Rodoplar’daki Türk köyleri boşalıyor
Rodop dağlarındaki Türklerin birer türbedar gibi beklediği köyler zamana yeni düşmek üzere. Bulgaristan’ın güneydoğusunda Hasköy iline bağlı birçok soydaş köyü, ülkedeki diğer köyler gibi şehirlerde ve yurtdışındaki iş imkanları sebebiyle boşalmış.
Güneydoğu Bulgaristan’da bulunan İvaylovgrad (Ortaköy) Belediyesi’nin nüfusu, son 10 yılda yüzde 19,6 oranında azalmış. Belediye’nin şu anki nüfusu 6 bin 131 kişi. Belediyeye ait 50 köyden 10’u boşalmış durumda. Bazı köylerde ise insan sayısı 7 kişiye kadar düşmüş. Bunlardan biri de Bubino (Yunus Viran) köyü. Köyde, yan yana 3 aile, toplam 7 kişi oturuyor. İvaylovgrad-Krumovgrad güzergahına 4 kilometre uzaklıkta bulunan köye ulaşmak oldukça zor. 4 kilometrelik yol, ancak 30 dakikada geçilebiliyor. Köye en son, 1980’lerde asfalt dökülmüş. Köydeki geçim kaynağı ise hayvancılık.
İLK FETHEDİLEN KÖYLERDE OSMANLI İZLERİ
Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde Edirne’nin başkent olduğu yıllarda, Sultan I. Murat ve Lala Şahin Paşa sefere çıkarak Dedeğaç’ı ve Ortaköy’ü (İvaylovgrad) 1362’de fethetmiş. Fethedilen yerlere, İslam kimliğini kazandırmak için öncelikle Türk nüfusun artırılmasına önem verilmiş. Bu amaçla Anadolu’dan çok sayıda din alimi bölgeye gönderilmiş. İddialara göre ilk gelenler arasında Mehmet Efendi, hanımı ve oğlu Fatih Efendi bu topraklara hicret etmiş. Mezarları bugüne kadar korunmuş. Fakat mezar taşındaki Osmanlıca yazıyı okuyabilen kimse yok.
HEM KÖYÜ HEM TÜRBEYİ BEKLİYORLAR
Köyün sakinlerinden İzzet Halil (78), burada önceden bir türbenin olduğunu ve kendisi 10 yaşındayken bir cuma günü kendiliğinden göçtüğünü anlatıyor. Göçmesiyle birlikte duvardaki Osmanlıca levha parçalanmış ve okunmaz hale gelmiş. Türbe, daha sonra köy halkının imkanlarıyla yeniden inşa edilmiş. Rivayetlere göre İslam alimi Mehmet Efendi, bir gün köy halkını sabah kahvaltısına evine davet etmiş. Davetliler geldiklerinde, Mehmet Efendi ve ailesini evde ölü bulmuşlar. Hatta mezarlar evin zeminine kazılı olarak hazır durumdaymış. Aynı yere türbeleri yapılmış. Bugün türbenin restorasyona ihtiyacı var; içindeki tahtalar çürümüş, sıva dökülmüş.
Öte yandan köydeki bütün evler, iç ve dış mimarisiyle Osmanlı dönemine ait. Zemin katlar ahır olarak kullanılıyor. İzzet Halil, evlerin 1800’lü yıllardan bugüne kadar ayakta kaldığını belirtiyor. Dedesi ve babası bu evlerde oturmuş. Evlerin çatıları ise kiremit ve taşlarla döşeli.
DÜNYA İLE BAĞLANTI KOPMUŞ
Bubino’da oturan 7 köylünün yedisi de Türk asıllı. Köye pek uğrayan yok. Cep telefonları çekmiyor. Muhtarlık, postane, sağlık ocağı gibi kavramlar buraya yabancı. Tek avantaj yüksek noktada olduğu için radyo ve televizyon sinyallerinin ulaşması.
Köyün sakinlerinden 57 yaşındaki İsmail Ahmet, burada doğup büyümüş. İsmail Ahmet ve eşi, köyde insanların azalmasına üzüldüklerini belirterek, yabancı birini gördüklerinde çok sevindiklerini söylüyorlar. Bu duruma alıştıklarını söyleyen İsmail Ahmet, “Telefon çekmediği için bizi kimse arayamıyor, oğlumuz bile aramıyor. Ben oğlumu aramak için başka noktaya çıkıyorum, orada da her zaman şebeke olmuyor.” cümleleriyle ifade ediyor içinde bulundukları durumu. En son aylar öncesi dayısı gelmiş köye. Ekmek taşıyan arabadan başka kimsenin köye gelmediğini söylüyor. İvaylovgrad Belediyesi’nde hastane olmadığını söyleyen İsmail Ahmet, sadece acil servis olduğunu, ciddi hastalıklarda ise 70 kilometre uzakta bulunan Svilengrad’a (Mustafapaşa) gitmek zorunda kaldıklarını kaydediyor.
“İNSANA HASRETİZ”
Bubino köyünde oturan 7 kişinin tamamı aynı şeyi ifade ediyor: “Biz insana hasretiz. Bunun ne büyük bir nimet olduğunu şimdi anlıyoruz.” Köyün en genç sakini Ali Osmanov (28), köyde kalmayı tercih ettiğini, bu tercihin de değişmeyeceğini söylüyor. Osmanov, “Şehre gitmeyi düşünsek bile kiralar pahalı, burada ise hayvancılıkla başladık böyle devam ediyoruz.” ifadelerini kullanıyor.
Hatice Halil (80), yalnızlığın çok zor olduğunu, sadece bazen Türkiye’den gelen yakınlarının kendisini ziyaret ettiklerini, ancak sadece 1-2 gün durduklarını ifade ediyor. Türkçe radyo yayınlarını dinleyerek avunduğunu ifade ediyor. “İnsanlar yerine hayvanlarla konuşuyoruz, insana hasretiz.'” diyor.
Bubinoluların en büyük arzusu ise 4 kilometrelik yolun onarılması. Böylece gelip-gitmelerin artacağını ümit ediyorlar.
BULGARİSTAN GENELİNDE KÖYLER TERK EDİLMİŞ HALDE
Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün (NSİ) verilerine göre, ülkedeki 5 bin 9 köyden 169’unda hiç insan oturmuyor. Yaklaşık 400 köyde ise nüfus tek haneli sayılara inmiş durumda. Sadece bir insanın yaşadığı köy sayısı ise 60. NSİ, nüfusu 100 kişinin altında bulunan köylerin sayısının bin 900 olduğunu açıkladı. Nüfusu az olan köylerde, sosyal ve ekonomik sorunlar da beraberinde geliyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment