Türk STK’lardan Sabah’a tepki: ABD’de demokratik katılım hakkımız

Türk STK’lardan Sabah’a tepki: ABD’de demokratik katılım hakkımız

ABD’deki Türk sivil toplum temsilcileri, farklı siyasetçilere ulaşılmasını ve bağış yapılmasını olumsuz şekilde takdim eden Sabah’a tepki gösterdi. Türki Amerikan Birliği Başkanı Dr. Faruk Taban, “Amerika’daki Türkler olarak demokratik sistemin parçası olmaya çalışmaktan daha doğal bir hakkımız yok.” dedi.

ABD’deki Türk toplumunun siyasal sisteme demokratik katılımının, iktidar yanlısı bir kısım basın tarafından kabahatmiş gibi gösterilmesi tepkiyle karşılandı.  Sabah gazetesi, pazar günkü birinci sayfasında manşetten verdiği haberde Amerika’da Hizmet camiasına yakınlığıyla bilinen bazı sivil toplum temsilcileri ve işadamlarının Amerikalı siyasetçilere bağışta bulunduğunu yazdı. Siyasî kampanyaların devletten değil, halktan alınan yardımlarla yürütüldüğü Amerikan sisteminde bağışlar en az oy kadar sistemin meşru unsuru. Tüm bağışların resmî kayıtları da halka açık. Haberde adı geçen Türki Amerikan Birliği’nin (TAA) Başkanı Dr. Faruk Taban, “Amerika’daki Türkler olarak demokratik sistemin parçası olmaya çalışmaktan daha doğal bir hakkımız yok. Oy vermeden ve siyasî bağışta bulunmadan Amerika’da yaşayan Türklerin çıkarlarını güçlü şekilde savunmak mümkün olmaz.” dedi. Taban, sistem gereği bağışların kurumlar tarafından değil ‘arzu eden bireyler’ tarafından yapıldığını kaydetti.


Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve diplomatik misyonları, Amerika’daki Türk diasporasını tüm haklarını ve imkânlarını kullanarak sistemin parçası olmaya teşvik ediyor. Üst düzey devlet yetkilileri, ziyaretlerinde toplum liderleriyle görüşüyor ve siyaset mekanizmaları dahil ülkeye entegrasyonun önemini vurguluyor. TAA, Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) ve Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (FTAA) gibi farklı ideolojik kesimleri temsil eden tüm kuruluşlar, üyelerine siyasî bağış ve katılım telkininde bulunuyor.


ATAA’nın eski başkanlarından avukat Günay Övünç, 31 Ocak’ta New York’ta yapılan ‘Türk-Amerikan Hukuk Konferansı’nda Amerika’daki Türk toplumunun ‘çıkarları koruma sistemi’nin ‘dört boyutlu’ olduğunu söyledi: Klasik lobicilik, para verme, hukukî savunma ve kültürel alışveriş. Zaman’a konuşan Övünç’e göre en önemli bileşenlerden biri, ‘hükümette ve siyasette kilit pozisyonlar edinmek’.

ERMENİ LOBİSİYLE PARALEL YAYIN

 

Bireysel bağışlarıyla Demokratik Parti’de Ulusal Finans Komitesi üyeliğine kadar yükselen Burak Yeneroğlu, Amerikan Türk toplumunun gurur duyduğu isimlerden. ‘Turks for Obama’ (Obama’yı Destekleyen Türkler) adlı kampanyayla son başkanlık yarışındaki performansı parti yönetimince takdirle karşılandı. Koyu bir partizanlık gütmeyen Türkler, sadece Demokratlara değil, Cumhuriyetçilere de destek veriyor.  

Sabah, Türkiye’yi eleştiren Cumhuriyetçi Parti başkan adaylarından eski Teksas Valisi Rick Perry’ye de bağış yapılmasını olumsuz şekilde takdim etti. Ancak uzmanlara göre, Türkiye’yi ve Türkleri yeterince iyi tanımayan ya da olumsuz kanaatler besleyen siyasetçileri dışlamak doğru bir strateji değil. Aksine, böylelerini Türk düşmanı lobilerin oyuncağı haline gelmekten kurtarmak için yakınlık kurmanın faydalarına işaret ediliyor.


Amerika’daki Türk toplumunun farklı siyasetçilere ulaşmasının ve bağış yapmasının nice somut getirisi oldu. ABD Kongresi’ndeki Türkiye’nin Dostları Grubu’nun üyeleri arttı. Ermeni tasarılarına ‘evet’ diyenlerin oranı son yıllarda azaldı. Türklerin Amerikan siyasetinde giderek artan etkisi, bazı hasım grupları rahatsız ediyor. Hizmet camiası, bu bağlamda Ermeni lobisinin son dönemlerde en çok hedef aldığı grupların başında geliyor. Ermeni diaspora medyası, Amerikalı siyasetçilere yapılan bağışlardan ve Türkiye gezilerine götürülmelerinden duydukları rahatsızlığı her vesileyle ifade ediyor. Sabah gazetesinin yayınının Ermeni medyasıyla paralellik arz etmesi, Amerika’daki Türk toplumunca esefle karşılandı.


Sabah, TAA çatısı altındaki 200’ü aşkın kuruluşun ‘ABD sathına yayılmış sivil toplum görünümündeki örgüt merkezleri’ olduğunu da ima etti. Oysa Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Şubat 2012’de TAA’nın Washington’daki merkezinde onuruna verilen resepsiyona gelmiş ve şöyle konuşmuştu: “Hemen hemen bütün Amerika sathına yayılmış sivil toplum kuruluşlarımızın yaptıkları çalışmalar, festivaller, faaliyetler, temaslar ve açtıkları okullar bizim için büyük bir güç kaynağıdır. Bütün bu faaliyetlere emekleri geçen bütün vatandaşlarımızı tebrik ediyorum.” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da TAA üye kuruluşlarından New York’taki Türk Kültür Merkezi’nin Eylül 2007’deki iftar programında o dönem senatör olan Hillary Clinton’la birlikte konuşma yapmıştı. Çok sayıda Amerikalı senatör ve milletvekilinin katılımıyla gerçekleşen TAA yıllık galalarına AK Partililer dahil TBMM üyeleri de iştirak ediyor.


Obama yönetiminin Hizmet camiasına yakın şahısların bağışları nedeniyle sözde ‘paralel devlet’ konusunda sustuğu iddiasının da hiçbir temeli bulunmuyor. Beyaz Saray, hükümetin yolsuzluk soruşturmalarını hukukun üstünlüğü çiğnenerek örtbas çabalarını da yüksek sesle eleştirmiş değil. Bu, Başkan Barack Obama’nın AK Partililerden para aldığı manasına gelmiyor. Cadı avına ve nefret söylemine maruz kalan Hizmet camiasını savunan herhangi bir Beyaz Saray açıklaması da olmadı. Yönetim sözcüleri, ısrarla Türkiye’deki gelişmeleri ‘iç mesele’ olarak gördüklerini söylüyorlar. Gerek yürütme gerek yasama kanadı, sadece Hizmet camiasıyla değil, Amerika’daki Türk toplumunun tüm kesimleriyle diyaloğa özen gösteriyor. Bu arada TAA ve ona bağlı 6 federasyonun başkanları dün ortak bir basın açıklamasıyla 17 Aralık yolsuzluk soruşturması sürecindeki hukuksuzlukları ve linç kampanyalarını kınadı.

 

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.