Tan’dan Suriye çağrısı: Hemen ve kararlı biçimde harekete geçmeliyiz
Washington Büyükelçisi Namık Tan, uluslararası toplumu Suriye’deki krizi önlemek için daha aktif olmaya çağırarak, ”Biz bu filmi daha önce Irak’ta, Afganistan’da ve Lübnan’da gördük. Tarihin kendisini tekrar etmesine izin vermek bir seçenek olamaz ve olmamalı” dedi.
Tan, ABD’nin Chicago kentindeki Chicago Council on Global Affairs adlı düşünce kuruluşunda düzenlenen toplantıda Türk dış politikası konulu bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Suriye’deki gelişmelere değinen Tan, uluslararası camianın Suriye halkını yüzüstü bıraktığını belirterek, ülkede zaten kötü durumda olan vaziyetin, kendi haline bırakılması halinde daha da kötüleşeceği ve ”on yıllar sürecek bir bölgesel yangını ateşleyebileceği” uyarısında bulundu.
Yüzbinlerce yaşamın, tüm ülkenin geleceğinin ve hassas bir bölgenin risk altında olduğunu ifade eden Tan, ”Acımasız, otokratik bir rejim kendi halkını yok ediyor. Toplulukları etnik, dini ve mezhepsel fay hatlarına bölerek, sürüncemeli bir iç savaşın tohumları ekiliyor. Bunun da ötesinde, varolan kimyasal silah stokları, El Kaide ve PKK gibi terör gruplarının faaliyetleri ve yerlerinden olan 2,5 milyondan fazla kişinin içinde bulunduğu durum, bu büyüyen trajedinin vahametini daha da artırıyor” dedi.
Türkiye’nin bugün 170 binin üzerinde Suriyeli sığınmacıyı topraklarında ağırladığına işaret eden Tan, Suriye’deki insani krizin boyutunun, kontrol altına alınmaması halinde katlanarak büyüyeceğini söyledi.
Tan, ”Bu arada, öyle görünüyor ki, Türkiye’nin Suriyelilere yönelik açık kapı politikası, bir anlamda, Esed rejimine karşı potansiyel uluslararası tepkiyi ‘absorbe ediyor’ ve herkesin bunun Türkiye’nin problemi olduğu şeklinde düşünmesine neden oluyor. Ancak Türkiye, diğer komşu ülkelerle birlikte, bu yükü omuzlamada tek başına bırakılamaz. Suriye’nin ‘iç patlaması’, uluslararası barış ve istikrara geri dönülemez şekilde zarar verecek bir kara delik yaratacaktır. Ortaklarımızdan beklediğimiz, bu sorunun çözümü için ciddi angajman içerisine girmeleri ve anlamlı katkılarda bulunmalarıdır” diye konuştu.
“BU FİLMİ DAHA ÖNCE DE GÖRDÜK”
”Biz bu filmi daha önce Irak’ta, Afganistan’da ve Lübnan’da gördük” diyen Büyükelçi Tan, sözlerine şöyle devam etti: ”Tarihin kendisini tekrar etmesine izin vermek bir seçenek olamaz ve olmamalı. Evet, BM Güvenlik Konseyi şu ana kadar Suriye konusundaki sorumluluklarını yüklenmede başarısız oldu. Ancak bunun elimizdeki mevcut tek yol olmasına izin veremeyiz. Evet, bu trajedinin mümkünse yıllarca uzadığını görmek isteyenler var, ancak buna izin vermemeliyiz. Elimizin altında çok sayıda araç, henüz keşfedilmemiş çok sayıda yol var.
Tüm olası senaryolar, ihtimaller ve daha fazla kan dökülmeden Suriye halkına meşru arzularına nasıl ulaşabilecekleri hususunda yardım etme üzerinde düşünmeye ve çalışmaya başlamalıyız. Neticede biz, uluslararası toplumun sorumluluk sahibi üyeleri olarak, sivilleri toplu katliamlara karşı koruma sorumluluğuna sahibiz ve bu, Libyalılar, Bosnalılar ve Ruandalılar için olduğu kadar Suriyeliler için de geçerli.
Bu mücadelenin organik ve içeriden yetişen doğasına saygı göstermek gerekse de doğru dış desteği sağlamamamız halinde Suriyeliler haklı olarak, en karanlık anlarında neden terk edildikleri sorusunu soracaklar.
Sonuç olarak, hemen ve kararlı biçimde harekete geçmeliyiz. Birlikte ve toplu halde doğru liderliği ve kararlılığı gösterirsek, diğerleri de takip edecektir ve karşı çıkanlar da duraksamayacağımızı bilecektir.”
“ARAP BAHARI’NI ARAP YAZI TAKİP ETMEZ”
Büyükelçi Tan, bir otoriter rejimin tek gecede devrilebileceğini, ancak güçlü devlet kurumları ve demokrasi kültürünü inşa etmenin daha fazla zaman aldığını kaydederek, tarih boyunca birçok devrimin sabote edildiğine dikkati çekti.
Ortadoğu’daki değişim güçlerinin bir kez daha gücü tekeline alma ve sosyal, dini ve etnik azınlıkların beklentilerini görmezden gelmeye girişmesi halinde, Arap Baharı’nı takip eden bir ‘Arap Yazı’nın olmayacağını ifade eden Tan, kapsayıcı bir diyalog ve uzlaşı kültürünün başarılı bir siyasi dönüşüm için gerekli olduğuna vurgu yaptı.
Tan, ”Bu zorluklara karşı aşırı derecede dikkatli ve tetikte olmalıyız. Bu tür tehlikelerin üstesinden gelmek için tek geçerli yol, hesap verebilir, şeffaf ve katılımcı bir demokrasidir” dedi.
İRAN
Konuşmasında İran konusuna da değinen Tan, Türkiye olarak İran’ın nükleer silah sahibi olmasını istemediklerini vurgulayarak, ”Türkiye, İran’ın nükleer silah edinmesi olasılığı hakkında en doğrudan kaygı duyan belki de tek ülke. Böylesi bir gelişme, nükleer silahlanma yarışı başlatarak bölgenin barış, güvenlik ve istikrarını ciddi şekilde tehdit eder. Bu, Türkiye’nin bölgeye yönelik vizyonuna tamamen ters” diye konuştu.
İran’a herhangi bir askeri müdahaleye de karşı olduklarının altını çizen Tan, bunun, zaten hassas olan bir bölgede yıkıcı etkilerinin olacağını söyledi.
Büyükelçi Tan, İran’ın nükleer programıyla ilgili meselenin çözümü için tek geçerli yolun diplomasi olduğunu vurguladı.
IRAK
Ortadoğu’nun istikrarı, refahı ve güvenliğinin, Irak’taki gelişmelerle de yakından bağlantılı olduğunu ifade eden Tan, Irak’ın, karşılaştığı sıkıntıların ancak, gerçek anlamda kapsayıcı ve temsiliyetçi bir hükümetle üstesinden gelebileceğine inandıklarını dile getirdi.
Tan, ”Toplumun belli kesimlerini dışlamak ve çeşitli siyasi partiler arasında yeni ihtilaflar yaratmak, sadece, ülkenin istikrarını zayıflatmaya yarar” dedi.
Irak’ın komşusu ve bölgedeki tek demokratik aktör olarak Türkiye’nin hedefinin, Irak halkının tüm unsurlarıyla diyalog kurup, karşılaştıkları demokratik zorluklarla baş edebilmeleri için onlara yardımcı olmak olduğunu ifade eden Tan, Irak’taki demokratik ortamın güçlendirilmesi ve hükümetteki etnik ya da mezhepsel altyapılarına bakmadan çok çeşitli siyasi partilere adil ve eşit pay tanınmasının, Türkiye ve ABD’ye, Irak ile ekonomik, kültürel ve sosyal ortaklığı geliştirmelerinde yardımcı olacağını söyledi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment