Bediüzzaman’ı anlatan ‘Son Süvari’ Türkçe’ye çevrildi
Faslı fıkıh âlimi Ferid el-Ensâri’nin Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatını konu alan romanı ‘Son Süvari’ dilimize kazandırıldı. El-Ensârî’nin Arapça kaleme aldığı romanda, yazarın Bediüzzaman Hazretleri’ni arayışı anlatılıyor.
Bediüzzaman Said Nursi ve ahirzaman insanlarına imanı yeniden kazanmanın reçetesini sunan külliyatı Risale-i Nurlar hakkında bugüne kadar pek çok çalışma yapıldı, sempozyumlar düzenlendi. Eserleri, yerli yabancı pek çok kitap, makale ve teze konu oldu. Hayatı ise filmlere ve romanlara… Bütün bu çalışmalara, Risale-i Nur külliyatı ve onun bir parçası olan Tarihçe-i Hayat kaynaklık etti.
Türkçede Üstad’ın hayatına dair birçok kitaba kolayca ulaşmak mümkün. Peki, Üstad Bediüzzaman’ın hayatını Faslı bir profesörün kaleme aldığı romandan okumaya ne dersiniz? 6 Kasım 2009’da vefat eden Faslı fıkıh âlimi ve yazar Ferid el-Ensârî’nin Türkiye’de tedavi gördüğü sırada Arapça olarak kaleme aldığı “Âhirü’l-fürsân” adlı roman, Şahdamar Yayınları tarafından ‘Son Süvari’ adıyla dilimize kazandırıldı.
Romanı, Dr. Ali Ünsal ve Yusuf Demirtaş çevirdi. Yedi bölümden oluşan roman, yazarın Bediüzzaman’ı arayışını, onun hikâyesinde ve zaman içinde yaptığı yolculuğu anlatıyor. Bediüzzaman’ın tarihçe-i hayatına bağlı kalınarak yazılan eserde Eski Said ve Yeni Said dönemlerinde yaşananlar kimi zaman roman kahramanının, kimi zaman da hatıralara şahit olan insanların diliyle aktarılmış.
El-Ensârî, Bediüzzaman Said Nursi’yi tanımak, ortaya koyduğu iman mücadelesini dinlemek için geldiği Türkiye’de Üstad’ın talebeleriyle görüşmüş. Mehmet Fırıncı Ağabey ve yakın zaman önce Hakk’a yürüyen Mustafa Sungur Ağabey bunlardan sadece ikisi… El-Ensârî, ‘Son Süvari’ romanını, görüşme fırsatı bulamadığı Fethullah Gülen Hocaefendi’ye ithaf etmiş. Hikâyesi ise şöyle: El-Ensârî, romanına ‘Son Süvari’ adını verince dostları, “ümitsizlik veriyorsun” diye yakınır. İstanbul’a bir gelişinde, hocası Bûşîhî Hazretleri’nin tavsiyesi üzerine M. Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında bilgiler alır ve onda aradığı pek çok soruya cevap bulur. Fakat kansere yakalandığı yıllardır. Tedavi için İstanbul’a gelir ve hastane odasında, hasta yatağında yeni romanı “Avdetü’l-Fürsân” yani “Süvarî’nin Dönüşü”nü yazar.
Son Süvari’de, neş’et ettiği köyden başlayarak İstanbul’da, Ararat dağının eteklerinde, Barla’da bir ağaç üzerinde, savaş meydanlarında, mahkeme salonlarında, Urfa’da hasta yatağında ve Eski Said’den Yeni Said’e zorlu bir hayatın hikâyesine tanıklık edeceksiniz.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment