IŞİD, Suriyeli muhalif komutanı Şanlıurfa’da kaçırmaya çalıştı

İngiliz Telegraph Gazetesi, önde gelen bir Suriyeli muhalif komutanın Türkiye’de IŞİD’e hedef olduğunu yazdı.

Haberde gazete, kendisine bağlı ‘Zuvar Rakka’ birlikleri Suriye’nin Kobani şehrinde IŞİD’le savaşan Ebu İsa’nın başarısız kaçırma girişiminde yaralandığını belirtti. Böyle bir olayın yaşanabilmesinin ise IŞİD’in Türkiye’de halen nasıl “göreceli bir dokunulmazlıkla” faaliyet yürüttüğünü gösterdiğini savundu.

Zuvar Rakka yetkililerine dayandırdığı haberinde Telegraph, Ebu İsa ve oğlu Ammar’ın geçtiğimiz cuma “Türk yetkililerle” yaptıkları görüşme sonrasında IŞİD pususuna düştüğünü yazdı. Suriyeli muhalif birliğin sözcülerinden biri olarak ifadelerine yer verilen Ahmet Abdülkadir, en yakın danışmanının Ebu İsa’ya ihanet ederek IŞİD’le işbirliği yaptığını söyledi. Önünü kestikleri araçtan aldıkları baba oğlu gizlice Suriye’ye sokmak isteyen dört örgüt militanının girişimi ise sınırdaki yoğun Türk askeri varlığı sayesinde ve IŞİD’le çalışan kaçakçılardan birinin vazgeçmesi ile başarısızlıkla sonuçlandı.

‘MİT bir şey yapmadı’

Gazete, kaçırma girişiminde bulunan örgüt üyeleri ve danışmanın da Türk polisi tarafından tutuklandığını yazdı. “Ancak bunlar, Urfa ve diğer Türk sınır vilayetlerinde açıktan faaliyet gösterdiği konuşulan birkaç hücreden biriydi.” ifadelerini kullanarak, Türkiye’deki IŞİD tehlikesine dikkat çekti.

Haberde, Abdülkadir’in birkaç IŞİD üyesini daha önce Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ihbar ettiği ancak kendisine “Endişelenme, biz onları takip ediyoruz.” denmesine karşın bir şey yapılmadığı yönündeki ifadelerine de yer verildi. Ebu İsa’yı kaçırmaya çalışan dört IŞİD’liyle arkadaş olduğunu söyleyen bir Suriyeli de gazeteye, ismi gizli tutulmak koşuluyla, “Onları Urfa’da rahat bir hayat sürerken görüyorum. Restoranlarda yemek yiyor, kafelerde vakit geçiriyorlar.” şeklinde konuştu. Geçen yıl aralarında bir de MİT mensubunun bulunduğu 5 kişi, Suriyeli muhalif Albay Mustafa Harmuş’u 2011 yılında kaçırarak para karşılığı Suriye rejimine vermekten ötürü 4 ile 20 yıl arasında hapis cezalarına çarptırılmışlardı.