ABD’nin ünlü kilisesinde verilen iftara yüzlerce kişi katıldı
Ramazan ayı dolayısıyla Peace Island Institute (PII) ile birlikte dört sivil toplum kuruluşunun birlikte düzenlediği iftar yemeği, New York’un Manhattan adasında bulunan ünlü Riverside Kilisesi’nde verildi.
Ramazan ayının Müslümanlar için öneminin anlatıldığı, canlı tasavvuf müziği, semazen gösterisi ve Ezan okunaniftar yemeğine farklı etnik ve dinden yüzlerce insan katıldı.
Eyalet milletvekilleri, çeşitli dernek temsilcileri ve New York Belediyesi’nin üst düzey görevlilerinin katıldığı iftar programını PII, Riverside Kilisesi, Interfaith Center of New York (ICNY) ve Union Theological Seminary ortaklaşa düzenledi.
Programa sponsor olan dernek temsilcilerinin yaptıkları konuşmalarda barış, karşılıklı hoşgörü ve yardımlaşma gibi insani değerlere atıfta bulunuldu.
İbrahimi dinleri ile Budist inancının temsilcilerin her biri iftar öncesinde yaptıkları dua ile Allah’tan insanlık adına barış, huzur, sağlık ve esenlik niyaz etti.
Programın sunuculuğunu ICNY İcra Direktörü Chloe Breyer yaptı. İftar yemeğinin ana konuşmacısı ise Kuzeydoğu İslam Toplum Vakfı (NEICC) Başkanı ve imamı İbrahim Sayar oldu.
‘‘RIZKIN SAHİBİ ALLAH (CC)’DUR’’
Sayar konuşmasında, Allah’ın yarattığı tüm canlılılara rızkı veren olduğunu ve bunu da Kuran-ı Kerim’de açıkça beyan ettiğine dikkat çekti.
‘‘En büyüğünden küçüğüne kadar Allah tüm yarattığı canlıya rızkını temin edeceği sözünü Kuran’da veriyor’’ diyen Sayar, zayıf olanın güçlü olandan daha rahat rızkını temin ettiğini örnekleri ile anlattı. Sayar, ‘‘Bakınız aslan ya da timsaha, bunlar çok güçlü hayvanlar ama yiyeceklerini temin için çok enerji ve çaba sarf ederler. Diğer taraftan zayıf olan tırtıla, bir böceğe bakınız, onlar rızkları için o kadar da büyük enerji ve de çaba sarf etmezler. Allah işte söz verdiği gibi tüm yarattıklarına karşı böyle cömert ve hepsinin rızkını verendir’’ dedi.
”İSLAM, AÇI DOYUR DİYE EMREDER”
Açlığın dini, ırkı, milleti olmayacağını belirten Sayar, ‘‘İslam, açı doyur diye emreder. Hıristiyanı, Müslümanı ya da başka bir dinden birisini değil yalnızca aç olanı doyurmayı emreder’’ dedi.
Rızkın sahibinin Allah olmasına rağmen neden dünya da bunca aç insanın olduğu yönünde bir sorunun akıllara gelebileceğini belirten imam Sayar, Birleşmiş Milletler’in (BM) dünya genelinde aç insan sayısına yönelik yayınladığı rapordan istatistik bilgileri paylaştı.
Sayar şöyle devam etti; ‘‘BM raporuna göre dünya genelinde bugün 795 milyon insan açlık sorunu yaşıyor. Her yıl yine BM kayıtlarına göre 5 ve altındaki yaş grubu çocuklarda açlıktan ölenlerin sayısı bir milyon 300 bin… Amerika’da da durum çok iç açıcı değil. Bugün nüfusun yüzde 15’i yani 46 milyon 500 bin insan fakir. 18 yaş ve altındaki nüfusun yüzde 21.8’i fakirlik sorunu ile mücadele etmekte. Asya’da, Afrika’da fakirlik, açlık gibi sorunların belli izahları oluyor da peki dünyanın en zengin ülkesi Amerika’da neden bu kadar fakir insan var? Yani Allah rızkın sahibi iken neden aç insan olduğu sorusuna dönecek olursak bunun cevabı; biz insanların ellerindekini adil şekilde paylaşmaması. İmkanların adaletli şekilde pay edilmemesi. İsrafın ve beraberinde getirdiği şükürsüzlüktür.’’
‘‘HERŞEYİN SAHİBİ YALNIZCA ALLAH’TIR’’
Allah’ın her şeyin sahibi olduğunu yine Kuran-ı Kerim’de beyan ettiğine dikkat çeken Sayar, İslam dininin insanlara ellerindekini paylaşmasını emrettiğini söyledi.
Zekat’ın ne anlama geldiğini, toplumsal hayatta karşılığını katılımcılara aktaran Sayar, bu sayede İslam’ın açlık gibi büyük sorunların önüne set çektiğini kaydetti. Bir milyara yakın insanın hergün yataklarına aç gittiğine yeniden işaret eden imam Sayar şöyle devam etti; ‘‘Her şeyin sahibi yalnızca Allah’tır. Kişinin de, bizim sandığımız neyimiz varsa hepsinin de sahibi O’dur… İsraf içinde olanlar şükürsüzlerdir. Şükürsüz olanlar ise memnuniyetsizlerdir. Şükürsüzlük olduğu için israf oluyor. Bizler, yani tok insanlar açların halinden anlamıyoruz. Onların hallerini biraz olsun anlayabilmemiz için Ramazan ayı Müslümanlar için çok manidardır. İşte Ramazan ayı yiyeceklerin (nimeti) değerini anlama, onu paylaşma ve adil şekilde bölüşmemizin önemini anlatmakta.’’
Nefsin en büyük terbiyecisinin açlık olduğunu aktaran Sayar, katılımcılardan yardımlarını arttırmalarını, yoksulları doyurmalarını ve verilen nimetler karşısında da şükür içinde olunmasını istedi.
RİVERSİDE ABD’NİN EN TANINAN KİLİSELERİNİN BAŞINDA GELİYOR
Farklı renk, din, ırk ve milletten yüzlerce insanın katıldığı etkinliğin sponsorlarından birisi de Union Theological Seminary oldu. Bu kurumun direktörü ise ABD eski başkan yardımcılarından Al Gore’un kızı Karenna Gore.
Karenna Gore, PII ile birlikte geçtiğimiz yıl da Columbia Üniversitesi’nde düzenlenen iftar programına ev sahipliği yapmıştı.
Manhattan adasının Batı yakasında olan Riverside Kilisesi’nin ABD siyaseti ve sivil haklar mücadelesindeki yeri çok büyük.
Martin Luther King’in 1967 yılında bu kilisede Vietnam savaşına karşı yaptığı ‘‘Riverside Kilisesi Konuşması’’ tarihe geçmişti.
Riverside Kilisesi’nde BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan, 11 Eylül terör saldırılarının hemen ardından barış ve dayanışmaya yönelik konuşması ile dünya kamuoyunun dikkatinin buraya çevrilmesine neden olmuştu.
Kilisede Nelson Mandela, Desmond Tutu, Fidel Castro, Cesar Chavez, Jesse Jackson hatta ünlü müzik grubu Beattals’ın solisti John Lennon’un eşi Yoko Ono dahi konuşma yapmış ünlülerden bazıları.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment