Çince öğrenenlerin sayısı 100 milyonu geçti
Dünyada Çince öğrenenlerin sayısı 100 milyonu geçerken, yurtdışında Çince öğretimi ile Çin kültürünü yaygınlaştırmayı amaçlayan ve 2004’ten beri yurtdışında faaliyet gösteren Konfüçyüs Enstitüleri ile ilgili tartışmalar sürüyor. Bazı ülkeler bu enstitüleri kapatırken, Çin ise bunların sayısını arttırıp, kaliteye önem vereceğini belirtiyor.
Aralarında Türkiye’den de temsilcilerin olduğu Çin’in Xiamen kentinde yapılan 9. Konfüçyüs Enstitüsü Konferansı’nda konuşan Çin Başbakan Yardımcısı ve Konfüçyüs Enstitüleri Merkezi Konseyi Başkanı Liu Yandong, “Kalite enstitünün hayat çizgisidir. Enstitünün gelişiminin anahtarı enstitü başkanı, temeli ise öğretmendir. Öğretmenlerin seçilmesi, eğitim verilmesi, gönderilmesi ve yönetilmesi konusuna daha büyük önem verilmesi gerekir. Özellikle İngilizce bilmeyen yerel öğretmen yetiştirilmesi, yerel ders kitapların yazılmasının desteklenmesi gerekir. İnterneti kullanarak öğretim sürecine yardımcı olmamız gerekir.’’ dedi.
On yıl önce kurulan Konfüçyüs Enstitüsü (Çincede Hanban olarak da söyleniyor), yurtdışında Çin dili ve kültürünü tanıtan, kâr amacı gütmeyen, kamu kurumu olarak biliniyor. Şu an dünyada 100 milyon kişinin Çince öğrendiği bu rakamın 10 yıl öncesinin dört katı olduğu belirtiliyor.
Liu’nun verdiği bilgilere göre, şu anda dünya çapında 126 ülkeye yayılan Konfüçyüs Enstitüsü sayısı 475, Konfüçyüs sınıfı ise 851 oldu. 2004 yılından buna kayıtlı öğrencilerin sayısı ise 3 milyon 450 bini buldu. Liu ayrıca 61 ülke ve Avrupa Birliği’nin, Çince öğretimini milli eğitim sistemine dahil ettiğini de ifade etti.
KONFÜÇYÜS ENSTİTÜLERİ TARTIŞMASI
Akademik özgürlüğe etkisi ve şeffaflık konularında ABD tarafından eleştirilen Konfüçyüs Enstitüleri’ne Çin sahip çıktı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcülerinden Hua Chunyun, dünya genelindeki söz konusu enstitülerin ev sahibi üniversiteler tarafından gönüllü kurulduğu, bu merkezlerin Çin dilini öğrenme ile akademik ve kültürel değişimi teşvik ettiğini ifade etti.
Geçtiğimiz Perşembe günü ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, ABD üniversitelerinde Çin’in etkisinin akademik özgürlüğe tehdit oluşturup oluşturmadığı ve özellikle de Konfüçyüs Enstitüleri masaya yatırıldı. Bu enstitülerin, Çin Komünist Partisi’nin siyasi amaçlarına hizmet ettiği ifade edildi.
Sözcü Hua ise tüm sınıf ve kültürel faaliyetlerin açık ve şeffaf olduğunu, Çin’in, ABD tarafının istekleri doğrultusunda öğretmen ve öğretim materyallerini sağladığını ve akademik özgürlüklere müdahale olmadığını savundu. Hua ayrıca, herkesin birlikte çalışarak, önyargıları kaldırmasını ve ortak çalışmayla daha iyi dostluk köprüleri kurup, bunları daha güçlü hale getirmesini arzuladığını dile getirdi.
Eylül ayında, Chicago Üniversitesi, “devam eden eşit ortaklık ile uyumsuz” olduğu gerekçesiyle kampüslerinde Konfüçyüs Enstitüsü’nü yenileme müzakerelerini askıya almıştı.
Çoğu küçük sınıflarla işletilen her bir Konfüçyüs Enstitüsü’nün bütçesi 2009 rakamlarına göre ortalama 400 bin dolar olduğu belirtiliyor. Hanban, beş yıl içinde kendi kendine yeterlilik için mali bir hedef ortaya koysa da söz konusu bütçe, Çin Eğitim Bakanlığı ve enstitünün bulunduğu üniversite tarafından karşılanıyor.
CASUSLUK SUÇLAMALARI
Batı medyasına yansıyan haberlere göre, Konfüçyüs Enstitüleri, endüstriyel ve askeri casusluk için bir araç olmasının yanı sıra, yurt dışında okuyan Çinli öğrencileri gözetlemek amacına hizmet ettiği iddia ediliyor. Çeşitli ülkelerin istihbarat servislerinin Konfüçyüs Enstitüleri’ni araştırdığı da kaydediliyor.
Batılı yetkililer, Konfüçyüs Enstitüleri’nin gayri resmi olarak Çin hükümetinin temelde kendi kisvesine göre çalışacak akademik kurumları sindirmeye ve ayrıca üniversitelerin yerleşkelerine sızarak, kendi aleyhine nelerin olduğunu öğrenmesi için de bir casusluk aracı olduğu ileri sürülüyor.
Geçen yıl Pekin Üniversitesi’nde görevine son verilen tanınmış Çinli profesör ve muhalif Xia Yeliang, Çin ile akademik değişim, casus misafir akademisyen gibi gizli riskler taşıdığı konusunda uyarı yapmıştı.
Pennsylvania Üniversitesi ve Manitoba Üniversitesi gibi birçok üniversite, Hanban’ın Konfüçyüs Enstitüleri’ne ev sahipliği yapma teklifini reddederken, bazı ev sahibi üniversiteler de Konfüçyüs Enstitüleri ile olan 5 yıllık yenilenebilir sözleşmeleri sonlandırma kararı aldı. Bunlar arasında 1 Japon üniversitesi (2010 yılında), 1 Fransız ve 2 Kanada üniversitesi (2013 yılında) ve 2 Amerikan üniversiteleri (2014 yılında) bulunuyor.
DİĞERLERİ İLE KARŞILAŞTIRILIYOR
Öte yandan Konfüçyüs Enstitüleri, sık sık İngiltere’nin British Council, Almanya’nın Goethe-Institut, Fransa’nın Alliance Française, İtalya’nın Dante Alighieri Topluluğu ve İspanya’nın Instituto Cervantes gibi kültürel dernekler ile karşılaştırılıyor.
Çin’in devlet medyasından China Daily gazetesindeki bir başyazıda, Konfüçyüs Enstitüleri’ne yapılan ‘’propaganda aracı’’ ya da ‘’kültürel işgal aracı’’ gibi suçlamaların “Goethe-Institut, Alliance Française veya Cervantes Enstitüleri’ne yapılmadığını ve bunun çifte standart olduğu belirtilmişti. Yazıda, Çin’in, söz konusu enstitüleri kuran ne ilk, ne de yurtdışı kültürel promosyon üzerinde tekeli olan ülke olduğu vurgulanmıştı.
ÇİN MEDYASININ ABD TEPKİSİ
Öte yandan Çin Komünist Partisi’nin yayın organlarından Global Times gazetesi de konu ile ilgili çıkan bir yazıda, ABD’nin, filmler, televizyon dizileri ve eğitim yoluyla kendi kültürel nüfuzunu güçlendirdiği kaydedilirken, ABD’nin, Konfüçyüs Enstitüleri’ne saldırmasının aslında kendi kültüründeki ‘’güven eksikliğinin bir göstergesi’’ olduğu ileri sürüldü.
Çin’in asla ABD’nin Hollywood filmlerini ve Çin’de ABD üniversitelerinin mantar gibi olan dallarını bir sorun yapmayacağı ve bunu siyasallaştırmayacağı savunulan gazetenin yorumda, kültürel değişimin, ABD ve Çin arasında iki tarafında açık görüşlü olmasını gerektiren sağlıklı ilişkilerin önemli bir parçası olduğu ifade edildi.
ABD’de ilk Konfüçyüs Enstitüsü 2005 yılında Maryland Üniversitesi’nde kuruldu ve bugün bu sayı yaklaşık 100 oldu. Bunun nedeninin ise Çin dilini öğrenmek isteyen öğrencilerin talebi olduğu belirtiliyor. ABD’de son dönemde Çince öğrenenlerin sayısı üç kat arttı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment