Bosna Savaşında esir edilen Memic “Bağışla ama unutma”
Bosna Savaşı’nın başlamasının üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen yaşanan acılar tazeliğini koruyor. Austin’deki panelde konuşan savaş mağduru Senad Memiç, Sırplar’ın kendilerine esir kamplarındaki zulümleri anlatırken gözyaşlarını tutamayarak “Yaşananlarda büyük dersler aldık, ilkemiz: bağışla ama asla unutma!” dedi.
ABD’nin Chicago ve Phoenix eyaletlerinde yaşayan Boşnak yazarlar Dr Esad Boskailo ve Ahmet Rahmanovic “İki Yazar ve Yüzlerce hikaye” başlıklı etkinliklere katılmak için geldikleri Teksas’ın Houston ve Austin şehirlerinde Amerikan, Türk, Boşnak ve Arnavut toplumlarıyla buluştular. Dr Boskailo, “Yaralanmak Beni Uyandırdı” ve Rahmanovic “Kara Ruh” kitaplarını tanıttılar. Yazarlar kendi hatıralarının ışığında Bosna savaşı, toplama kampları ve mülteci sorunlarını anlattılar.
İlk olarak Houston Bosna Kültür Merkezi’nde yüzün üzerinde dinleyiciyle buluşan yazarlar fikir, tecrübe ve umutlarını paylaştılar. Altı farklı kampta yaklaşık bir yıl geçiren ve bu kamplar arasında on kez yer değiştiren Dr. Boskailo yaşadığı acı olayları şöyle anlattı: “Bir keresinde temmuz sıcağında yüzlerce esirin tutulduğu metal hangarın kapıları sıkıca kapatılarak üç gün boyunca yiyecek ve su verilmeden bekletildik. Havasızlık, susuzluk ve sıcaktan birçoğumuz bayıldı, bazılarımız şuurunu katbetti. Sırplar zayıf düşmüş halimize acımak şöyle dursun bazılarımızı dışarı alıp öldüresiye dövüyorlardı. Üç gün sonra uluslararası kuruluşların baskısı sonucu nöbetçiler bize tekrar su ve yiyecek vermeye başladı da hayata döndük.” Boskailo’nun anlattığı diğer hatıra dayanışma ve kararlılığın nasıl sonuçlar verebileceğine güzel bir örnek:
“Aramızda sonradan imam olduğunu öğrendiğimiz cesur adam vardı. Bir gün sesli olarak zikre başladı, makamlı bir şekilde Lailahe illallah, Lailahe illallah diyordu. Arkadaşları onu uyardılar. Ama ölümü göze almış bu insan susmadı. Ezan okudu ve zikre devam etti. Sonra diğerleri ona katılmaya başladı. On, yirmi derken sayı artınca dışarıdan Sırplar’ın, Susun diye bağırışlarını duyduk. Ancak kimse oralı değildi. Sayı hızla artıp yüzü aşmıştı. Nihayet kamptaki yedi yüz kişinin galeyana gelerek oluşturduğu devasa koro Sırpları ürkütmüştü. Yekvücut haldeydik. O an ölümle hayat arasındaki fark kalkmıştı adeta. Geleneksel karasevda türkümüz Meyra’yı (Meryem) söyledik. “Selam çete, yaşlı anneme selam söyle” derken iyice duygusallaşmıştık. Sırplar o gün esirlerin kılına bile dokunamadı. Sonraki günlerde de asla önceki gibi davranmadılar.”
Ahmet Rahmanoviç de muhasara altındaki Saraybosna’nın çetin kışında eşi ve iki küçük çocuğuyla ısınmak için kitapları bile yaktıklarını anlattı. Muhasara uzun sürünce eşi ve iki çocuğunu bir şekilde Zagreb’e gönderen Rahmanoviç oradan da bir arkadaşı vasıtasıyla Hollanda’ya geçişlerini ayarlamış. Ancak başkentteki tek telefon hattı olan Devlet Başkanı İzzetbegoviç’in hattından aradığı eşinin sözleriyle şok olmuş: “Evet Zagrep’ten ayrılacağız. Ama Hollanda’ya değil Saraybosna’ya geliyoruz!” Eşi kader ortaklığını tercih etmiş ölümü göze alarak kocasının yanına geri dönmüş.
Rahmanoviç sözünü bitirdiğinde Dr Boskailo da seyircilerin arasındaki hanımı Ayşe Boskailo’yu işaret etti ve aynı davranışı onun da sergilediğini belirterek esprisini yaptı: “Buradan şu sonuç çıkıyor, Boşnak hanımlar kocalarını dinlemiyor!”.
Houston Bosna Cemiyeti Başkanı Sacir Silic de, yazarların en özel anlarını kendileriyle paylaştığı için teşekkür etti.
Ardından Houston Türk Turkuaz Merkezi’ne geçen yazarlar Osmanlı Salonu’nda düzenlenen panele katıldılar.
Gazeteci Onur Kaya’nın moderatörlüğündeki Panelin açılış konuşmasını Houston Üniversitesi Gülen Enstitüsü, Akademik İşler Direktörü Dr. Said Yavuz yaptı. Meşhur Pazar Katliamı’nı tv’den seyrettiğinde 15 yaşında olduğunu belirten tarihçi Yavuz bölgede Osmanlı hakimiyetindeki beş yüz yıl boyunca yaşanan huzurun bugün barışın yeniden tesisi için ilham verebileceğini ifade etti. Savaş zamanı Türkiye’de Bosnalı yetimlere sahip çıkmak için düzenlenen kampanyaya binlerce müracaatın olduğunu hatırlatan Yavuz, Türk insanının yüreğinin her zaman Boşnak kardeşleriyle birlikte attığını vurguladı.
Dallas Bosnak Cemiyeti Başkanı Enver Spahalic, toplama kampındaki acı hatıraları tatlı bir üslupla anlattı:
“Kampa katıldığım gün 19 yaşındaydım. Baktım konaklama şartları ve hizmetler kaliteli değil, ayrılmaya karar verdim!” Spahaliç aynı gece bir yolunu bulup kamptan firar etmiş. Sözü alan Dr. Esad Boskailo, “Ben de tesislerden ve görevlilerin hizmetlerinden memnun değildim ama bu konuda kitap yazmak için birileri kalmak zorundaydı!” cevabını verdi.
Yazarların son durağı Teksas’ın başkenti Austin’deki Raindrop Merkezi’ydi. Konukları burada da yüz civarında dinleyici bekliyordu. Açılışı Texas Üniversitesi’nden Osmanlı Tarihi ve Modern Türk Edebiyatı öğretim üyesi Dr. Jeannette Okur yaptı. Bosna savaşı sırasında bulunduğu Avusturya’da aynı şehre mülteci olarak gelen öğrenci ve sanatçı Bosnalılarla ilgilendiklerini anlattı. Aynı üniversiteden Dr. Yetkin Yıldırım da “Balkanlar’da Gülen Hareketi” ve “Milliyetçilik, Şiddet ve Bosna” isimli araştırma çalışmalarından bahsettiği konuşmasında şunları söyledi: “Osmanlı dönemi öncesi ve sonrası bölgede sürekli huzursuzluk ve çatışmalar görülüyor. Peki çözüm ne? Çözüm eğitime yatırım. Bosna’daki Türk Okullarında Boşnak, Hırvat ve Sırp çocukları aynı sıralarda oturuyor ve düşmanlıktan arınmış bir eğitim alıyorlar. Onlara ortak ve parlak bir istikbal hazırlamak kolay değil tabii ama imkansız da değil.”
Austin Bosna Cemiyeti adına konuşan Amir Memic, “Bu tür vesileler bizleri bir araya getiriyor. Tarihi, genellikle zafer kazananlar yazıyor. Biz de burada yakın tarihimize ışık tutan iki değerli yazarımızı ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.
Bosnalı Memic: Bağışla ama unutma!
Savaş mağduru Senad Memiç tam yirmi yıl önce yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı:
21 Mayıs ‘de ben Sırp askerleri tarafından dövülerek Sanski Most kentindeki spor binasına hapsedildik. Bize herhangi bir yiyecek vermediler, ama şanslıydık, bazı akrabalarımız yiyecek ve su getiriyordu. Bu durumdan hoşlanmadılar ve birkaç gün sonra gerçek toplama kampına götürmeye karar verdiler. İnsanları büyük bir kamyonun kapalı kasası içine darp ederek tıktılar. İçeride balık istifi yığıldık. Hava çok sıcaktı. Kasanın etrafını iyice sarıp kapattılar. Havasız kalmıştık. O gün aramızdan yirmi altı insan vefat etti. 27. olmaya çok yaklaşmıştım. Dehşetti! Bunlardan birçok ders çıkarttık. Bence en önemlisi, “Forgive but don’t forget!” (Bağışla ama unutma)
Memiç’in konuşması sırasında başta damadı Albin Cisija olmak üzere bazı seyircilerin ağladığı gözlendi.
Senad Memiç ümitlerini içeren şiiri “Ebedi genç kalmak”ı Azeri Bestekar Dr. Ziraddin Taghiyev ile birlikte söyledi.
Psikiyatrist Dr Esad Boskailo da acıların paylaşılarak azalacağını belirterek, “Travmayı yaşayanlar böyle güzel bir cemiyetin içinde bulunduklarında yaraları daha çabuk iyileşir, bu açıdan sizler şanslısınız” dedi.
Programın sonunda Bosna’da hayatını kaybedenler için Houston Sultanahmet Camii İmamı Mustafa Yiğit tarafından Kur’an-ı Kerim okundu ve İngilizce meali verildi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment