Suriye’de askeri müdahale olmadan sorun çözümü mümkün mü?
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Suriye’deki sorunun çözümü için artık tüm dünyanın dışarıdan bir askeri müdahalenin doğru olmayacağı konusunda hem fikir olduğunu ifade etti. Bu yaklaşımın Avrupa ile Amerika tarafından da benimsenmesi Suriye sorununun çözümü için bölge ülkelerinin daha aktif siyaset üretmesinin de bir anlamda kapısını aralamış oldu.
İhsanoğlu, Suriye’de öncelikle akan kanın durması, insani yardımların ulaştırılması gibi acil atılması gereken adımlara dikkat çekerken diğer taraftan da Beşşar Esed yönetimi ile diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğini vurguladı. İhsanoğlu, BM Genel Merkezi’nde işin özeti Şam yönetimi dışlanarak Suriye’de çözüm arayışlarının beyhude olacağını ifade etmiş oldu. Peki, Şam yönetimi ile bir uzlaşı sözkonusu olabilir mi, olur ise nasıl olur soruları hala muğlak cevaplar ile geçiştiriliyor.
Gözlemciler ve diplomatlar, Suriye’deki krize barışçıl bir çözümün zor göründüğü fikrinde. Şam yönetimi gösterileri şiddet ile bastırır iken muhalifler rejimin sona ermesini talep ediyor. Bugün BM, Suriye’deki ayaklanmalar sonunda 8 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini, 250 bin kişinin yerlerinden edildiğini bildirir iken, Şam yönetimi bu kişileri ‘‘Silahlı teröristler’’ şeklinde değerlendiriyor. Suriye’ye dışarıdan askeri müdahale fikri artık hiçbir ülke tarafından destek bulmaz iken onun yerine muhaliflerin silahlandırılması görüşü revaçta. Ancak muhaliflerin silahlandırılmasındaki sorun ise, bu kesim arasındaki ayrışma. Ulusal Konsey, dış müdahale ve hükümetle müzakereler konusunda Ulusal Koordinasyon Komitesi’yle görüş ayrılığına sahip. Yine, bu grubun Şam yönetimini devirmek için saf değiştiren askerlerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu’yla da görüş ayrılığı mevcut.
Bugün Suriye’deki sorunun asıl nedeni 40 yıldır ülkede devam eden dikta rejimin varlığı ve Esed ailesinin bu ülke üzerindeki hakimiyeti. Esed ailesi Hafız Esed’in yönetimi darbeyle ele geçirdiği 1970’ten beri iktidarda. Beşşer Esed ise babasının ölümünden sonra 2000 yılında devlet başkanı olmasından sonra bazı demokratik açılımlara gitti fakat bu zamanla hız kaybetti. Demokratik reformlar durunca Şam yönetimi de muhalifleri hapse göndermeye, basın özgürlüğünü daha da çok baltalamaya (ki zaten 40 yılı aşkındır medyanın özgürlüğü sözkonusu değildi) ve ülkenin gelir pastası Esed ailesi ile yakınları tarafından paylaşılmaya devam etti. Tüm bu olumsuzlukların yanın da Suriye insan hakları sicili bakımından da dünyanın en kötü ülkeler listesinin hep ilk sırasında yer aldı.
21 milyonlu Suriye’de nüfusun 74’ü Sünni, geri kalan bölümünü ise, Esad ailesinin de mensubu olduğu Arap Alevileri (Nusayriler) ve Hristiyan azınlık oluşturuyor. Esed ailesi yıllar yılı ülkede seküler yapıyı güçlendirme çabası içinde oldu. Ancak ülkede tüm yetkiler Nusayriler elinde toplanınca çoğunluk olan Sunnilerin bu durum haklı tepkisine neden oldu yıllarca.
Türkiye’nin tampon oluşturma fikri uluslar arası camia da olumlu karşılanırken, ekonomik olarak her geçen gün zayıflayan Esed yönetimi de kan kaybetmeye devam ediyor. IMF raporuna göre geçtiğimiz yıl uygulanan ambargolarla Suriye ekonomisi yüzde 2 oranında küçüldü. Ülkenin turist ve petrol gibi başlıca gelir kaynağı da ayaklanmalar nedeniyle büyük yara alır iken, işsizlik de Suriye’de hat safhada. Ekonomi de giderek zayıflayan, parası hızla değer kaybetmeye devam eden Şam yönetiminin devlet memurlarına maaş verememe riski sözkonusu. Siyasi gözlemciler, Esed için ekonomik tablonun kötüye gitmesi bir anlamda da sonunu hazırlayan başlıca etken olabileceği yönünde değerlendiriyor. Ancak yine bu durumun ülkede uzun soluklu bir kargaşaya da neden olacağı öne sürülüyor.
Suriye’deki halk ayaklanması okul duvarlarına bir avuç gencin mevcut hükümet karşıtı yazdığı sloganlar ile başladı ve bugün tüm dünyanın çözüm konusunda bir türlü hem fikir olamadığı noktalara kadar ulaştı. Yakın dönemde de Suriye’de BM’deki diplomat ve görevlilere göre bir çözümde pek olası görünmüyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment