Amerikalı uzmanlar: Seçimdeki usulsüzlük iddiaları, gelecek adına düşündürücü
ABD’deki Türkiye uzmanları, hafta sonu yapılan yerel seçimlerin daha önce hiç görülmedik şekilde ciddi usulsüzlük şüphesi taşıdığını söyledi. Oyların sayımı konusundaki usulsüzlük iddialarının ve sandık başlarında görülen şiddet eylemlerinin gelecek adına düşündürücü olduğunu dile getiren uzmanlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sürecindeki tutumunu da rahatsız edici buldu. Uzmanlar, Erdoğan’ın baskıcı tutumu sebebiyle adil bir seçim yaşanmadığı dile getirirken, hükümetin İran ile yakın ilişkilerine de dikkat çekti.
Türkiye’deki seçim öncesi dönem ve sonrasında yaşanabilecek muhtemel gelişmeler Washington merkezli Tarafsız Politika Merkezi’nin (BPC) düzenlediği seminerde ele alındı. Seminere, eski ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Danışmanı Alan Makovsky, Orta Asya-Kafkasya Enstitüsü İpek Yolu Çalışmaları Programı Araştırma Direktörü Svante Cornell ve ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman gibi önde gelen Türkiye uzmanları konuşmacı olarak katıldı.
KEDİ İDDİASI GÜLÜŞMELERE YOL AÇTI
Başbakan’ın yolsuzluk suçlamalarıyla başa çıkma adına yargı sistemi üzerinde “insafsızca baskı kurmasına rağmen” seçimlerden başarılı çıktığını söyleyen Alan Makovsky, “Her şey bir tarafa, bunun Başbakan Erdoğan’ın büyük bir zaferi olduğunu söylemek durumundayız.” dedi.
Seçim günü yaşanan hadiselere değinen Makovsky, 40’a yakın şehirde elektrik kesintisinin yaşandığına dikkat çekti. Türkiye’de ilk defa bu derece usulsüzlük şüphelerinin olduğunu dile getirdi. Makovsky’nin AK Partili bir bakanın elektrik kesintilerine bir kedinin sebep olduğunu söylediğini hatırlatması salonda gülüşmelere neden oldu.
YOLSUZLUK ETKİLEMEDİ, KUTUPLAŞMA YAŞANABİLİR
Sandık başında yaşanan şiddet olaylarına değinen ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Edelman ise Melih Gökçek’in tekrar seçildiği Ankara’da seçim sırasında usulsüzlük izlenimi veren ciddi şüphelerin gündeme gelmesinin gelecek adına düşündürücü olduğunu söyledi. Edelman, seçimlerin ardından istikrardan ziyade toplum içinde kutuplaşma ve bölünme yaşanabileceği uyarısı yaptı.
Seminerde yolsuzluk iddiaları ve bu yöndeki soruşturmaların seçimlere etkisi de tartışıldı. Makovsky, yolsuzluk iddialarının Türkiye’de seçimlere ciddi etkisi olmadığına dikkat çekti. Yolsuzluk üzerine yapılan bir araştırmadan bahseden Makovsky, yolsuzluğun neredeyse görülmediği İskandinav ülkelerinde bu tür iddiaların seçimlere çok ciddi yansıması olurken, yolsuzluğun yüksek olduğu yerlerde bu etkinin sınırlı olduğunu dile getirdi.
ERDOĞAN, “SÖZLÜ ŞİDDET” UYGULADI
Başbakan Erdoğan’ın balkon konuşmasını sert bulan Makovsky, “Konuşmasında Gülen Hareketi’ne yönelik sözlerini rahatsız edici buluyorum.” dedi ve Erdoğan’ın sert üslubuyla “sözlü şiddet” uyguladığının altını çizdi.
Eylemlerde ölen genç birine ve ODTÜ’den yol geçmesine karşı çıkan öğrencilere “terörist” demesinin kendisini birçok konuda ne yapacağı kestirilemeyen biri yaptığını ifade etti. Makovsky, “Sadece iç politikada değil dış politikaya da bu kişiliğinin muhtemel etkisi bizi kaygı duymaya sevk ediyor.” şeklinde konuştu.
YOLSUZLUK İDDİALARI AK PARTİ’Yİ TANIMAYA YARDIMCI OLDU
Svante Cornell ise yolsuzluk iddialarının AK Parti’nin işleyiş tarzı hakkında insanların daha fazla bilgi edinmesine vesile olduğunu dile getirdi. Erdoğan’ın Türkiye’deki basın özgürlüğünü sarsacak derecede medya organlarına sistematik baskı uyguladığını ifade eden Cornell, Erdoğan’ın editörlere şahsen aramalar yaparak programlara müdahale ettiğini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan’ın bu gelişmelere rağmen kazanmaya devam ettiğinin sorgulanması gerektiğini vurgulayan Cornell, Başbakan’ın baskıcı tutumu sebebiyle eşit rekabet ortamının oluşamadığını, bu yönüyle adil bir seçim yaşanmadığını ifade etti.
ERDOĞAN ÇARESİZ KALDI, GÜL ETKİLİ DEĞİLDİ
Başbakan Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne yönelik saldırgan tutumuna ilişkin de konuşan Cornell, Erdoğan’ın Hizmet Hareketi ile mücadele etmek amacıyla askeri tekrar siyasete dahil ettiğini söyledi. Bu durumun ciddi bir değerlendirmesinin yapılması gerektiğini ifade eden Cornell, “Bu bize Erdoğan’ın ne kadar çaresiz olduğunu gösteriyor. Ordu, Erdoğan’dan daha fazla Gülen Hareketi’nden hoşlanmıyor.” dedi.
Amerikalı uzmanlar, seçim öncesinde yaşanan gelişmelerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün etkili bir tutum sergilemediğini ifade etti. Cornell, Gül’ün dikkatli bir lider olarak bilinmesine rağmen bu süreçteki tutumunun kendisini “zayıf” gösterdiğini söyledi. Gelişmelere müdahil olmak istemediğine ve yaşanan krizlerde birleştirici rol oynayamadığına dikkat çekti.
Eski Büyükelçi Edelman, bir süredir Erdoğan’ın rakibi olarak görülen Gül’ün yaşanan bu süreç sonunda bu etkisini kaybettiğini iddia etti. Edelman, özellikle Twitter’ın yasaklanması sürecinde ülkenin cumhurbaşkanı olarak Gül’ün tepkisini sadece tweet atarak göstermesini yetersiz buldu. Alan Makovsky ise Cumhurbaşkanı Gül’ün Erdoğan’dan sonra başbakan olmayı istediğini, bu yüzden etkisiz adımlar attığını iddia etti.
TÜRKİYE’DE İRAN LOBİSİ VAR; HÜKÜMETİN İRAN İLE İLİŞKİLERİ TAM BİLİNMİYOR
İpek Yolu Çalışmaları Programı Araştırma Direktörü Svante Cornell, Türkiye’de İran lobisi olduğuna inandığını dile getirdi. Hükümet içinde üst düzey isimlerin İran ile çok yakın ilişkilerinin olduğunu iddia eden Cornell, bu isimlerin İran ile ilişkilerinin ekonomik veya siyasi çıkarlara dayandığını dile getirdi.
Alan Makovsky ise bazı konularda fikir ayrılıkları yaşansa da İran’ın Türkiye’deki mevcut hükümetten daha iyisini bulamayacağının farkında olduğunu kaydetti. Makovsky, hükümetin İran ile ilişkilerinin tam olarak bilinemediğini ama çeşitli söylentilerin mevcut olduğunu ifade etti.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment