Darbeciler, Mursi’nin TV seyretmesine izin veriyormuş!

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Mısır’da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile görüştü.

Ashton’ın dostane, açık ve gayet samimi bir ortamda geçtiğini söylediği görüşme, Mursi’nin kaldığı gizli tutulan mekânda yapıldı. İngiliz diplomat, devrik cumhurbaşkanının sağlığının yerinde olduğunu ve televizyon seyretmesine izin verildiğini söyledi. Bir ayını dolduran askeri darbe sonrasında Mursi’nin ailesi dâhil kimse ile görüşmesine uzun süre müsaade edilmemişti. Kahire’deki ikinci ziyaretinin sonunda dün Baradey ile basın karşısına geçen Ashton, AB’nin Mısır’da aracılık yapmaya devam edeceğini, kendisinin de tekrar bu ülkeye geleceğini açıkladı.

Ashton, polisin ve ‘baltacı’ ismiyle bilinen sivillerin darbe karşıtı göstericilere saldırarak 120’den fazla insanı öldürdüğü cumartesi günü sonrasında ülkeye ziyarette bulunan ilk üst düzey yabancı temsilci.

Önceki gün darbenin başaktörü Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdülfettah el Sisi, onun atadığı geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Adli Mansur ve yardımcısı Muhammed el Baradey’in yanı sıra Müslüman Kardeşler’in siyasi uzantısı Hürriyet ve Adalet Partisi’nden yetkililerle de görüşen Ashton’ın ziyareti, polisin siyasi tutuklamalara devam etmesinin gölgesinde kalmıştı. Polis önceki gün “şiddeti teşvik ettikleri” gerekçesiyle darbe karşıtı Vasat Partisi yöneticileri Ebul Ala Madi ve İssam Sultan’ı tutuklayarak, devrik otokrat Hüsnü Mübarek’in de tutulduğu Tora hapishanesine koymuştu.

Kahire’ye ikinci ziyaretinin sonunda dün Baradey ile basın toplantısı yapan Ashton, AB’nin Mısır’da aracılık yapmaya devam edeceğini, kendisinin de bu çalışmalar çerçevesinde tekrar Mısır’a geleceğini söyledi. Temsil ettiği AB, ülkedeki askeri müdahaleyi ‘darbe’ olarak isimlendirmekten imtina ederken, Mursi de dâhil tüm siyasi tutukluların salıverilmesi çağrısı da yapmış bulunuyor. Birlik, Mısır’ın en büyük sivil bağışçısı konumunda ancak ülke üzerinde esas nüfuz sahibi dış gücün her yıl 1,3 milyar doları orduya olmak üzere 1,5 milyar dolar yardım yapan ABD olduğu yorumları yapılıyor. Türkiye ve Tunus darbeye en sert tepki gösteren ülkeler olarak öne çıkarken Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt yaptıkları 12 milyar dolarlık ayni ve nakdi yardımlarla darbenin en kuvvetli destekçileri oldular.