53 seansında gösterime girdi. Bütçesi ve teknoloji kullanımı açısından bir ‘ilk’ olan ‘Fetih 1453’, bir asırlık Türk sineması için ise ilk değil. ‘İstanbul’un Fethi’ adlı film, tam 61 yıl önce, 1951’de çekilmişti. TSK ve Demokrat Parti hükümetince desteklenen Aydın Arakon’un yönettiği filmde Sami Ayanoğlu (Fatih Sultan Mehmet), Turan Seyfioğlu (Ulubatlı Hasan), Reşit Gürzap (Çandarlı Halil Paşa), Cahit Irgat (İmparator Konstantin) ve Sait Yaşmaklı (Molla Gürani) rol almıştı.
DİNÎ REFERANSLARA VURGU
Çılgın Dersane filmlerinin yönetmeni ve Recep İvedik filmlerinin yapımcısı Faruk Aksoy imzalı ‘Fetih 1453’, öncelikle Fatih Sultan Mehmet’i ve Fetih’i anlatırken dinî referansları ön plana çıkarmasıyla dikkat çekiyor. Meşhur ‘Konstantiniyye’nin fethi’ hadis-i şerifiyle açılan film, Fatih’in doğumu ve fethin gerçekleşmesini de buna dayandırıyor. Her filmde yaptığımız gibi özet geçmek burada gerekli değil. Zira hepimiz biliyoruz ki, İstanbul fethediliyor! Herhalde kimse “Filmin sonunu niye söyledin?” demeyecektir. Zaten filmin olay örgüsünden ziyade, ‘nasıl’ çekildiği, hikâye anlatımında nelere dikkat edildiği, fetih gibi bir olayı anlatırken senaryonun hangi çatışma unsurlarından beslendiği merak ediliyordu. Ve tabii ki, görsel efektler ile teknoloji kullanımında filmin hangi kalitede olduğu…
‘Fetih 1453’, görsel ve teknolojik açıdan Hollywood standartlarını yakalayan bir yapım. Bu konuda filme iyi para yatırıldığını ve perdede bunun karşılığının alındığını görüyoruz. Meşhur ‘şahi’ topunun da yer aldığı savaş sahneleri görsel yönden çok başarılı. Bilgisayar efektleri birkaç yerde kendini belli etse de, genel olarak standartların üstünde. Filmin en önemli yanı, hikâyesini anlatırken dinî referanslara yaptığı vurgu. ‘Fetih 1453’, Fatih’in şahsına ve muhafazakâr kodlara hassasiyetli bir yaklaşım sergiliyor. Filmin ‘aşk’ yükünü Ulubatlı Hasan karakterine havale eden senaryo; Fatih Sultan Mehmet’i, “Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni.” sözünden hareketle ‘gözü fetihten başka bir şey görmeyen’ padişah olarak resmediyor. Aslında iyi gibi gözüken bu durum, Fatih’i olduğundan farklı, hatta biraz ‘takıntılı’ bir şekilde perdeye yansıtıyor. Öte yandan karakter yönüyle elle tutulur bir tek Fatih var. Vezirler, Gülbahar Hatun, İmparator Konstantin ve onun danışmanları dâhil diğerleri karakter değil, ‘tip’ olarak kalıyor. Filme son 10 dakika giren Akşemseddin tiplemesi ise bir karikatürden öte geçemiyor.
Ulubatlı Hasan ayrı bir bahsi hak ediyor. Fatih’e kılıç kullanmayı öğreten yakın arkadaşı olarak gördüğümüz Ulubatlı Hasan, filmin ilerleyen bölümlerinde birden ‘Fatih’in Fedaisi Kara Murat’ moduna dönüyor. ‘Kahpe Bizans’ın güzel kızı’ da top ustası Urban’ın kızı Era oluyor. Bizans demişken, İmparator ve danışmanları da senaryonun diyalog zaafından nasibini alıyor. Maalesef, tarihi filmlerde karakter oluşturma ve diyalog yazma konusunda hâlâ ‘Kara Murat’ın çok da ilerisine gidemediğimiz tescil edilmiş oluyor ‘Fetih 1453’ ile. Filmin diyalogları ve kelime hazinesi tamamıyla günümüzün ‘dizi dilinden’ besleniyor.
Sözün özü; ‘Fetih 1453’ bütçe, görsellik ve teknoloji kullanımı açısından tarihî film türünde sinemamız için standartların çok üstünde bir yapım. Senaryo, karakter ve diyaloglar açısından ise hayli sıkıntılı. Öte yandan, Fatih Sultan Mehmet’e saygılı yaklaşımı, dinî referanslara yaptığı özel vurgu ve finalindeki evrensel mesajıyla takdiri hak ediyor. Nihayetinde sadece ismi ve ‘tahminî’ bütçesiyle bile kendi seyircisine ulaşacak bir yapım.
Fetih, üç yılda çekildi 14.53’te gösterildi
17 milyon dolarlık ‘tahminî’ bütçesiyle ‘Fetih 1453’ Türk sinemasının en pahalı yapımı oldu. Faruk Aksoy’un yönettiği film, 134 sinemada 850 salonda dün aynı anda saat 14.53’te gösterime girdi.
Film ekibinin de katıldığı ‘basın gösterimi’ bile Nişantaşı City Life sinemalarında filmin ilk seansında yapıldı. Ancak yaşanan izdiham ve basının yoğun ilgisi sebebiyle ‘Fetih’ gecikti. Film başladığında saatler 14.58’i gösteriyordu.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment