New York’ta açılan iftar çadırı farklı milletleri bir araya getirdi
Ramazan’ın ilk gününde New York’un Queens ilçesinde açılan iftar çadırına ilgi yoğun oldu. Çoluk çocuğu ile bu yıl Ramazan’ın ilk iftarını yapmak için çadıra akın edenler, farklı milletlerden insanlarla aynı masayı paylaştı.
Türk Kültür Merkezi Queens tarafından organize edilen iftar çadırı programına onlarca farklı milletten bine yakın insan katıldı. Hemen her renkten ve her yaştan insanın iştirak ettiği iftar programı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu andırdı.
Türk Kültür Merkezi Queens’in Direktörü Oğuzhan Turan, amaçlarının Ramazan ayının paylaşım, sevgi ve hoşgörü ayı olduğunu tüm insanlara anlatmak olduğunu ifade etti. Bu yıl 10.sunu düzenledikleri iftar çadırı programına toplumun hemen her kesiminden insanları davet ettiklerini belirtern Turan, ‘‘Biz bugün burada bin kişilik bir iftar hazırladık. Amacımız toplumun her kesimine ulaşabilmek.’’ dedi.
İftar çadır programlarında ortalama olarak katılımcıların yüzde 40’ının Türk, yüzde 15’e yakınının ise diğer Müslüman ülkelerden olduğunu aktaran Turan, geriye kalan yüzde 45’lik bölümünü ise Hristiyan, Yahudi ile Budistlerin oluşturduğunu ifade etti. İlk Ramazan iftar çadır programını 10 yıl önce gerçekleştirdiklerini hatırlatan Turan şöyle konuştu; “Ramazan’ın paylaşım ayı olduğunu yalnızca ailemize, yakınlarımıza değil birlikte yaşadığımız farklı her milletten ve dinden insanlara anlatma derdindeyiz. Peygamber Efendimiz (sav)’in de yaptığı gibi değerlerimizi yaşadığımız toplum ile paylaşma gayesindeyiz. Böyle olunca da yaşadığımız toplum bizi kendilerinin bir parçası olarak kabul ediyor.”
11 EYLÜL’DEN SONRA MÜSLÜMANLARA KÜFREDENLER BUGÜN SELAM VERİYOR
11 Eylül terör saldırılarından sonra ABD’de Müslümanlara karşı bir nefret ve öfke birikimi olduğunu ve insanların çok önyargılı baktığını hatırlatan Turan, bugün bu tür etkinliklerle gelinen noktayı şöyle izah etti; “O dönem Müslümanlara karşı nasıl ön yargılı bir hareket başladı ise bugün bunun tam tersini yaşamaktayız. Önceleri Müslümanlara sokakta hakaret edilirken bugün selam veriliyor. Bu etkinlik işte böylesine büyük ve önemli bir değişimin parçası.”
Amerika’da Müslümanlara karşı bakışın olumlu yönde değiştiğine bir de örnek veren Turan, ‘‘Biz diyalog faaliyetleri kapsamında burada farklı dinlere mensup insanları ziyaret ediyor zaman zaman da onların taleplerine binaen de dinimiz hakkında sunumlar yapıyoruz. Geçen hafta da Müslümanlara pek de hoşgörü ile bakmayan bir grubun talebi üzerine İslam’ı onlara anlattık. Programın bitiminde bir hanımefendi bir kardeşimizin yanına gelerek, “Dün sizden nefret ediyordum ama bugün sizlere saygı duyuyor ve seviyorum.” diyerek özür dilediğine tanıklık ettim.’’ dedi.
İftar programı öncesinde canlı sufi konserinin ardından ezanın okunması ile yemeğine başlayan kalabalık arasında bulunan Tunus kökenli iki yaşlı kız kardeş, gördükleri manzara için ‘‘62 yıl önce terketiğimiz ülkemizdeki çocukluk yıllarımızı hatırlattı’’ diye duygularını ifade etti.
Sufi müziğini ve özellikle de orucunu açmak için bekleyen insanların sabırlı duruşlarını çok beğenediğini dile getiren kız kardeşlerin büyüğü olan Antoinitte Turirginao, ‘‘Bu ortamı görmeyi ve burada bulunmayı çok seviyorum. 1952 yılında 16 yaşında iken geldim ABD’ye. Bugün burada gördüklerim bana çocuklukta yaşadıklarımı hatırlattı. Bu çok güzel!’’ diye duygularını ifade etti.
Kız kardeşlerin küçüğü olan Marie Feingold da, oruç tutmanın hem topluma hem de kişinin kendisine bakan yönleri olduğunu ve buna büyük saygı duyduğunu dile getirdi.
MÜSLÜMANLARLA RAMAZANI KUTLAMAK İÇİN BURADAYIM
İftar çadırının kurulduğu bölgede yaşadıklarını ve son 3-4 yıldır da bu etkinliğe katıldıklarını söyleyen ABD’li Dawn-Steven Dalia çifti, programa katılma nedenlerini ise, ‘‘Türk kültürünü seviyoruz. Bir de insanların oruçlarını açmak için bekleyişlerini görmek saygı uyandıran bir davranış.’’ sözleriyle ifade etti.
Programa katılarak farklı din ve etnik kökenden insanlarla aynı masa etrafından oturduğuna işaret eden Dawn, ‘‘Ben de bu insanlarla birlikte Ramazan’ı kutlamaktan dolayı mutlu oluyorum.’’ dedi.
Steven ise, Ramazan ayı ve iftar çadır programında gördüklerini ‘‘Temelde anladığım bu ayın insanları bir araya getirme, farklılıkları dışlamadan bir bütün olma ve birbirini tanımaya, paylaşmaya davet ettiğidir. Yani asıl vurgu insan olma.’’ diye tarif etti.
Ramazan’ın ilk iki günü iftar verilecek olan çadıra, davetlilerin yanı sıra sokaktan geçen insanlarda katılabiliyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment