Pacifica Enstitüsü’nden “Mezheplerarası Barış ve Şiddet” konferansı
Bayan Claremont Üniversitesi ve Pacifica Enstitüsü tarafından düzenlenen Mezhepherarası Barış konferansı, farklı dinlerdeki mezhep çatışmalarının nedenlerini masaya yatırdı.
Özellikle Ortadoğu’da yaşanan gerginlikleri ele alan “Mezheplerarası Barış ve Şiddet: Ortadoğu ve Dünya” başlıklı konferans, Sünii ve Şii uzmanları bir araya getirdi.
Mezhep çatışmalarının hemen her dinde yaşandığına dikkat çeken uzmanlar, bu anlaşmazlıkların kimi zamanlar hoşgörüyle çözülebildiğini, kimi zamansa kanlı savaşlara yol açtığını hatırlattı. Farklı mezheplerin, dinin farklı yorumlarıyla Allah’a ulaşmaya çalışan insanlara seçenekler sunduğu için kaçınılmaz olduğunu belirten Sünni ve Şii uzmanlar, İslam tarihinin değişik mezhep mensuplarının barış içinde bir arada yaşadığı pek çok örneğe sahip olduğunu hatırlattı.
Din adına şiddete başvurduğunu savunan insanların, iyi ve kötü arasında süregelen mücadelede kendi kendilerine bir rol biçtiklerini belirten Dr. Mark Juergensmeyer, bu zihni önkabulün şiddete daha meyilli genç nesiller içinde karşılık bulduğunu söyledi.
Hristiyanlık, Musevilik, Budizm ve İslam dinleri arasındaki mezhep çatışmalarının karşılaştırmalı olarak ele alındığı panelde Claremont Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Phillip Clayton, mezheplerin ortaya çıkış süreçleri hakkında bilgi verdi.
Hristiyanlık içindeki mezhep çatışmalarının dünyaya verdiği zararın bu denli büyük olmasının nedenini bu dinin dördüncü yüzyılda büründüğü imparatorluk yapısıyla ilişkilendiren Clayton, “Bu yapı, kazanan mezhep mensuplarına diğerlerine zulmetme imkanı verdi” dedi.
California Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Bradley Hawkins ise doğu dinlerini değerlendirdiği konuşmasında Budizm ve Hinduizm içindeki marjinal grupların birbirine uyguladığı şiddeti anlattı. Sri Lanka’da yaşanan çatışmalardan örnekler veren Hawkins, “Sanıldığın aksine mezhep savaşları İbrahimi dinlere has bir problem değil.” dedi.
Bayan Claremont Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Hamid Mavani de Sünni ve Şii topluluklar arasındaki anlaşmazlıkların iki taraf birbirini eşit haklara sahip olarak görünceye kadar çözümlenemeyeceğini savundu. “Ne yazık ki iki mezhebin de tarihi, felsefesi, bir diğerini İslam’ın özünden sapmış, normal yoldan ayrılmış olarak görüyor.” diye konuşan Mavani, çatışmaların arkasındaki siyasi ve ekonomik nedenleri anlamaya çalışmanın önemli olduğunu fakat problemlerin çözümünde yeterli olmayacağını söyledi.
John Carrol Üniversitesi’nde görevli Dr. Zeki Sarıtoprak mezhepçiliğin kaynağının hem Sünni hem de Şii kaynaklarda yer alan bazı aşırılıklardan beslendiğini söyledi. İki mezhebin mensupları arasındaki mesafeyi kapatmaya yönelik bazı çabalara değinen Sarıtoprak, Fethullah Gülen Hocaefendi ve Said Nursi Hazretleri’nin mezhepçilik problemini çözmeye yönelik olarak hem teoride hem de pratikte ilham verici yaklaşımları olduğunu ifade etti.
California Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Juan Campo ise hac ibadetinin barışın inşası ve şiddetin sona ermesine katkısı üzerine konuştu. Farklı kültürlerin hac ibadeti aracılığıyla bir araya geldiğine dikkat çeken Campo, buna rağmen mezhep ayrılıklarının Mekke ve Medine’de bile kendisini gösterdiğini ileri sürdü.
21. yüzyıl Müslüman toplumlarında siyasi şiddetin artış nedenleri üzerine bir konuşma yapan San Diego Eyalet Üniversitesi’nde görevli Dr. Ahmet Kuru ise buna neden olarak İslam dininin radikal yorumlarını gösterdi. Batı ülkelerinin Ortadoğu’ya yaptığı müdahalelerin de şiddetin artışında etkili olduğunu belirten Kuru, Müslüman topluluklarda kökleşmiş siyasi ve sosyo ekonomik sorunların da bu duruma katkıda bulunduğunu söyledi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment