Utah Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Hakan Yavuz, Gülen Hareketi’nin modernite ile İslam’ın çatışmadığını ortaya koyduğunu söyledi. Hareket’in insanların kendi kimliğini bulmasına yardımcı olduğunu anlatan Yavuz, “Bu hareket modern, akla, bilime ve demokrasiye önem veren bir harekettir.” dedi. Yavuz, harekete gönül veren insanlar arasında kimlikten şahsiyete değil, şahsiyetten kimliğe doğru gidildiğini kaydetti.
10 yıldır üzerinde çalıştığı ‘Toward an Islamic Enlightenment: The Gülen Movement’ kitabını New Jersey’de bulunan ANT Kitap Mağazası’nda tanıtan siyaset bilimi profesörü, “Oluşumda İslami duygular ön plana çıkarılıyor. Bu, İslam’ın İslamiyet’e dönüşmesidir. Dinin insanın günlük hayatını, sosyal ve sanat algısını nasıl şekillendirdiği ortaya koyuluyor.” diye konuştu.
Gazeteci Aydoğan Vatandaş’ın kitapla ilgili sorularını cevaplayan Yavuz, son kavram olarak hizmetin tebliğe değilde temsile önem verdiğine dikkat çekti.
Beddiüzzaman Said Nursi ile Fethullah Gülen Hocaefendi’nin birbirinden farklı şahsiyetler olduğunu hatırlatan Hakan Yavuz, söz konusu farklılığı ise yaşadıkları döneme bağlıyor. İki şahsiyetin de amaçlarının aynı olduğunu söyleyen Yavuz, takip ettikleri stratejinin farklılığına dikkat çekti.
Yavuz, “Farklı devirlerin getirdiği farklı pozisyonlar var. O zamanki imkanlar ile şu anki imkanlar çok farklı. Ama her ikisinde de amaç aynı, imanı derinleştirmek, tazelemek ve şahsiyet oluşumuna önem vermek.” şeklinde konuştu.
Hareketin 2007 yılından sonra politika ile yakından ilgilendiğini ve sorunların çözümünü daha önce olduğu gibi eğitimde değil siyasette aradığını ileri süren Yavuz, “Türkiye’de her olayın altında cemaat parmağı olduğu düşünülüyor. Cemaat mensupları neden bunların konuşulduğu konusunda kendisini sorgulamalı” diye konuştu.
Kitap tanıtım programına katılan Paylaşılan Değerler Birliği (Alliance for Shared Values, AfSV) Başkanı Dr. Alp Aslandoğan ise cemaatin çözümü eğitimden çok politikada aradığı eleştirisine katılmadığını belirtti. Aslandoğan, Gülen Hareketi’nin son 5 yılda seçim ve referandumda eskiye oranla daha aktif olmasının, cemaatin politikleştiği anlamına gelmediğini vurguladı.
Türkiyede ilk kez cunta baskısı olmadan bir referandum dönemi geçirildiğine değinen Aslandoğan, “Türk insanı ilk defa anayasanın şekillendirilmesi konusunda korkudan endişeden uzak bir şekilde, hür iradesiyle oy kullandı. Daha önce de birçok referandumlar yapıldı ama hemen hiçbirinde adil bir şekilde oy kullanılmamıştı. Bu da demokrasi adına bir fırsattı ve değerlendirilmiş oldu. Bütün bu adımlar Türkiye’de demokrasinin güçlendirimesi adına yapıldı.” dedi.
Yavuz, son olarak hareketin pozitif bilimlere verdiği önemi, sosyal bilimlere karşı göstermediği eleştirisini dile getirdi. AfSV başkanı Aslandoğan ise tarih boyunca pozitif bilimlerde geri kalmanın, günümüzde Fen Bilimleri’ne ağırlık verilmesine neden olduğunu söyledi. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin geleceği sosyal bilimlerde gördüğünü hatırlatan Dr. Aslandoğan “Bazı okullarda sosyal bilimler olimpiyatlarının organize edildiğinin görüyorum. Özellikle okullarda resim, müzik ve sanat konularında organizasyonlar yapılıyor. Bunlar günden güne gelişme gösteriyor.” diye konuştu.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment