Related Articles
Erdoğan’a mektup: Başkanlık ülkeyi bölme riski taşıyorsa buna değer mi?
Nükleer Güvenlik Zirvesi dolayısı ile Washington’a gelen Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’a, buz gibi karşılama.
Erdoğan’ın havalimanında hiçbir Amerikan resmi makamların katılmaması bir tarafa bir de ülkenin önde gelen uzmanlarının kaleme aldığı mektup soğuk duş etkisi yaptı.
“Erdoğan’ı Washington’da Bir Soğuk Duş Daha Bekliyor’’ başlığı ile kaleme alınan mektuba Türkiye, Ortadoğu uzmanları, eski üst düzey yetkilileri, eski Türkiye büyükelçileri ve alanında isim yapmış insanlar imza attı.
Mektup’ta Erdoğan’a Türkiye’nin demokrasi rayından çıkarıldığı ve çok riskli bir dönemece sokulduğu ifade edildi.
Mektup, Erdoğan’ın Washington’da temaslara başladığı gün yayınlandı.
Mektuba, ABD’nin iki eski Türkiye büyükelçisi Mortton Abramowitz ve Eric Edelman tarafından hazırlandığı ifade edildi. Mortton ile Edelman dışında mektuba emekli büyükelçi Robert Ford, dış politikada etkili kalemlerden Robert Kagan, Hudson Institute Başkanı Kenneth Weinstein, Obama’nın eski danışmanlarından Dennis Ross, Dışişleri Bakanlığı’nda Politika Koordine Grubu Başkanı Anne-Marie Slaughter, Max Boot, Douglass Feith gibi isimleri de içeriyor.
Uzman ve büyükelçilerin imzaladığı mektubta Erdoğan’a ağır eleştiriler yapıldığı dikkat çekiyor. Mektubun tam metni şöyle;
TÜRKÇE METNİ
Sayın Cumhurbașkanı Erdoğan, Waşington’a hoşgeldiniz. Ziyaretiniz Türk-Amerikan ilişkileri açısından kritik bir anda gerçekleşiyor.
Geçtiğimiz son on yılda ABD’deki birçok Türk dostu, ülkenizin enerji dolu ve istikrarlı bir demokrasi olma potansiyeli ve de ABD’nin giderek güçlenen yetenekli bir müttefiği olma konusunda iyimserlerdi. Ülkenizin milyonlarca mülteciye gösterdiği misafirperverlik, Türkiye’nin bölgesel ve küresel çapta oynayabileceği yararlı rolün bir göstergesiydi. Ancak Tükiye’deki son gelişmeler son derece endişe verici. Bugün ABD’deki birçok Türk dostunun bu endişelerini dile getirmek istiyoruz.
Geçtiğimiz son bir yılda size hakaret ettiği gerekçesiyle binden fazla kişi hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Hükümetinizin teröre karşı kullandığı yöntemleri eleştiren yüzlerce akademisyen hakkında soruşturma açıldı, bazı akademisyenler görevlerinden uzaklaştırıldı. Geçen yıl sizin eski partiniz olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) üyesi liderliğinde bir çete, muhalif Hürriyet Gazetesi’ne saldırı düzenledi ve gazeteye ait binayı yaktı. Tanınmış bir köşe yazarı evinin önünde bir grup saldırgan tarafından dövüldü ve Cumhuriyet Gazetesi’nin iki yayın yönetmeni göz altına alındı. Son olarak hükümetiniz bir baskın düzenleyerek Zaman Gazetesi’ne el koydu. Avrupa Birliği ve ABD Türkiye’deki özgür medyanın geleceği konusunda endişe duymakta haklı değiller mi?
İfade ve medya özgürlüğünün erozyonunun yanı sıra, kişisel gücünüzü arttırmak için Anayasa’yı değistirip başkanlık sistemini kurma amacında olduğunuzu görüyoruz. Türkiye’nin bütün muhalefet partileri başkanlık sisteminin kurulmasına karşılar ve kamuoyu yoklamaları Türk halkının çoğunluğunun da buna karşı olduğunu gösteriyor. Partinizin üyeleri bile iktidarın tamamiyle sizin elinizde toplanmasına yönelik çekincelerini dile getirdiler. Başkanlık sisteminin getirilmesi eğer ülkeyi bölme riskini taşıyorsa bu konuda ısrar etmenize değer mi?
Son yıllarda gerçekleşen müzakerelerin ardından ve tüm Türk vatandaşlarına eşit haklar tanıma vaatlerine rağmen, Türkiye’nin PKK (Kürdistan İşçi Partisi) ile olan savaşı geçen yaz yeniden başladı. Şu anda hükümetinizin bu savaşı, siyasi çözümü reddeden bir şekilde sürdürdüğü görülüyor. ABD, PKK terörizmi ile olan savaşında Türkiye’ye her zaman destek ve yardımcı olmuştur. Ancak Türkiye’deki bir çok kişi, sınırlarınızda ciddi çatışmaların ve ağır tehditlerin arttığı şu zamanda, izlediğiniz yöntemlerin bölgedeki istikrarsızlığı şiddetlendireceği yönündeki endişelerini dile getirdiler. Bu çatışmayı Türkiye’yi bir iç savaşa sürüklemeden nasıl çözüme kavuşturmayı düşünüyorsunuz?
PKK ile olan mücadelenizin bir parcası olarak, söyledikleri sözlerden dolayı terörist olduğuna inandığınız avukat, akademisyen ve gazetecileri de kapsayan daha geniş bir terörizm kavramı için çağrıda bulundunuz. Bu yaklaşımınıza örnek olarak HDP (Halkların Demokratik Partisi) üyelerinin “Anayasa suçu” işledikleri yolundaki açıklamanızı gösterebiliriz. Hatta HDP milletvekillerini yargılamak amacıyla dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda belirtildiği üzere Türkiye “demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.” HDP’nin sözleri ne açıdan Anayasa’ya aykırı? Bu yaklaşımınız hukuk devletine aykırılık teşkil etmiyor mu? Bu yaklaşımınızın Türkiye’deki yeni kuşak Kürt gençlerini daha da radikalleştirip PKK’nın kucağına iteceğini düşünmüyor musunuz?
Umuyoruz ki ziyaretinizi fırsat bilerek bu rahatsız edici konulara değinir ve bu süreçte Türk Amerikan ilişkilerini güçlendirmek için katkıda bulunursunuz.
Saygılarımızla,
İMZA ATANLAR
ABD eski Türkiye Büyükelçisi Mortton Abramowitz
ABD eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman
Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Başkanı Büyükelçi Elliot Abrams
David Birenbaum
Max Boot
Ellen Bork
Büyükelçi L. Paul Bremer
Thomas Carothers
ABD Savunma eski Bakan Yardımcısı Jack David
James S. Denton
ABD Dışişleri Bakanlığı eski üst düzey yetkilisi Paula J. Dobriansky
George Mason Üniversitesi Colin Dueck
Middle Eas Enstitüsü Charles Dunne
Demokrasiyi Savunma Vakfı ve CHP eski Milletvekili Aykan Erdemir
Büyükelçi Douglas Feith
Hillel Fradkin Lawrence
Ulusal Güvenlik eski danışmanı John Hannah
Dr. William Inboden
Emekli Asker Gregory Johnson,
Büyükelçi Robert G.
Joseph Robert Kagan
James Kirchick
Irina Krasovskaya
Emekli Senatör Joseph I. Lieberman
Scott Lilly
Aaron Lobel
Frank Loy
Michael Makovsky
Clifford D. May
Stephen McInerney
David A. Merkel
Joshua Muravchik
Martin Peretz
Senatör Charles Schumer
Robb Carla Anne
Dennis Ross
Michael Rubin
Randy Scheunemann
Dan Senor
Anne-Marie Slaughter
Kenneth R. Weinstein
Paul Wolfowitz
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment