Ezidilerin acısı dağda doğan çocuğa isim oldu
IŞİD örgütünden kaçarak Kuzey Irak’taki Zaho ve Dohuk’a sığınan on binlerce Ezidi, zor şartlarda hayat mücadelesi veriyor. 40 derece sıcağın altında aç-susuz günlerce süren yolculukta doğan çocuklara ise bugünleri hatırlatacak isimler veriliyor. Kocasını geride bırakıp iki çocuğu ile birlikte Sincar Dağı’na sığınan Fayiz, burada doğan üçüncü çocuğuna Kürtçede ‘sürgün ve katliam emri’ manasına da gelen ‘Ferman’ ismini vermiş.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünden kaçarak Kuzey Irak’taki Zaho ve Dohuk şehirlerine sığınan on binlerce Ezidi, zor şartlar altında hayat mücadelesi veriyor. Erbil yönetiminin ve halkın desteğiyle hayata tutunmaya çalışan Ezidi aileler bir taraftan çektikleri sıkıntıların bir gün biteceğini umut ederken diğer taraftan da yaşanan zulmü unutmayacaklarını belirtiyor. 40 derece sıcağın altında aç-susuz günlerce süren kaçış yolculuğu sırasında doğan çocuklarına bu günleri hatırlatacak isimler veriyorlar. Onlardan biri de mahsur kaldıkları Sincar Dağı’nda doğum yapan Fayiz. Kocasını geride bırakıp iki çocuğu ile birlikte dağa sığınan Fayiz, üçüncü çocuğuna Kürtçede ‘katliam, zulüm’ manasına da gelen ‘Ferman’ ismini vermiş.
Fayiz, dağa kaçışının ikinci gününde dünyaya gelen bebeğine neden bu ismi verdiğini, “Ferman, ismi ile bize bu acı günleri hep hatırlatacak.” sözleriyle anlatıyor. Kocası Nacia Hıdır’dan haber alamadıklarını söyleyen anne, Zaho merkezinde boş bir inşaatta çocukları ile birlikte kalıyor. Bebeğinin sağlık durumunun ‘şimdilik’ iyi olduğunu söyleyen anne Fayiz, ancak Ferman’ın iyi beslenememesi ve sıcaktan dolayı hasta olmasından endişe ediyor.
Sincar Dağı’nda mahsur kalan 200 bin kadar Ezidi’den yaklaşık 150 bini önce Suriye’ye, oradan da Kuzey Irak’a getirildi. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu Ezidiler, Deribuin’de kurulan kamplara yerleştiriliyor. Suriye’den kaçan Kürt mülteciler için hazırlanmış olan kampa ek olarak 4 bin kişinin konaklayabileceği çadır kent kuruluyor. Araçlarla Suriye sınırından alınan aileler kamplara taşınıyor. Ancak burada herkes başını sokacak bir çadır bulacak kadar şanslı değil. Çok sayıda kişi Zaho ile Suriye sınırında bulunan Fişhabur arasında yol kenarlarına ve metruk binalara yerleşmiş. Birçok aile kavurucu güneşin altında toprakta uyuyor. Akşam hava soğuduğunda ise ateş yakılıyor.
Deribuin’de kurulan çadırkentte Ezidilere su ve ekmek dağıtımı yapılıyor. Bunları elde etmek içinse kuyruk mücadelesine girmek gerekiyor. 13 kişilik ailesi için sıraya giren 10 yaşındaki Sameh, yarım saat gözlerini ayırmadan ‘Keke, keke’ (ağabey) diye seslendiği yardım görevlisinden ancak bir şişe su alabiliyor. Şengal Dağı’ndan yaklaşık 60 km yürüyerek sınırı geçtiklerini anlatan Hıdır adlı bir Ezidi ise şartların daha iyi olduğu Türkiye’ye geçmek istediklerini, fakat pasaportları olmadığı için izin verilmediğini anlatıyor. Amcasının çocukları ile telefonda konuşan Hıdır, “Silopi’de belediye tarafından kurulan çadırkentte sıcak yemek verildiğini öğrendik. Burada binlerce kişi var. Yardımlar kimseye yetmiyor.” diyor.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment