Başbakan Erdoğan Rize’de konuştu: ‘Beyaz Saray! Sana ne oluyor?’

Başbakan Erdoğan Rize’de konuştu: ‘Beyaz Saray! Sana ne oluyor?’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Mısır’daki darbenin arkasında İsrail olduğu” şeklindeki açıklamasına ABD’den yanıt gelmesine üzüldüğünü ifade ederek, “Ben burada Amerika’yı ifade etmedim, İsrail’i ifade ettim. Peki Beyaz Saray’a ne oluyor da Beyaz Saray bunu konuşuyor. Beyaz Saray bunu dillendirmemeliydi, böyle bir şeyi konuşmamalıydı. Eğer bunu konuşması gereken varsa İsrail konuşmalıydı” dedi.

Başbakan Erdoğan, memleketi Rize’de toplu açılış töreni katılarak bir konuşma yaptı. Hiç kimsenin Türkiye’ye istikamet çizemeyeceğini dile getiren Erdoğan, “Hiç kimse bize ne yapacağımızı öğretmeye, dayatmaya kalkışamaz. Onların aklı varsa kendilerine kullansın. Bizim aklımız, tecrübemiz, tarihimiz bize yeter” dedi.

“HEMEN TUTUŞTULAR”

Hiç kimsenin Türkiye’ye yapay gündemleri enjekte edemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, “Bizi dışarıda eleştirenler, son günlerde bizi uluslararası medyada hedef haline getirenler, Mısır’da darbeye darbe diyemeyecekler kadar zavallıdır. Demokrasi diyorlar, nasıl demokrasi bu? Biz demokrasiyi siyasi literatürde sandık olarak öğrendik. Biz bunu böyle öğrendik, milletin iradesinin sandıkta tecellisi olarak öğrendik. Ama son zamanlarda bir şey daha öğrendik baktık 2011, 3 Şubat, İsrail’de bir panel. İsrail’deki bu panelde eski dışişleri bakanı, şimdi adalet bakanı olan bir bayan, onun yanında Fransa’daki yine bir Yahudi entelektüel konuşuyorlar. Genişletilmiş il başkanları toplantımızda açıkladım, hemen tutuştular. Niye tutuşuyorsunuz, niye rahatsız oluyorsunuz?  Moderatör soruyor; ‘Eğer Mısır seçimlerinde Müslüman Kardeşler kazanırsa buna ne dersiniz?’, ‘Böyle bir şeyi düşünmek istemem. Zaten böyle bir şey de olmaz. İktidarda kalamazlar. Filistin’de, Cezayir’de kalamadılar’ diyor, arkasından da ‘Demokrasi sadece sandık değildir’ diyor. Şimdi ben sesleniyorum; ‘demokrasi sandık değildir’ diyenlerin kim olduğunu öğrendiniz mi? İşlerine geldiği zaman sandık, gelmediği zaman sandık değil” ifadelerini kullandı.

“BEYAZ SARAY’A NE OLUYOR DA BUNU KONUŞUYOR”

Açıklamalarına Beyaz Saray’dan gelen yanıtı anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Üzüldüm, niye çünkü bunun muhataba Beyaz Saray değildi. Ben burada Amerika’yı ifade etmedim, İsrail’i ifade ettim. Peki Beyaz Saray’a ne oluyor da Beyaz Saray bunu konuşuyor. Beyaz Saray bunu dillendirmemeliydi, böyle bir şeyi konuşmamalıydı. Eğer bunu konuşması gereken varsa İsrail konuşmalıydı. Bu NATO’da birlikte olan iki ülke olarak, bir ortağın, bir diğer ortağa böyle bir yaklaşımı yakışık almadı. İşte dünyanın çifte standardını göstermesi bakımından bu da çok önemli. Fakat biz uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşananlara dikkat çekerek, Birleşmiş Milletlere, “Ey Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi neredesin? Sen ne işe yararsın, sen ne için kuruldun? Senin kuruluş amacın barış değil miydi? Sen şu anda barışın güvencesi değilsin” diye seslendi.

Rize Meydanı’nda, toplu açılış törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, yapımı tamamlanan tesis ve yurtların resmi olarak açıldığını ifade etti. OVİT Tüneli ile yolları açan iktidarın AK Parti olduğunu, yolun medeniyet olduğuna inandıklarını anlatan Erdoğan, artık kazaların olmadığı bir Karadeniz Sahil Yolu’nun yüzde 70’ini tamamladıklarını ve yüzde yüzünün bitmiş olduğunu ifade etti. Rize için Türkiye ve insanlık için çalışmaya, ter dökmeye devam edeceklerini vurgulayan Başbakan, insanların aidiyetini hissetikleri şehirlere karşı vefa borçları olduğunu belirten Erdoğan, kendisinin de baba-ana ocağı Rize’ye karşı vefa borcu bulunduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, “Gerektiğinde Karadeniz gibi kabaracağız. Gerektiğinde Fırtına Deresi gibi coşacağız. Gerektiğinde Kaçkar gibi ağır olacak, ağır başlı olacağız. Gerektiğinde Rize’nin şelaleleri gibi akacak, gerektiğinde gölleri gibi durulacağız.  Dünyanın neresinde haksızlık varsa adaletsizlik varsa zulüm varsa Rize’den aldığımız ilhamla haksıza zalime ve saldırgana karşı hakkı savunacağız. Dünyanın neresinde mağdur varsa ona elimizi uzatacağız. 81 vilayetiyle Türkiye’yi nakış nakış işlerken komşularıma kardeşlerimize dostlarımıza karşı müşfik olacak zor zamanlarında yanlarına koşacağız. Biz anne baba ocağımızdan ecdadımızdan Rize’nin kahramanlarından bunu böyle gördük” dedi.

BM SEN NE İŞE YARARSIN, SEN NE İÇİN KURULDUN?

Suriye’de şu ana kadar 100 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini belirten Erdoğan, Şam’daki kimyasal silah saldırısını hatırlatarak, “Orada kan yoktu, orada kurşun izleri yoktu o yavrular malesef kimyasal silahlarla şehit edilmişlerdi. Ben inanıyorum ki bu Beşşar Esad’ın artık son çırpınışlarıdır. Çünkü muntakim olan Allah inanıyorum ki bunun hesabını en kısa zamanda ondan soracaktır. Bu yavruların intikamını onlardan alacaktır” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

“Bize birileri diyor ki ‘Türkiye yalnızlaştı’. Yok. Hayır, yalnızlaşmadık. Bizim yanımızda onların tankı, topu, uçağıyla o yavruların üzerine iniyorlarsa bilesiniz ki bizim yanımızda da önce hak var, sonra halk var. Bizde bununla yürüyoruz. Bugüne kadar böyle geldik. Biz medya ile sermaye ile gelmedik. Uzun ince bir yolda halkla hakla yürüdük farkımız buydu. Bundan sonra da böyle yürüyeceğiz. Türkiye’yi bu tavrından dolayı yüzsüzce eleştirenler var. Türkiye Suriye ve Mısır, Somali ile neden bu kadar ilgileniyor diyenler var. Bir NATO ülkesi olarak dünyanın dört bir yanında görev verildiğinde giden Türkiye’ye neden, Somali’ye, neden Afganistan’a gittin diyen var mı? Yok. Neden Balkanlara gittin diyen var mı? Eyy Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi neredesin? Sen ne işe yararsın, sen ne için kuruldun? Senin kuruluş amacın barış değil miydi? Sen şu anda barışın güvencesi değilsin.”

TÜRKİYE BÜYÜK BİR DEVLETTİR

5 Birleşmiş Milletler Daimi Üyesi’nin dünyanın kaderini belirlediğini belirten Erdoğan, “Hele hele şu anda 2 tane üye dünyanın kaderini belirliyor. Ama şuun unutmayın dünya 5’ten büyüktür. İnşallah bununda vakti zamanı geldiğinde, dünya halkları hesabını soracaktır. Binlerce kilometre öteden gelip Ortadoğu coğrafyasına müdahale edenlere, bu coğrafyada cetvel ile sınır çizenlere, bu coğrafyanın hem kanını hem petrolünü içenlere tek cümle söyleyemeyenler bugün Türkiye’nin insanı, vicdani gayretlerini eleştiri konusu yapıyorlar. Bunun içinde ülkemizin içindeki gafiller, cahiller de var. Zalime bir çift söz söyleyemeyenler mazlumun yanındaki Türkiye’ye söz söylemeye yelteniyorlar, darbeye darbe diyecek kadar cesareti olmayanlar, Türkiye’ye saldırarak vicdanlarının üzerini örtmeye çalışıyorlar” diye konuştu. Mısır’da sniper silahı ile öldürülen 17 yaşındaki Esma’nın durumuna sessiz kalanların Türkiye’nin dürüst, ilkeli ve mert duruşunu içlerine sindiremediğini belirten Erdoğan, Türkiye’nin birilerinin havsalasına sığmayacak kadar büyük bir ülke olduğunu ifade etti. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye tarihi, ecdadı ve medeniyeti susmayacak ve susturulamayacak kadar büyük bir devlettir. 1071 yılından bugüne kadar bu topraklar üzerinde, bu geniş coğrafyada sesimizin, sözümüzün ulaştığı her yerde biz sadece hakkı savunduk, sadece barışı savunduk, sadece dostluğu, kardeşliği, dayanışmayı savunduk. Bin yıldır kardeşin kardeşi katletmesine, Müslümanın Müslümana kıymasına, mezhep çatışmalarına asla müsamaha göstermedik, kardeşin kardeşi katlettiği çatışmaların içinde hiçbir zaman olmadık. Biz hep arabulucu olduk, hep mazlumun yanında yer aldık. Biz her zaman sulhu, barışı teşvik eden, kardeşleri barıştıran bir anlayış içinde olduk. Biz parçalayan değil toparlayan olduk. Biz ayrıştıran değil kucaklaştıran olduk. Biz kan akmasın, çocuklar ölmesin, Esmalar, Ayşeler ölmesin istiyoruz. Biz Ortadoğu’nun çöllerinde, Afrika’nın steplerinde, Kafkasların, Balkanların dağlarında insanlık daha fazla can çekişmesin, insanlık ve vicdan kurumasın istiyoruz. Türkiye’nin bütün bölgedeki politikası çok nettir. Biz insani, vicdani olandan yanayız. Biz huzurlu bir ülke olmak istiyoruz. Bunun komşuların huzur içinde olmasını istiyor, bunun mücadelesini veriyoruz. Çanakkale zaferimizde biz Kahireli, Sinalı, Gazzeli, Kudüslü, Şamlı ve Halepli kardeşlerimize neden buruya geldiniz diye sorduk mu? Onlarda biz neden buruya geldik demeden Çanakkale’de bizimle beraber savaştılar. Bizimle bizim vatanımızı savundular, şehit oldular Ey bugün bize orada ne işiniz var diyenler, önce bizim tarihi bir sorumluluğumuz var.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenerek, “Mardin’de yaptığım konuşmada ‘Biz milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık’ dedim. Arkadan çıktı ‘Bu konuşmayı buralarda yapmak kolay, bunu Rize’de yap da göreyim seni’ dedi. Ben şimdi burada tüm Rizeli hemşehrilerime sesleniyorum: AK Parti’nin ilkelerinde etnik milliyetçilik, dinsel milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik yoktur. Biz bütün Türkiye’de aynı şeyi söyleriz” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, memleketi Rize’de toplu açılış töreni katılarak bir konuşma yaptı. CHP’nin Suriye ziyaretini hatırlatan Erdoğan, “Anamuhalefet partisinin milletvekilleri zalim Esad ile aynı fotoğrafta poz verdiler. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Bunlar onlarla beraberdi. Bunlar hep ortada. Biz Hak’layız, halklayız” dedi.

Anamuhalfet partisinin sorumlularına “Gazetelerde, televizyonlarda yeni doğmuş bebeklerin, üç, beş yaşındaki o masum çocukların solgun yüzlerine bakabildiniz mi, sırtını sıvazladığınız o zalimin insanlık dışı katliamı ile gururlandınız mı?” sorusunu yönelten Erdoğan, “Kendi ülkesinin başbakanını diktatörlükle itham edenler, dünyaya şikayet edenler acaba, sırtını sıvazladıkları Esad için diktatör sıfatını kullanabilecek cesarete sahipler mi? Reyhanlı’da 53 kardeşimiz alçakça bir saldırıda katledildi. Bun alçakça saldırının altından CHP’nin ilişkide olduğu, CHP’ye rehberlik eden suç örgütleri çıktı. Biz bu alçaklığı unutmadık ve unutmayacağız. CHP’nin terör örgütleriyle ilişkisini, başka ülkelerin diktatörleriyle işbirliğini, kaos için, sokak sokak çatışma için yaptığı çağrıları unutmadık ve unutmayacağız. Onlar Türkiye düşmanı diktatörlerle yürüyorlar ama biz sizlerle yürüyeceğiz” diye konuştu.

“FAKİR, FUKARAYI KILIÇDAROĞLU’NDAN GELENLERLE ŞÖYLE BİRAZ SEVİNDİRELİM”

Diktatöre diktatör denilemeyeceğini savunan Erdoğan, “Diktatör olan bir kişinin ülkesinde diktatörlüğü konuşamazsın, konuştuğun anda o meydanda sizi sallandırırlar. Sen geleceksin Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanına, bir genel başkan olarak diktatör diyebilecek kadar özgürlüğü yaşayacaksın, utanmadan, sıkılmadan, bunu söyleyeceksin, bir de özgürlük yok diyeceksin. Ben böyle bir şey söylemiyorum. Her şey yargıda. Şu ana kadar da CHP’nin genel başkanından eski rakamla 100 milyar, şimdi 100 bin TL tazminat kazandım. Benim Kayseri belediye başkanım meydanda sucuk dağıttı. Şimdi ben biraz daha biriksin diyorum, çünkü davalar devam ediyor. Daha büyük rakamlara çıkacak, inşallah biz de fakir, fukarayı Kılıçdaroğlu’ndan gelenlerle şöyle biraz sevindirelim istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“BİZ YÜREĞİMİZİN SESİNİ DUYARAK KONUŞURUZ”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştiremeye devam eden Başbakan Erdoğan, “Mardin’de yaptığım konuşmada ‘Biz milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık’ dedim. Arkadan çıktı ‘Bu konuşmayı buralarda yapmak kolay, bunu Rize’de yap da göreyim seni’ dedi. Ben şimdi burada tüm Rizeli hemşehrilerime sesleniyorum: AK Parti’nin ilkelerinde etnik milliyetçilik, dinsel milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik yoktur. Biz bütün Türkiye’de aynı şeyi söyleriz Kılıçdaroğlu. Bir yerde başka, diğer yerde başka olanlardan, akşam başka sabah başka konuşanlardan değiliz. Biz yüreğimizin sesini duyarak konuşuruz. Çünkü fikrinin, düşüncesinin namusuna sahip olamayanlardan siyasetçi olmaz” diye konuştu.

“MİLLETİN İRADESİNE SAYGI DUYULMASINI İSTEYEN BİR ZİHNİYETİN MENSUPLARIYIZ”

Erdoğan, Türkiye’nin halkın çizdiği istikamette “Hakkı savunmaya, mazlumun yanında durmaya, insanlığın, vicdanın sesi olmaya devam edeceğini” vurgulayarak, Türkiye’nin yürekleri karartan değil, yüreklere su serpen, yüreklerin ferah hale geldiği bir ülke olacağını söyledi. Vatandaşlara, “Kimin ne dediğine bakmayın, kimin hangi tuzağın peşinde olduğuna aldanmayın, siz tencere tava diyenlere zaten burada gereken cevabı verdiniz” diye seslenen Başbakan Tayyip Erdoğan, “Rize’ye bu Gezi’ciler geldiler. Fakat tencere tava bulamamışlar, Trabzon’da, Ordu’da, Giresun’da, Samsun’da bulamamışlar. Allah’ın izni ile hiçbir yerde bulamayacaklar. Çünkü biz milletimizi Allah için seviyoruz, millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Biz milletin iradesine saygı duyulmasını isteyen bir zihniyetin mensuplarıyız. Siz ne derseniz o olacak. Bunu böyle biliniz. Allah’ın izni ile bölgemizde barış için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.