”Türkiye hiçbir zaman bu kadar önemli olmamıştı”

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkan Yardımcısı Rana Tezcan Açıkgöz, yeni dönemde demokrasinin ve özgürlüğün çok önemli bir değer olduğunu belirterek, ”Dünya vatandaşlarının bunları kullanabilmesi için özellikle Türkiye bölgede aktif oluyor ve güçlü bir ses oluyor” dedi.
    
TUSKON’un, ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından olan Center for American Progress (Amerikan İlerleme Merkezi) ile birlikte gerçekleştirdiği ”ABD Başkanı Barack Obama’nın ikinci dönemi: Neler Beklenmeli?” konulu panelin açılış konuşmasını yapan Açıkgöz, Türkiye’nin önemli bir geçiş sürecinden geçtiğini belirterek, ”Ekonomik gelişmeler Türk orta sınıfına da ekonomik gelişmeler getirmiştir. Bunun sayesinde küresel vatandaşlar haline geldik” dedi.
    
Ekonomik gelişmelerin sadece refah değil aynı zamanda sorumluluk da getirdiğini kaydeden Açıkgöz, ”Dünyada bir taraftan yeni pazarlar araştırırken, aynı zamanda da yeni arkadaşlar elde etme ve dünyanın geri kalanını da dinleme imkanı sağlıyoruz kendimize. Soğuk savaş sonrasında şimdi artık yeni arkadaşlarımızla beraberiz ve ilişkilerimizi yönetebiliyoruz. O zamanda işbirliği alanlarını çatışmalara odaklanmadan işbirliği üzerinden değerlendiriyoruz” diye konuştu.
    
Açıkgöz, güvenlik sorunlarının her zaman Türk – Amerikan ortaklığının parçası olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: ”Bununla ilgili bir sorun yok. Özellikle bu yeni dönemde demokrasi ve özgürlük çok önemli bir değerdir. Dünya vatandaşlarının kullanabilmesi için özellikle Türkiye bölgede aktif oluyor ve güçlü bir ses oluyor. Ancak şuna inanıyoruz ki ekonomik cephe bizim kolaylıkla geliştirebileceğimiz ve uzun bir ilişki kurabileceğimiz bir alan. İşte bu yüzden ABD’ye pek çok delegasyon gönderdik.ABD’de geçen yıl 400’den fazla iş adamı 23 eyaleti ziyaret etti. Kişisel ilişkiler karşılıklı anlama için en kolayıdır.”
        
AMERİKAN İLERLEME MERKEZİ BAŞKANI PERRİELLO
        
Amerikan İlerleme Merkezi Başkanı Tom Perriello ise paneldeki konuşmasında, ABD’de uluslararası konuların öncesine göre daha önem kazandığını belirterek, ”İlgi çekici olan şeylerden bir tanesi bu alanda bir heyecan var. Türkiye, ABD’deki politik tartışmalarda daha önce hiç olmadığı kadar önemli olmuştur. Türk – Amerikan topluluğunun küresel olarak mesela Arap baharı, Suriye konuları vesaire konularında, nükleer ile ilgili konularda çok güçlü bir beraberliği var” dedi.
        
ABD Başkanı Barack Obama’nın ikinci döneminin dış ilişkilerle ilgili olacağını da ifade eden Tom Perriello, ”Başkanımız tarihe, dinamiklere baktığımızda dünyada hem dinamikleri anlayan buradaki rahatsız edici konuları anlayan bir başkan ve yerel ve dış ilişkileri dinamiğini koruyabiliyor. Bu konuda heyecan olmasının sebebi küresel olarak Başkan Obama, ABD’yi son on 15 yıldaki çatışmaların uzağında tutmayı başarıyor” şeklinde konuştu.
    
Tom Perriello, yeni dönemde büyük bir enerji geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: ”Geçmişten miras aldığımız bazı konular var. Bu çevremizle yeni bir yüzyıla yeniden başlama konusunda büyük bir istek var. Oyun değiştirici konular için dünyadaki en sıcak konular için daha iyi çözümler bulabiliriz ve yeni ortaklıklar kurabiliriz. Türkiye hiçbir zaman bu kadar önemli olmamıştı. ABD’de konuşmalarda bu ortaklık çok önemli olarak addediliyor.”
        
OBAMA SÖZ VERDİ
        
Amerikan İlerleme Merkezi Başkan Yardımcısı Winnie Stachelberg ise ABD Başkanı’nın genel ajandasından bahsederek, ajandasındaki konuların dış politikayı da çok etkilediğini söyledi.
       
ABD’de Başkanın yerel seviyede  başarılı olduğu gibi uluslararası alanda da başarılı olmasının beklendiğini dile getiren  Stachelberg, konuşmasında şunları kaydetti: ”Başkanın ilk dönemindeki politik seçimleri, kanun tasarıları, sağlık reformları ve benzeri şeylerin tümü cevap verdi ve Amerikalılar artık ulus olarak ekonomideki sıkıntılara rağmen daha fazla destek verdiler Obama’ya. Başkan gerçekten ulusal politikalarda eşsiz bir ittifak sağladı. ABD’nin politikası yıllardır bu şekilde değildi. Güçlü ve ilerleyici bir çok uluslu, etnikli uluslararası bir koalisyon sağladı. Bu da aktivist bir hükümet sayesinde yapıldı.
    
Başkanın son konuşmasının genel çerçevesi de şu ki, ikinci dönemin ajandasını orta sınıf mesajı üzerine kuracak ve 2011’de de yaptığı gibi enerjik kampanya yürütecek. Buradaki çekirdek mesajı şuydu: ‘Ekonomimizi ortadan üste çıkartmalıyız, üstten aşağıya indirmemeliyiz’… İkinci dönemde Başkan, ABD orta sınıfının büyümesini sağlayacağına söz verdi.”