Obama’nın ikinci 11 Eylül’le imtihanı
İslam aleyhtarı çirkin film sebebiyle ABD’nin başta Mısır ve Libya’da olmak üzere diplomatik misyonlarına yapılan ve dört Amerikalının ölümüyle sonuçlanan saldırılar, başkanlık seçimleri arifesinde Başkan Barack Obama’yı içeride ve dışarıda zorlu şekilde test ediyor.
Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney, Kahire’deki ABD büyükelçiliğinin Müslümanların dini duygularını incitenleri Twitter’dan kınamasını bile Obama yönetiminin ifade özgürlüğü gibi Amerikan değerleri için ‘özür dilemesi’ olarak değerlendirdi. Romney kampanyası yangına körükle gidiyor, Obama’yı ‘radikal İslam’a karşı fazla yumuşak davranmakla itham ediyor.
Beyaz Saray onların savunduğu gibi aşırı sert tepki verirse, İslam dünyasıyla mümkün mertebe çatışmadan angajman politikası akamete uğrayacak. Çok yumuşak davranırsa da, Obama kendi halkı nazarında Cumhuriyetçilerin iddia ettiği gibi zayıf bir başkan konumuna düşecek.
Bu tür baskılar altındaki Obama, orta yolu seçti. Bir yandan ABD olarak dini inançların ‘karalanmasına’ karşı olduklarını söyledi. Diğer yandan ‘adalet yerini bulacak’ sözü verdi. Ve iki savaş gemisini bölgeye yönlendirdi. Obama’nın filme tepkileri yatıştırma adına İslam’ı ve Hazreti Peygamber’i ismen öven ifadeler kullanmaması ise dikkat çekti. Belli ki muhaliflerince el altından yayılan ‘Obama Müslüman’ dedikodusunu beslemek istemiyor. İslam dünyasını teskin etme vazifesi, büyük ölçüde Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a düşmüş görünüyor. Clinton, Dışişleri Bakanlığı’nda perşembe gecesi yapılan gecikmeli Ramazan Bayramı tebrik yemeğinde Müslümanlara ev sahipliği yaptı. Filmin ‘iğrenç’ olduğunu, Bingazi’deki saldırıları gerçekleştiren ‘küçük’ ve ‘vahşi’ grubun bir milyarı aşkın Müslüman’ı temsil etmediğini vurguladı.
Şimdiye dek Obama, kamuoyu yoklamalarında Romney’e ulusal güvenlik puanlarında fark atıyordu. Irak ve Afganistan’daki işgalleri büyük ölçüde bitirmesi, Libya’da düşük maliyetli bir savaşla Kaddafi rejimini devirmesi ve hepsinden önemlisi Usame bin Ladin’i ölü ele geçirmesi, Obama’ya bu alanda siyasi üstünlük sağlıyordu. Ancak tam da 11 Eylül terör eylemlerinin on birinci yıldönümünde Amerikan büyükelçiliklerinin saldırıya uğraması, üstelik dört zayiat verilmesi, Cumhuriyetçilere Obama’yı ulusal güvenlik konusunda daha fazla sıkıştırma fırsatı verdi. Son birkaç gündür kamuoyu araştırmalarından pek de iç açıcı sonuçlar almayan Romney kampanyası, olayın üstüne atlayarak, Obama’nın iyi bir başkomutan olmadığı tezini yoğun şekilde işlemeye başladı. Hele Libya’daki cinayetlerin örgütlü olduğu ispatlanırsa, başkanın hanesine büyük bir istihbarat ve savunma zaafı olarak yazılacak.
Libya’daki çiçeği burnunda rejimin ABD’ye olanlardan dolayı özür dilemesi, katil zanlılarını yakalamak için tam destek vermesi, Obama’nın stresini biraz azaltıyor. Mısır’da ise durum farklı. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşları, ABD’nin Kahire büyükelçiliğine yapılan baskına karşı tedbir almakta ve şiddet kullanımını güçlü şekilde kınamakta biraz gecikti. Fox News gibi sağcı yayın organları, Obama yönetimini Mısır’da Mübarek rejiminin devrilmesini destekleyerek ‘İslamcı’, ‘Amerikan ve İsrail karşıtı’ Müslüman Kardeşler hareketinin başa gelmesine zemin hazırlamakla suçluyor. Obama hem Kahire’yi biraz kımıldatmak hem de siyasi rakiplerini susturmak için Mursi’ye telefon açarak sert mesajlar verdi. Telemundo televizyonuna verdiği röportajda Mısır’daki yeni hükümeti ‘müttefik’ görmediğini de söyledi. Her ne kadar Beyaz Saray, Dışişleri ve Pentagon sözcüleri başkanın ifadesini çeşitli tevillerle yumuşatmaya çalışsalar da, film provokasyonu ilk büyük darbesini Mısır-ABD ilişkilerine vurdu bile. Ancak Kahire’deki yeni hükümetten hazzetmese de beterin beteri var düşüncesiyle ihtiyatlı angajman politikası güden Obama yönetiminin bu stratejik ülkeyle ipleri koparması beklenmiyor.
Beyaz Saray’ın korkulu rüyası, eylemlerin İran’ın da kışkırtmasıyla tüm İslam dünyasına yayılarak daha da şiddetlenmesi. Özellikle Afganistan’daki birliklerin saldırılara hedef olması. Obama, Yemen Cumhurbaşkanı Hadi’yi arayarak elçiliğin iyi korunmasını istedi. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, Kur’an yakma eylemi düzenleme planıyla gündeme gelen radikal papaz Terry Jones’u arayarak çirkin filmden desteğini çekmesini rica etti. Amerikalılar tüm güçleriyle zarar kontrolü yapmaya çalışıyorlar. Obama ‘ikinci 11 Eylül’ün şokuyla Bush gibi Afganistan ve Irak türü ‘toplu ceza’ müdahaleleri yapacak değil. Ancak sıcak seçim atmosferinde, normalden daha sert tavır takınabilir.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment