28 Şubat sürecinin en tanınmış mağdurlarından Prof. Dr. İskender Pala, 28 Şubat davasıyla hiç ilgilenmediğini söyledi. Pala, “Benim için o defter çoktan kapandı.” şeklinde konuştu.
Divan edebiyatını sevdiren kişi olarak tanınan Prof. Dr. İskender Pala, 28 Şubat sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ilişiği kesilmesiyle birlikte uzun süren mağduriyet dönemi yaşadı. Belçika’da düzenlenen Brüksel Kültür Günleri’nde konferans vermek üzere Brüksel’de bulunan Prof. İskender Pala, Cihan Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, “Türkiye için güzel şeyler olacak. Bir defa 28 Şubat’ın ne olduğunu insanlar öğreniyor. Hukuk önünde öğrenmektense insanlar gerçekleri fark ediyor. Nasıl bir manipülasyon yapıldı, nasıl insanlar kandırıldı ve kimlerin menfaatleri vardı. Hukuk önünde de bu temizlendiğinde de, Türkiye bir defa bacalarını temizlemek durumunda. Bu bir baca temizliği. Temizleyelim ve güzel bir hava sahası yaratalım. Özgür, herkesin demokrasiye inandığı, bir daha askeri darbelerin olmadığı ve insanların eşit haklarla adalet içinde hayat sürdükleri bir Türkiye.” sözlerine yer verdi. Pala, 28 Şubat davası ile ilgili olarak ise “Ben müdahil değilim. Benim için o defter çoktan kapandı. Ben edebiyata, romanlarıma, kitaplarıma kendimi hasr ediyorum. (Davayla) hiç de ilgilenmiyorum.” dedi.
“İSTANBUL SİLUETİNİN BOZULMASI HATADIR”
Bu arada İstanbul siluetinin bozulması konusundaki soru üzerine İskender Pala şu şekilde konuştu: “Tarihi yarımadadaki üç tane gökdelen elbette yanlıştır. Onların yanlış olduğunu her zaman söyledim. Ama İstanbul’un siluetinin bozulması bugünün problemi değil. Bu bir medeniyet değişim ve dönüşüm problemi. Keşke Lale Devri’ndeki İstanbul hala saklanabiliyor olabilseydi. Ama bu böyle olmuyor. Şehircilik açısından başka ihtiyaçlar var, estetik açıdan başka ihtiyaçlar var, mekân açısından başka. Bu ihtiyaçlar çakışıp hatta çatışınca birilerini tercih etmek durumunda kalıyorsun.”
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment