Filistin artık ‘gözlemci devlet’

‘‘Gözünü gerçeğe kapatan kişi yalnızca kendisini karanlığa boğar’’ deyimi ile konuşmasına başlayan Davutoğlu, Filistin devletinin kurulmasını kimsenin engeleyemeyeceğini söyledi. Uzun süredir gayri insani muamelelere maruz bırakılan Filistin halkının toplu halde cezalandırıldığını ifade eden dışişleri bakanı, geçtiğimiz yıl devlet başkanı Mahmud Abbas tarafından yapılan üyelik başvurusunu hatırlatarak “Bugün yıllarca aşağılanan Filistin halkına haysiyetli bir yaşam sağlamak için tarihi fırsat” dedi. Kısa konuşması zaman zaman alkışlarla kesilen Davutoğlu’nu Filistin heyeti ayakta alkışladı.

Filistin’i bağımsız devlet olma yolunda desteklemenin çekinilecek bir şey olmadığını dile getiren dışişleri bakanı, ‘‘Birleşmiş Milletler’in uluslararası arenadaki yeri ve güvenilirliği için, Filistin bayrağı bu binanın önünde dalgalanmalı’’ diye konuştu. Filistin’in ‘gözlemci devlet’ olma başvurusunu desteklemek için 3 önemli neden olduğunu aktaran Bakan Davutoğlu, ‘‘Birincisi ve en önemlisi, bunun bizim adımıza bir insani ve ahlaki bir yükümlülük olduğudur. İkincisi politik ve tarihi. Üçüncüsü ise bizim stratejik vizyonumuz’’ dedi.

Filistin sorunu çözülmeden Ortadoğu barışından söz edilemeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, ‘‘Filistinlilerin yardım isteklerine kulak verelim, bunca zaman zaten sağır davrandık’’ dedi.

Davutoğlu, ‘‘Buradan tüm Filistinlilere El Halil’den Betlehem’e, Ramallah’dan Han Yunus’a, Kudüs’deki Mescid-i Aksa’dan Gazze’ye kadar biz Türklerin sonuna kadar yanınızda olduğumuzu söylemek istiyorum’’

‘‘TASARI BARIŞA GİDEN YOL’’

BM Filistin’in ‘gözlemci kuruluş’’ statüsünden ‘‘gözlemci üye olmayana devlet’’ pozisiyonuna yükseltecek tasarının oylanmasından önce kürsiye gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise konuyu BM Genel Kurul’una getirme nedenlerini ‘barışa giden yol’ olarak niteledi. Abbas, tarihi oylama öncesi BM’ye üye 193 ülkenin temsilcisine ‘‘İki devletli çözüm için bu son şans’’ diye seslendi.

Abbas, Filistinlilerin de kendilerini toplu halde cezalandırmaya kalkan İsrail’e karşı kendini savunma hakkı olduğuna dikkat çekti. Bunun terörizm olmadığını belirten Abbas, İsrail’in yaptığı son saldırıda 168 Filistinli’nin öldüğünü ve çoğunun da çocuk ile kadın olduğunu hatırlattı.

İkinci Dünya Savaşı’nın külleri üzerinde iki devletli çözüm fikrinin üzerinden uzun yıllar geçtiğini anımsatan Abbas, bu zamandan günümüze kadar Filistinlilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. ‘‘Onca çekilen acıya, adaletsizliğe rağmen Filistin halkı hala barışa, adil bir yolun bulunacağına inandığı için buradayız’’ diyen Abbas, İsrail’in sürekli tehditler savurduğunu dile getirdi. Son İsrail saldırısını da ‘barbarlık’ olarak nitelediren Abbas, İsrail’in işgal altında tuttuğu topraklarda işlemiş olduğu yasa dışı eylemleri sürdürdüğüne dikkat çekerek, Tel Aviv’in savaş suçu işlediğini savundu.

Üye olmayan gözlemci devlet statüsünün kendileri için önemli olduğunu aktaran Abbas şöyle seslendi, ‘‘Bu tasarı ile; öncelikle Filistin davasına bir moral olacak. Ve uğradığımız onca haksızlıklara karşı da hakkımızı uluslar arası organizasyonlarda arayabilmemizin kapısını arayalayacak. Sizlerin desteği ile geçecek olan bu tasarı ile haklı mücadelemizde yalnız olmadığımızı göreceğiz.’’

Tasarı ile Filistinlilerin kazancağı insan haklarına dikkat çeken Abbas, ‘‘Önce Allah’tan sonra da sizden umitvarız’’ diye sözlerini tamamladı.

Genel Kurul’da uzun süre alkışlanan Abbas’ın ardından İsrail adına kürsüye gelen BM Daimi Temsilcisi Ron Prosor, İsrail’in başkentinin Kudüs olduğunu iddia etti. İsrail’in kurulduğu tarihten bu zamana hep barıştan yana olduğunu ileri süren Prosor, son olarak 2000 ve 2008 yıllarında kendilerinin barış için attığı adımların Filistinliler tarafından rededildiğini iddia etti. BM’ye sunulan tasarının Filistin’e uluslararası organizasyonlara üyelik imkanı tanıyacağı anlamına gelmediğini savunan Prosor, Genel Kurul’daki tasarının iki taraf arasında görüşmelere engel olacağını kaydetti. Prosor, ‘‘Filistin için tek bir yol var ve o yol da New York’tan geçmiyor, görüşmelerden geçiyor’’ diye seslendi.

Endonezya Dışişleri Bakanı Marty Natalegawa, Filistin halkı için temel insan hakları ve özgürlüklerini kazanma zamanın geldiğini vurguladı. Kanada Dışişleri Bakanı John Baird, ülkesinin tasarıya karşı çıkamasını ise iki devletli çözüme ancak görüşmeler ile ulaşılacağına inandıklarında olduğunu dile getirdi. ABD’nin BM’deki Daimi Temsilcisi Susan Rice da oylama sonunda yaptığı konuşmada, ‘talihsiz oylama’ olarak nitelediği sonucun İsrail ile Filistin arasında yapılabilecek doğrudan görüşmelere engel olacağını ileri sürdü.