Zeki Sarıtoprak’ın yeni kitabına Los Angeles’ta imza günü
Pacifica Enstitüsü, Prof. Dr. Zeki Sarıtoprak’ın son kitabı ‘İslam’da İsa’ için bir imza günü düzenledi.
Programda bir konuışma yapan Dr. Sarıtoprak, Hz. İsa’nın İslam dinindeki yerini anlattı. “İslam, Hz. İsa’nın doğumunun ilahi bir mucize olduğunu anlatır.” diyen Sarıtoprak, Kur’an’da Hz. İsa’nın anlatıldığı kısımları açıkladı. “Müslümanlar Kur’an’ı birincil ve şaşmaz kaynak olarak görür. Bu yüzden Kur’an’da geçen her şey kutsal ve önemlidir. Kur’an’da ismini Hz. İsa’dan almış bir sure bulunuyor ve bu büyük peygamberin ismi farklı şekillerde 90’dan fazla yerde geçiyor. En çok da ‘Meryem’in oğlu’ sıfatıyla zikrediliyor.”
Sarıtoprak Hz. İsa’yı hadislere de konuşmasında yer verdi. “Kur’an’da olduğu gibi, birçok hadiste de Hz. İsa ‘barış sağlayıcı’ olarak anlatılıyor. Pergamber Efendimiz (sav) bir seferinde rüyasında Hz. İsa’nın, iki adamın omzunda Kabe’yi tavaf ettiğini gördüğünü anlatır. Hz. İsa’nın kahverengi, omuzlarına kadar gelen saçlarından suların damladığını söyler.” diyen Prof. Sarıtoprak bu hadisteki bazı sembolik mesajları da yorumlarken suyun Hz. İsa’nın temizliğini anlattığını vurguladı. Hz. İsa’nın yeniden yeryüzüne geleceği konusuna da değinen Sarıtoprak, “Kesinlikle İsa Mesih benim ümmetimden kendisine sizler gibi hatta sizden daha iyi yardımcılar bulacak. Allah, başında benim, sonunda İsa’nın olduğu bir ümmeti helak etmez.” şeklindeki Hadis-i Şerif’ini nakletti.
Sarıtoprak, Hz. İsa’nın ikinci kere dünyaya gelişinin İslami gelenekte birçok farklı şekillerde yorumlandığını anlattı. “Bazıları bunun Hristiyanlardan uyarlanmış bir inanç olduğunu, bazıları Hz. İsa’nın gerçek anlamda cennetten ya da gökyüzünden yere ineceğini düşünüyor, bazıları ise bunun metaforik bir anlamı bulunduğuna inanıyor.” Konuşmasına ‘yeryüzüne iniş’ metaforik olduğuna inanların bakış açısını anlatarak devam eden Sarıtoprak, şunları söyledi: “Arap dili bir çok alegorik ve sembolik anlamlar taşıdığı için alimler Hz. İsa’yı farklı şekillerde tanımlayabiliyor. Sufi geleneğinde, Mevlana, Hz. İsa’nın nefesinin yani mesajının gücünden bahseden yazılar yazmıştır. Muhammed Abduh, Hz. İsa’nın mesajlarının merhamet, sevgi ve barışı emrettiğini söylemiştir. Son olarak Bediüzzaman Said Nursi, Hz. İsa’nın ‘sevgi peygamberi’ olarak öğretilerine benzer şekilde, “Sevmeyi sevmek ve nefretten nefret etmek” demiştir. Said Nursi, Hz. İsa’nın yeryüzüne inişi hakkındaki yorumlamaları genişleterek, bu durumun Müslümanlar ve Hıristiyanlar’ın dünyaya barış ve adalet getirmek için diyalog kurmasının başlangıcına ve Hıristiyanlığın yenilenerek, Hz. İsa’nın gerçek mesajına döneceğine işaret ettiğini söylüyor.” Dr. Sarıtoprak Said Nursi’nin diyaloğun başlayacağını 1910’larda, 1. Dünya Savaşı’ndan yani korkunun zirve yapmasından hemen önce öngördüğünü de vurguladı.
Konuşmasının sonunda, Kur’an’ın diyaloğa verdiği önemden bahseden Dr. Sarıtoprak buna örnek olarak, “De ki; Ey inananlar, aramızdaki ortak tevhide gelin, bizler Allah’tan başkasına tapmayız.” (3:64) ayetini örnek gösterdi.
Sarıtoprak, ‘kitap ehli’nin dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini kapsadığını ve bu kadar büyük bir grubun birbirini daha iyi anlamasının, dünyayı daha iyi bir yer yapabilmek için yeterli olduğunu belirtti. Bunu yaparken kimsenin kendi kimliğinden ödün vermesine gerek olmadığını ekleyen Sarıtoprak, “Eğer Allah isteseydi, hepinizi tek bir ümmet kılardı.” (5:48) ayetini hatırlatarak, “Herkes olduğu gibi kalıp diğerlerinden bir şeyler öğrenmeye çalışmalı.” dedi.
Program, Sarıtoprak’ın kitaplarını imzalamasının ardından sona erdi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment