Prof. Dr. David Romano; ‘‘Yeni Anayasa Türkiye’nin en büyük içsel sorununu çözmeğe imkan sağlayabilir’’
Washington merkezli çatı kuruluşu Türki Amerikan Birliği’ne (TAA) bağlı Rethink Enstitüsü tarafından organize edilen panelde konuşan Missouri Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. David Romano, yeni Anayasa’nın Türkiye’nin en büyük iç sorunlarını çözümünde yol olabileceğini söyledi.
Rethink Ensititüsü tarafından organize edilen “Türkiye’nin Kürt meselesine çözüm” (Resolving Turkey’s Kurdish issue) başlıklı panelde Romano, “Doğru şekilde ve yan etkiler tarafından gasp edilmeden yapılan yeni Anayasa, Türkiye’nin bu en büyük içsel sorununu çözmeğe imkan sağlayabilir’’ dedi.
Türkiye’nin Kürt sorunu değil aslında demokrasi problemi olduğunu düşünen her iki kesimden de birçok insanın olduğunu hatırlatan Romano “Ben bu fikri yeniden gözden geçirerek Türkiye’nin aslında liberalizm sorunu olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de sistem birey ve azınlıkların haklarına hitap eden ve çoğunluğun diktatörlüğünü önleyecek yeterli kapasiteye sahip değil. Bu tür sistemde çoğunluk devamlı olarak azınlığı baskı altında tutuyor” diye konuştu.
Panelin moderatörlüğünü Rethink Enstitüsü Başkanı Fevzi Bilgin yaparken Kürt sorununa ilginç bir yaklaşımda Houston Üniversitesi Gülen Enstitüsü’nden Doğan Koç getirdi. Gülen harekatını bölgede hacim ve etkisinden dolayı önemli aktör olması tezini savunan Koç, Kürt sorununun çözüm yolunda bu harekatın önemli yere sahip olduğunu vurguladı. Bu harekatın aktiviteleri Türk ve Kürt etnik grupları arasında kültürel ve sosyal yaklaşımı, kaynaşmanı tetiklediğini söyleyen Koç “Gülen’in dediği gibi Kürtlerin devlet tarafından terk edilmişlik algılaması çok önemli faktör. Gülen bu anlamda devletin tüm vatandaşlarını sahiplenmesi, onların ister ekonomik isterse de kültürel ihtiyaçlarına dikkat vermesi gerektiğini söylüyor” dedi.
Koç, Kürt sorununun çözümünde Gülen harekatının eğitim, insanlarla etkileşim ve fakirlikle mücadele etmesine dikkat çeti. Gülen’in hatta en küçük kişisel ilginin bile Batı ve Doğu arasında toplumsal köprüler kuracağı fikrinden esinlenen insanların neleri başardıklarını anlatan Koç, ‘‘Geçen sene Batı’dan gelen 18 bin insan 108 bin yerli aileyi ziyaret ederek onlarla yüz yüze irtibat kurdular. Bu tür faktörlerin PKK sıralarına katılan genç çocukların sayının azalmasına, yerli ahalinin daha fazla şiddetten uzak olma isteklerini ifade etmesine yardımcı oldu’’ şeklinde konuştu.
Kanada Western Üniversitesi siyasi bilimler profesörü Tozun Bahçeli de, AK Parti hükümetinin Kürtlerin kültürel ve siyasi statülerinde çok önemli değişiklikler yaşamasına yol açtığını kaydetti. Kürt sorununda hala alınması gereken yolların olduğunu kabul eden Tozun, “Buna rağmen şunu da unutmamak lazım ki bundan önce hiçbir parti Kürt haklarının gelişmesi adına AKP’nin yaptığı kadar iş yapmamış” dedi.
Konuşmacılardan Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü Başkanı Gönül Tol, 2009 yılında yapılan Kürt açılımının meselenin bölgesel boyutta tanıması adına önemli bir adım olduğunu savundu. “Arap Baharı Kürtlerin demokrasi ve diğer taleplerinin daha kabarık yüze çıkmasına neden oldu” diyen Tol, Arap ayaklamalarının Kürt meselesine bölgesel ve uluslar arası dikkati çektiğini söyledi. Gönül ABD’nin Iraktan çekilmesi ile değişen bölgesel dengelerin Kürtleri bölgesel ve global güçlerin yeni stratejik hesaplarında önemli aktöre çevirdiğini vurguladı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment