Dündar: Bu belgesel, bir gazetecinin can havliyle “hırsız var” diye bağırmasıdır

Can Dündar’ın hazırlayıp seslendirdiği “Erdoğan’ın en uzun günü” adlı belgesel Fransa’nın Strasbourg şehrinde gösterime girdi. Şehrin 100 yıllık tarihi sinema salonu “Cinema Odyssee” de gösterime giren belgeselde, 17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu konusu ele alınıyor. Can Dündar’ın da bulunduğu gecede Türk vatandaşları gibi Fransızlar da belgesele ilgi gösterdi. İzleyiciler belgesel öncesinde ve sonrasında Can Dündar’la söyleşi yapma imkanı buldular. İzleyiciler arasında CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal da yer aldı.

“Bu belgesel bir gazetecinin can havliyle ‘hırsız var’ diye bağırmasıdır” diyen Dündar Türkiye’de basın özgürlüğünün kalmadığını, gazetecilerin islerini yapamadığını söyledi. Dündar, gazetecilik yapmaya çalışanların ömürlerinin yarısını adliyede yarısını ise ofislerinde geçirdiklerini ifade etti.

Daha çok Fransız izleyicilerin soru sorduğu söyleşide seyircilerden birisinin “belgeselden sonra ne değişti” sorusuna Dündar, “Kanal battı, çünkü bu belgeseli yayınlayan kanal ayakta duramaz, hükümet baskı yaptı, reklam verenler veremez hale geldi.” seklinde cevapladı.

“YİYOR AMA YAPIYOR” DÜŞÜNCESİ CUMHURBAŞKANI YAPTI

Fransız seyircinin, “Yolsuzluk görüntüleri ve belgeleri ortaya dökülmesine rağmen nasıl oluyor da Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçiliyor” şeklindeki sorusuna Dündar,” Bir kısım insanlar rantın içindeler, bazı insanlar borçlarım var, düzen bozulmasın dediler ama ne yazıki büyük bir çoğunluk ‘yiyor ama yapıyor’ düşüncesinden dolayı oy verdi” ifadesini kullandı.

Dündar, 17 ve 25 Aralık sonrası hükümetin, sürekli aynı şeyleri söyleyerek bir algı oluşturduğu söyledi. Bir cadı avı yaşandığını ve her muhalif sesin “paralel” veya “cemaatçi” diye yaftalayarak susturulmaya çalışıldığını ifade eden Dündar, belgeselden sonra bir de 25 Aralık yazı dizisi hazırladığını fakat, bundan dolayı Erdoğan ailesi tarafında kendine suç duyurusunda bulunulduğunu hatırlattı. Bundan dolayı mahkemelik olduğunu söyleyen Dündar, yaftalamalarla binlerce polis ve savcının sürülerek yerlerinin değiştirildiğini sözlerine ekledi.