Rusya hariç Montrö’de herkes Esed’e ‘çek git’ dedi
Suriye’deki iç savaşa son verme umuduyla İsviçre’de başlayan Cenevre-2 Konferansı’nın ilk gününde Esed’in temsilcileriyle muhalifler arasında söz düellosu yaşandı. Başta Türkiye ve ABD olmak üzere Batılı ülkeler, kurulması planlanan geçiş hükümetinde Esed’in yer almasının söz konusu olmadığını vurguladı.
Suriye’deki iç savaşı bitirmeyi amaçlayan Cenevre-2 Konferansı, İsviçre’nin Montrö şehrinde başladı. Türkiye dahil 40 kadar ülkenin katıldığı konferansta, Esed rejimi ile muhalifler ilk kez yüz yüze geldi. Dehşete düşüren işkence fotoğraflarının yayımlanmasının ardından başlayan konferansın açılışında Rusya ve Çin dışındaki ülkeler, “Esed geçiş sürecinde yer alamaz.” mesajı verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ‘eli kana bulaşmış’ bir kimsenin ülkenin geleceğinde yeri olamayacağını belirtirken, ABD Dışişleri Bakanı Kerry “Esed’in, kurulacak geçici hükümette yer alması hiçbir şekilde söz konusu olamaz.” dedi. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise Esed’e kimsenin dokunamayacağını savunarak bu konunun kırmızı çizgileri olduğunu ilan etti.
Cenevre-2 Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Suriye’de kuşatma altında bulunan bölgelere acil insani yardım ulaştırılmasının gereğini ifade ederek, “Şiddet durmalı, sivillere yönelik saldırılar kesilmeli.” dedi. Ardından BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ABD, Rusya, İngiltere, Çin ve Fransa’nın dışişleri bakanları söz aldı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry yaptığı kısa konuşmada, “Biz bir tek seçenek görüyoruz: Karşılıklı rızaya dayalı olarak, bir geçiş hükümetinin müzakere edilmesi. Bu demektir ki Beşşar Esed bu hükümetin parçası olmayacak. Kendi halkına böylesine gaddarca bir mukabelede bulunmuş bir insanın iktidar olma meşruiyetine sahip olması asla, hiçbir şekilde mümkün olamaz.” dedi.
Kerry ile birlikte konferansın eş sponsoru olan Rusya’nın dışişleri bakanı Sergei Lavrov ise Esed’in arkasında durdu. Rus bakan, Suriye’nin iç işlerine dışarıdan müdahale edilmemesini istedi.
Rejim adına söz alan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise provokatif bir konuşma yaptı. Başta Türkiye olmak üzere bazı bölge ülkelerini ‘terörist’ diye tanımladığı muhaliflere destek vermekle suçladı. Doğrudan Türkiye’yi hedef alarak Ankara’nın muhaliflere silah ve askeri eğitim verdiğini iddia eden Muallim,“Suriye’yi saran yokluk, sefalet ve yıkım Erdoğan hükümetinin kararıyla mümkün oldu. Erdoğan hükümeti olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı.” dedi.
Suriye Dışişleri Bakanı Muallim’in konuşmak için verilen zamanı aşması üzerine BM Genel Sekreteri Ban devreye girerek sözünü tamamlamasını istedi. Ancak Muallim itiraz etti. Ban’ın “Daha sonra konuşacaksınız” sözlerine, Muallim, “Siz New York’ta yaşıyorsunuz, ben Suriye’de. Burada Suriye’yi konuşmak üzere bulunuyoruz. Gerekirse 40 dakika konuşacağım. Sizden yapıcı ortamı bozmamanızı istiyorum.” cevabını verdi.
Muhalifleri temsilen söz alan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) Başkanı Ahmed el-Carba ise ortaya çıkan son katliam fotoğraflarını göstererek, rejimin yaptıklarını II. Dünya Savaşı’nda Nazilerin yaptıklarına benzetti. Carba, Esed’in iktidarda kalmasının söz konusu olmadığını söyleyerek, Şam’ı temsil eden heyetin iktidarın devrini öngören bir uluslararası plana derhal imza koymasını talep etti.
DAVUTOĞLU KONUŞMASINI DEĞİŞTİRDİ
BMGK ve Suriyeli tarafların ardından ise ilk söz Türkiye’ye verildi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriyeli Bakan Muallim’in Türkiye’ye yönelik suçlamaları üzerine hemen konuşma metnini değiştirdi. Muallim’e tepki gösteren Davutoğlu, “Suriye’de asıl teröristlerin kimler olduğunu hepimiz biliyoruz. Rejimin temsilcileri yalanlarıyla bütün uluslararası camiayı kandırabileceğini nasıl düşünebiliyor? Kendi halkına karşı bu kadar iğrenç suçlar işleyen utanmazlara karşı birşey cevap vermeyi bile düşünmüyorum.” dedi.
Davutoğlu konuşmasında Esed rejiminin ‘insanlık suçu’ niteliğindeki saldırılarına dikkat çekti. “Srebrenitsa’da suç işleyenler gibi, Suriye’de bu saldırılardan sorumlu olanlar da adaletin karşısına çıkacak.” ifadelerini kullandı.
2012’de kabul edilen Cenevre Mutabakatı’nın tam olarak uygulanmasını isterken, bundan sonraki sürecin şartlarını şöyle sıraladı: “Süreç açık uçlu olamaz. Karşılıklı rızayla tüm güvenlik ve istihbarat kurumlarını da içeren tam icra yetkisine sahip geçiş yönetimi kurulmalı. Meşruiyetini kaybetmiş, ülkede otoritesini uygulayamayan bir lider ve yakınları ve eli kana bulanmış olanlar iktidarda kalamaz.”
İsviçre’de barış görüşmelerine başlandığı saatlerde Esed rejimi saldırılarına devam etti. Suriyeli muhalif aktivistler, Esed güçlerinin dün sabah başkent Şam civarında bazı köyleri top ateşiyle vurduğunu bildirdi.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment