Esed’i etrafındakiler bu hale getirdi
Başkanlık sarayında birçok tarihî olaya tanıklık eden Prof. Dr. Avvad Cidi: “Esed, zeki biri değildi. Etrafındakilerin çok fazla etkisinde kalıyordu. Ona, olanlar hakkında yalan söylüyorlardı.”
Prof. Dr. Avvad Cidi, Halep Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Polonya’da kalkınma projeleri üzerine yüksek lisans ve doktora yaptı. Ardından Kuveyt Kalkınma Bakanlığı’nda göreve başladı. Kuveyt Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı esnasında Beşşar Esed’in davetiyle ülkesine döndü. Kalkınma projelerinin başında bulundu. Ülkesinin su projelerini yürüttü. Suriye’de başlayan yönetim karşıtı isyanların ardından ülkeden ayrılan Cidi, şu an İstanbul’da ikamet ediyor. Suriye iç savaşında kavganın iki tarafını da haklı bulmuyor. Rejimin saldırılarını da muhaliflerin silahlı mücadelesini de eleştiriyor.
-Esed idarenin başına geçmesinin ardından birçok Suriyeli profesörü geri getirdi. Ne amaçlıyordu?
Kalkınma hamleleri başlatmak istiyordu ve bunda da samimiydi. Benim gibi birçok kişi ülkesine hizmet edebilmek için döndü. Ancak Esed’in önünde üç kalkan vardı. Babasının eski askerleri, İran kontrolündeki Muhaberat ve kendisine sürekli yalan söyleyen bürokratlar. Onlardan kendini kurtaramadı.
-Suriye’de yönetim karşıtı gösteriler başlayınca rejim gerçeği algılayamadı mı?
Ben Beşşar Esed’le birebir konuştum. İşsizlik ortalama yüzde 17 idi. Ülkede demokrasi, ifade özgürlüğü yoktu. Demokrasi olmadan hiçbir şey bina edilemiyor. Esed’e “Gerçekleri görmüyorsun!” dedim. Milletin sesi sana ulaşmıyor. Halk sana sesini duyurabilmek için meydanlara indi, buna mecbur kaldılar. Gösterilerde çektiğim görüntüleri izlettim. Bana, “Peki, sen de profesör olarak çarşıya inip gösteri mi yaptın?” deyince “Evet, yaptım.” dedim. Garibine gitti. “Sen yasaların dışına çıkmışsın.” dedi. 3 saat konuştum kendisiyle. Bana Ziraat Bakanlığı teklif etti o konuşmada. Kabul etmedim.
-Peki, Esed dinliyor muydu bu sorunları?
Toplantıda Muhaberat’ın başkanı Ali Memlük de vardı. Esed çok iyi bir dinleyiciydi. Her şeyi dinliyor, çözüm önerilerini not aldırıyordu. Emniyetin göstericileri vurduğu videoları izlettim. Şoke oldu. Ben kendisine 12 maddelik bir çözüm planı hazırladım. Öncelikle 400 bin kişilik iş istedim gençler için. “Askerin sivil meskenlere girmesin”, dedim. Esed’le konuştuğumda ben bunları yapmak istediğini anladım. Şahıs olarak kötü biri değildi. Etrafındakilerin çok fazla etkisinde kalıyordu. Ona, olanlar hakkında yalan söylüyorlardı. (Türkiye ve Arap emirlikleri seni ortadan kaldırmak istiyor.) diyorlardı. Biz nasıl esirsek Esed de orada esirdir. Muhaberat ve İran, Esed’i esir almış. Artık elinden bir şey gelmiyor.
-Esed, İran ve Muhaberat’ın etkisinde, dediniz. Buna nasıl ikna oldunuz?
Başkanlık sarayına iletilen Muhaberat raporlarında “Katar, Türkiye size savaş açacak, sizi değiştirecek. Müslüman Kardeşler iktidarı kuracak.” notları yer alıyordu. Ahmet Davutoğlu, Esed’le görüşmesinde “Müslüman Kardeşler’in önünü aç.” dedi. Esed, ondan sonra Katar ve Türkiye’nin kendisine komplo kurduğunu düşündü. Rejimin en büyük düşmanı Müslüman Kardeşler’dir. Esed bana “Profesör, sen benim yerimde olsan ne yaparsın?” dedi. Ben de “Yerinizde olsam istifa ederdim. Millet eğer sizi isterse tekrar seçer.” dedim. Gülmeye başladı. Benim böyle konuşmam onu güldürdü. Çünkü ilk defa karşılaşıyordu.
-Peki, Suriye bugünkü hâle nasıl geldi?
Bugüne gelmemizin üç sebebi vardır. Kendisi zeki değildir. İleri görüşlü biri değildir. Dera’daki olayları bir çoban dahi halledebilirdi. Kendisi Dera’ya gidebilir, özür dileyebilirdi, “Cinayetin sorumlusu Atıf Necip’i cezalandırdım.” diye… Biz basit bir milletiz. Savaşı sevmeyiz. İşimiz olsun, elektrik, su olsun isteyen bir halkız. Vahşi bir millet değiliz; güveni, huzuru isteriz.
-Silahlanmanın hata olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Elbette. Bu savaş bizimle Beşşar arasında kalmadı. Rusya, İran, Hizbullah ve Şii mezhepçi militanlar girmeye başladı. Biz de yanlışlıklar yaptık. Bu savaşın, grupların başı yoktu. Biz silahlanmanın yanlış olduğunu söyledik. Rejim, bizim silah kaldırdığımız gün aslında savaşı kazandı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment