Suriye kararı öncesi Kerry’den yoğun telefon trafiği

Suriye’ye olası müdahale öncesinde ABD Dışişleri Bakanı, yoğun diplomasi trafiğine başladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Bakan John Kerry’in Suriye konusunda dünkü yaptığı sert çıkıştan sonra onlarca mevkidaşı ve bazı uluslararası kuruluşların en tepe isimleriyle görüştüğünü açıkladı.   

Günlük basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Harf, bir soru üzerine Bakan Kerry’in Suriye konusunda yoğun telefon trafiği yaşadığını sölyedi. Harf, Kerry’nin 24 saat içinde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, NATO Genel Sekreteri Andres Fogh Rasmussen, Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arab, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kanada, Suudi Arabistan, İngiltere, Katar ve Ürdün mevkidaşları ile görüştüğünü dile getirdi. Harf ayrıca Kerry’in Suriye konusunda sert çıkış yapan Arap Birliği Genel Sekreteri el-Arab ile iki defa görüştüğünü söyledi. Sözcü Harf, Bakan Kerry’in bugün de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir görüşme yapacağını belirtti.

BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN ONAYI ALINACAK MI?

Bir gazetecinin Kerry’in BM Güvenlik Konseyi’nden olası bir Suriye’ye müdahale için onay alabilmek adına diplomatik bir girişiminin olup olmadığı yolundaki soruya Harf açıklama getiremedi. Sözcü Harf, henüz Başkan Barack Obama’nın müdahale ile ilgili kararını açıklamadığı ve dolayısıyla da böyle bir çabanın olup olmadığı yolundaki sorulara ise cevap veremeyeceğini söyledi.

RUSYA İLE ABD ARASINDAKİ TOPLANTI İPTAL EDİLMEDİ SADECE ERTELENDİ

Yine bir başka gazatecinin, ”Suriye konusunda yaşanılan krizden dolayı mı Bakan Kerry, Rus mevkidaşı ile olan toplantısını iptal etti” sorusuna Harf, ‘‘Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile bu hafta yapacağı toplantı iptal edilmedi sadece ertelendi.’’ diye cevap verdi.  

Harf ayrıca toplantının yeni tarihi üzerine Rus yetkililerle görüştüklerini ifade etti. ABD’nin Suriye’de kalıcı ve kapsayıcı bir çözümün askeri değil ancak siyasi olduğuna inanmaya devam ettiğini söyledi.