Obama da ağlarmış
Dün, ABD, tarihinin en kanlı saldırılarından birine şahit oldu. Connecticut eyaletinin Newtown kasabasında bulunan Sandy Hook ilkokulunu hedef alan silahlı saldırı Adam Lanza adında 20 yaşındaki genç tarafından gerçekleştirildi. Vahşi saldırı bütün Amerika’nın gündemine oturdu. Korkunç saldırıyla devletin zirvesi ile beraber bütün halk büyük bir yas yaşıyor. Saldırıda son tespitlere göre 20 çocuk ve 6 yetişkin öldürüldü. Olay yerindeki öğrenci, veli ve öğretmenlerin yüzlerindeki dehşeti telivizyon ekranlarında izledik.
ABD’de en büyük 12 silahlı saldırıdan 5’inin Barack Obama dönemine denk gelmesi manidar. Amerika’nın en güvenli şehirlerinden birinde bu kadar büyük bir katliam bu denli pervasızca yapılabiliyorsa meselenin çok ciddi analiz edilmesi icap ediyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç İle Mücadele Ofisi’nin verilerine göre her 100 Amerikalı’dan 88’inin silahı var. Dünya nüfusunun sadece yüzde 5’ini oluşturmasına rağmen Amerikalılar’ın elinde dünyadaki sivillerin sahip olduğu toplam silahın yüzde 35’i bulunuyor. Amerika’daki sivillerin elindeki silah sayısının 270 milyondan fazla olduğu söyleniyor.
Bu üzücü hadise karşısında insanlıktan nasibini almış olan herkesin kalbi kırık, gönlü buruk ve gözü yaşlanmıştır. İnsan olan herkesin dünyanın neresinde olursa olsun, hangi dilden, dinden, ırktan ve renkten böylesine insafsız saldırılar karşısında sessiz kalması düşünülemez elbette. Hele birde öldürülenler masum insanlar ve daha da ötesinde günahsız çocuklar ise. Ama işin en garip tarafı dünya bu türden hadiseleri aslında her gün yaşıyor. Dünyanın muhtelif yerlerinde bazen açlıktan, bazen terörden bazen planlı kalleş bir saldırıdan nice masum insanların can verdiğini belkide her gün duyuyoruz. İnsan her yerde ve yörede insan, çocuk her yerde çocuk, masum her yerde masum. Çekilen acıların verdiği ızdırap, dökülen gözyaşları hep aynı.
Geçenlerde Dışişleri bakanı Davutoğlu’nun Gazze ziyareti sırasında göz yaşlarını tutamadığına bütün dünya şahit olmuştu. Orada öldürülenler de masum çocuklardan başkası değildi. Türkiye’de yine tartışmalara sebebiyet veren bir başka ağlama hadisesi de Genelkurmay başkanı Necdet Özel`in Hakkari’nin Yüksekova ilçesi Yeşiltaş Karakolu’na düzenlenen saldırıda şehit olan 8 asker için Van’daki törende ağlamasıydı. Her iki hadise ile ilgili gerek Davutoğlu gerekse Özel bazı marjinal kesimler tarafından yadırganmış ve ağlamamaları gerektiği günlerce kamuoyunda tartışılmıştı.
Son olarak dünyanın süper gücü ABD’nin lideri sıfatıyla kameraların karşısında gözyaşlarına hakim olamayan bir başkanı izledi bütün Amerika ve dünya. Bir caninin aldığı masum canlar ardından Başkan Obama duygusal bir konuşma yaptı. “Bugün kalplerimiz çok kırık” diyen Obama ABD`nin bu tür trajedilerle uzun süredir karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, bu tür olayların son bulması için siyesete bakılmaksızın artık anlamlı adımların atılması gerektiğinin altını çizdi. “Ölenlerin çoğu 5 ya da 10 yaşındaki çocuklardı. Bu çocukların önünde mezuniyet ve kutlamalar vardı. Ölenler arasında öğretmenler de var. Hayatını kaybedenlerin aileleri başta olmak üzere dalga dalga acıyla karşı karşıyayız. Çocukların masumiyeti küçük yaşta çalındı. Bu acıyı tarif etmenin yolu yok. Şiddeti ve silahı çocuklarımızdan uzak tutmalıyız. Bu akşam eşimle birlikte kurbanlar ve aileleri için dua ederek geçireceğiz”. Konuşmada yer yer duygulanan ve ağlayan Obama konuşmasını tamamlayamadan basın toplantısını terk etti.
Amerika basınında Başkan Obama’nın ağlamasını eleştiren bazı okur yorumlarına şahit oldum. Zihniyet aynıydı. ‘Nasıl olurda ABD’nin başkanı halkı ve dünya karşısında ağlar’ deniliyordu. Dünyanın ve insanlığın geldiği duruma bakın ki artık ağlayanlar yadırganır oldu. Oysa insanlık ağlamayı unuttuğu günden beri sürekli ağlatıyor. Hele dünyayı idare eden liderler ağla(ya)madığı için bütün yeryüzünde insanlık hala ağlıyor. ‘Ağlamayan ağlatır’.
Keşke bütün dünya liderleri bütün dünyanın gözü önünde kameraların önünde bütün dünyada ölen ve öldürülen masum çocuklar ve insanlar için ağlayabilseydi. Şayet bu yapılabilseydi kalbi katılaşmış insafsız karanlık bir dünyanın vahşi canavarları ihtimal böylesine insanlık dışı hadiseleri yapmaya cesaret edemeyecekti. Ağlamak kalbiyle ve vicdanı ile hala var olan bir insan işidir. Ağlamak insanda kalb ve vizdan olduğunun göstergesidir. Kalbi katılaşmış zalimlerden, gözlerinden insanlık hesabına bir damla yaş dökülmeyen bir insandan bir liderden kendi toplumuna ve insanlığa ne fayda beklenebilir ki. Gazali`nin enfes sözüyle noktalayalım. “Ağlamayan aldanmıştır, ağlarken riya yapıyorsa o da aldanmıştır”…
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment