İran ile Türkiye arasında ipler geriliyor

İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi’nin dün Tahran’dan Ankara’ya yola çıktığı saatlerde yapılan açıklamada, “Ülkemizle ilgili yapılan asılsız ithamları ve son derece yakışıksız tehditleri şiddetle kınıyoruz.” denildi. Açıklamada, İran’ın, Esed’e verdiği destek, “Her gün yüzlerce masum insanın katlinin vebalini kimlerin taşıdığı herkesin malumudur.” sözleriyle eleştirildi.

Başbakan Tayyip Erdoğan da İran’a, “Vatandaşlarını öldüren bir rejimi savunmanın inancımızda yeri var mıdır, yok mudur?” diye sorarak, Tahran’ın kendini hesaba çekmesini istedi. İran Genelkurmay Başkanı Hasan Firuzabadi, “Suriye’den sonra sıra Türkiye’ye gelecek.” demişti.

İran Genelkurmay Başkanı Firuzabadi dün Devrim Muhafızları sitesine yaptığı açıklamada, Suriye’den akan kandan Türkiye, Katar ve S.Arabistan’ın sorumlu olduğunu savunarak, “ABD’nin savaş planlarına yardımcı olmak, Suriye’ye komşu ülkeler için doğru bir temel değildir. Eğer onlar bu temelde hareket ediyorlarsa, o zaman şunu bilmeliler ki, bir sonraki seferde, sıra Türkiye ve diğer ülkelere gelecektir.” ifadelerini kullanmıştı.

İran’ın dinî lider Ayetullah Hamaney’in özel temsilcisi Said Celili ve Meclis Başkanı Ali Laricani de isim vermeden Türkiye’yi hedef alan açıklamalar yaptı. Nükleer kriz başta olmak üzere birçok konuda İran’ın arkasında duran Ankara, bu ifadelere beklenmedik sertlikte cevap verdi. Dışişleri’nden yapılan yazılı açıklamada, “Firuzabadi’nin açıklaması başta olmak üzere, bazı İranlı yetkililer tarafından ülkemizle ilgili olarak yapılan asılsız ithamlarla dolu açıklamaları ve son derece yakışıksız tehditleri şiddetle kınıyoruz.” denildi. Türkiye’nin dış politikada kendi hedef ve ilkeleri doğrultusunda hareket eden bir ülke olduğunu kaydeden Ankara, “Bunu, en çok asırlardır komşuluk ilişkileri sürdürdüğümüz İranlı yetkililerin bilmesi ve kavramış olması gerekir.” dedi.

Ankara, bir adım daha ileri giderek Suriye’deki katliamdan isim vermeden sert ifadelerle İran’ı sorumlu tuttu. Yazılı açıklamada şöyle denildi: “Her gün yüzlerce masum insanın katlinin vebalini kimlerin taşıdığı herkesin malumudur. Bunlar, tarih ve insanlık vicdanı önünde mutlaka hesap verecektir.” Başbakan Erdoğan da katıldığı bir iftar programında yaptığı konuşmada şu sözlerle İran’a tepki gösterdi: “Vatandaşlarını öldüren bir rejimi savunmanın inancımızda yeri var mıdır, yok mudur?’ İranlılara soruyorum. Suriyeliler ülkelerini terk edip kaçıyorsa bunun hesabını sormak İran’a düşmez mi? Ve hesaba çekilmeden önce İran yönetimini kendisini hesaba çekmesi lazım.”

AÇIKLAMA, SALİHİ UÇAKTAYKEN

Ankara’ya gelen İranlı Bakan Salihi ile görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, aynı mesajları kararlı şekilde muhatabına aktardı. Salihi ise Türkiye ve İran’ın iki büyük güç olduğunu söyleyerek, “Eğer bir araya gelirlerse bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında önemli rol oynayabilirler. Bu gerçekleşmeden bölgede barış ve istikrarın sağlanması, özellikle Suriye gibi ülkelerle sağlanması, çok zor olacaktır.” dedi.

Suriye’de muhaliflerin hafta sonunda rehin aldığı 48 İranlının kurtarılması için de Türkiye’nin desteğini istedi. Tahran, 48 vatandaşının türbe ziyareti için Suriye’de bulunduğunu savunurken, muhalifler ise bu kişilerin Devrim Muhafızı askerleri olduğunu belirtiyor.