Yolun sonu görünüyor
Tekerleği çamura ya da kuma batmış araba görmüşsünüzdür umarım. Onu battığı yerden kurtaracak teknik bilinmez, gerekli harici alet edevat ile mualecede bulunulmazsa, yapılacak hiç bir kurtarma çabası fayda sağlamayacak, aksine arabanın batışını daha da derinleştirecektir. Enerjinin boşa sarfıdır tekniğine uygun olmayan kurtarma çalışmaları. Burada arabayı bir an önce battığı çamurdan kurtarma niyetinin – ki ben buna mücerret niyet diyeyim isterseniz – hiç önemi yoktur. Niyetin önemli olması, bir mana ifade etmesi, sonuç vermesi, ona eşlik edecek usul ve metoduna uygun kurtarma çabalarıdır.
İki saate yakın dinledim üç çocuk sahibi çifti. Çocukları annesiz-babasız bırakmama, boşanmama adına aralarındaki sevginin önüne geçmiş bir sebep. Olsun, bu vesile ile bile olsa yeniden kurulacak ya da kurtulacak yuva, Allah’ın izniyle kalplerine akacak sevginin, karşılıklı duyulacak saygının, gösterilecek fedakârlığın bir tohum gibi ekildiği tarla haline gelebilir. Gelebilir ve yeniden aile olmanın hazzına ererler, mutlu mesut günlerine geri dönerler. Kalpleri evirip çeviren Allah değil mi? Niçin olmasın?
Onları bu noktaya getiren olayları sabırla dinlerken gördüğüm manzara tam anlamıyla bir kör döğüşünü andırıyordu. Her ikisinin de kendi doğruları var. Taraflardan biri kendi doğrusuna anlatmaya durduğunda diğeri sözün sonunu gelmesini beklemeden devreye giriyor ve çıkardığı itiraz sesleri salonu adeta boğuyordu. Kör döğüşü derken kastım bu. Bunca yıllık eşini, çocuklarının annesini/babasını dinlemeye dahi tahammülün söz konusu olmadığı böylesi bir manzaraya kör döğüşü denmez mi Allah aşkına?
Mazide yaşanan hadiselerin unutulamaması, şimdilerde yaşanan her türlü hadisede eskilerin yeniden hem de dün yaşanmış gibi aynı canlılığı ile gündeme getirilmesi aslında anlaşmazlığın en temel nedeni. Yüksek sesle her fırsatta aşıkların atışmasına benzeyen tarzda dile getirilen bu hadiseler unutulmadığı, unutulamadığı ve zihinlerde canlılığını koruduğu müddetçe, uzlaşma adına bir adım ileri atmak mümkün değil. Evlilik yuvasının tekerlekleri çamura batmış sizin anlayacağınız. Usulüne uygun olamayan uzlaşma çabalarının evliliği kurtarması mümkün değil. Enerji boşa harcanıyor. Usul esasa mukaddem. Bunlar daha esasa gelmeden usulde boğulmuş vaziyetteler. Bu durumda ‘çocuklar annesiz-babasız kalmasın’ düşüncesini de çok samimi bulmuyorum.
Pekala benim ne işim var orada? Son çareyim onlara göre. Tekerleği çamura batan araba metaforunda arabayı kurtarmaya gelen ekipten biriyim. Tarafların kendi çabaları yetmemiş arabayı kurtarmaya çünkü.
Açık konuşalım. Kör horozların döğüşünü andıran bu yaklaşımlara yuva kurtulmaz. Kurtulsa da uzun vadeli devam etmez. Önce eşlerin bu manasız döğüşe son vermesi gerekir.
İkincisi: karı-koca karşılıklı münasebetlerini sadece ‘benim hakkım’ zaviyesinden değil ‘hak ve ödev’ dengesi içinde gözden geçirmeye açık olmalı. Bir başka ifadeyle ‘benim hakkım’ denildiği kadar ‘benim görevim’ de denilmedikçe bu tartışmada müsbet mesafe alınamaz. Tabii burada rol oynayacak en önemli etken, dini değerlerimizdir. Allah’a imanımız, Hz. Peygamber’e (sas) bağlılığımız, ahirette hesap verecek olma şuurumuz ve bunların oluşturduğu zihin yapımızla örgülediğimiz hayat felsefemiz, dünya görüşümüzdür.
Üçüncüsü: Madem ki hakem, arabulucu vasfıyla üçüncü bir şahıs devreye girmiştir, aslolan onun tavsiyelerine kulak asmaktır. ‘Dediğim dedik’ diye nitelendirebileceğimiz yaklaşımlar müsbet sonuç alınmasını engelleyecektir.
Son uyarım ise şu: Diyelim ki araba çamurdan kurtuldu. Arabanın gidiş istikametinde ve 500 metre diyebileceğimiz bir yakınlıkta kocaman bir duvar var. Çünkü yanlış yola girilmiş. Doğru yolu bulmak için yapılacak tek şey araba çamurdan kurtarıldıktan sonra geri dönüş yapmak ve doğru istikamette yol almak. Aksi halde Allah muhafaza duvara toslamak mukadder. Yani boşanmak.
Önemli bir not: Bir Müslüman için boşanma sebepleri meşru olmalıdır. Meşru boşanma sebeplerini ise ayetler, hadisler ve bunlardan muktebes içtihadî görüşlerle İslam uleması belirlemiştir. Son kararı vermeden önce, boşanma gerekçelerinizin meşru olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Aksi halde hem dünyada hem de ukbada hesabı ağır olur. Benden söylemesi.
Bu notu neden söylediğimi merak ediyorsunuzdur umarım, ümitsizim de ondan.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment