İşletme sahiplerinden duyduğumuz şikayetlerin başlıcalarından biri, belirlenen hedeflere ulaşılamamasıdır. Bunun işletme yönetimi ile ilgili birçok sebebi olabilir, ancak en sık rastladığımız kök sebep iş sahiplerinin hedef belirlemenin doğru yöntemini bilmemeleridir. Oturursunuz bilgisayarın başına, biraz da istediğini büyümeyi gerçekleştirememiş olmanın sıkıntısıyla, mevcut duruma bakarsınız ve olması gereken ideal duruma uygun rakamlar belirlersiniz. Büyülü bir şekilde bunu gerçekleştirecek şartların oluşacağını ümit ederek bir eylem planı yapmaya çalışırsınız. Bu plan çoğu zaman özünde “daha çok çalışmaktan” ibarettir. Sonrası hayal kırıklığı.. Ne çalışanlarınız bu hedefleri sahiplenebilir, ne de aslında siz. Ben size bugün daha akıllı çalışmakla ilintili bir yöntem vereceğim, çoook çalışmaya biraz ara verip baltanızı bilemeye açık mısınız?
Gelecek pazar gününü nasıl geçirmeyi planlıyorsunuz? Çok yorgun olduğunuzu tahmin ederim, özellikle zihinsel yönden. Dinlenmeye vakit ayırmalısınız derdim yine de diyorum, bu ayrı bir yazı konusu, ama bu pazar günü için dinlenme değil tam tersine egzersiz yaparak geçirmenizi öneriyorum!
Bir KOBİ patronu için en iyi egzersiz nedir? Tabii ki stratejik çalışma. Stratejik çalışma size iç huzuru verir, enerji verir, zihninizi tazeler, yönünüzü netleştirir, hedefe odaklar, şaşırtıcı şekilde de dinlendirir… Yararları sayılamayacak kadar çoktur. Dağıldığınızı hissettiğiniz her zaman (yani en az 3 ayda bir!) yapılacak en iyi stratejik çalışma ise, tahmin edeceğiniz gibi hedef gözden geçirme ve/veya hedef belirleme çalışmasıdır.
Önce ön hazırlık… Zihin sıkıntıya gelemez. Sadece rahatladığı, serbest kaldığı zaman yeni fikirler üretebilir. Dolayısıyla önerim şu: Pazar günü erken kalkın derim. Alın ailenizi hava durumuna uygun bir mekan seçin ve dışarıda kahvaltı yapın. Biraz rahatlayın. Sonra eve gelince kendinize 2 saat kadar yalnız vakit ayırın. Rahatsız edilmemenizi temin edin. Her zamanki ortamınızdan farklı bir yerde, mesela mutfak masasında oturun, tabii eğer mutfağınızı seviyorsanız. Öyle bir ortam seçin ki, içiniz acilsin, kendinizi iyi hissedin. Onun için her zamankinden farklı olsun diyorum, bilgisayarın başına da geçmeyin, rahat bir şeyler giyin, alın elinize çayınızı, kahvenizi, bir de kalem ve not defteri. Rahat, huzurlu, sevdiğiniz bir mekanda kendiniz ile baş başa kalın. 2013’ün en önemli stratejik çalışmasını yapacaksınız nihayetinde.
Şimdi de yolculuk… Not defterinin üzerine 1.soruyu yazacaksınız ve gerekirse iki saat boyunca sadece bunun cevabı üzerinde düşüneceksiniz. Bu sorunun cevabını hakkıyla vermeden 2. ve 3.sorulara başarıyla yanıt veremezsiniz, dolayısıyla hedeflerin başarısı için 1.soruyu yanıtlamak elzemdir. Soru şu: 1 Eylül 2013 günü kendimi nasıl hissetmek isterim? Evet, işte yolculuk bu! Bugünden tam 3 ay sonra gelen yeni ayın ilk gününe gitmenizi istiyorum. Bu sorunun cevabı bir sonraki adımda önünüzdeki 3 ayı nasıl geçirmeniz gerektiğini tanımlayacak, yani stratejik planınızı. İşte Özgür Kaşifler’de işletme sahibi dostlarımıza tavsiyemiz budur. Hedefleriniz kağıt üzerinde kalmasın, ulaşılabilir olsun istiyorsanız, hedefinizi düşünmeye “duygularla” başlamalısınız. Bunu tarif ettiğinizde 2.soru hemen belirir: Size o duyguları yaşatacak şartlar nelerdir? Ne kadar ciro? (hedef mutlaka daha büyük ciro demek olmayabilir) Ne kadar daha fazla veya az çalışan? Hangi yeni beceriler? Hangi yeni sistemler? Ne tür yeni iş bağlantıları?
2.adımda akılcı tarifler devreye girer. 3.adımda ise, 2.adımda yazdığınız eylemler ve sonuçlar gerçekleştiğinde 1.adımdaki duyguları hissettiriyor mu diye kontrol edersiniz. İster inanın ister inanmayın onların doğru eylemler olduğunu size söylecek olan duygularınızdır. Tam içinize sinmiyorsa revize edersiniz. Hiçbir şey betona yazılı değil, bu noktada sadece düşünüyorsunuz, daha eyleme geçmiyorsunuz, onun için rahat olun, gerekirse 20 kere fikir değiştirin, ta ki KENDİNİZ için en iyi duygu-eylem/sonuç kombinasyonunu bulana dek. Diğer yandan, şunu da bilmelisiniz ki, planlar hiçbir zaman geleceği öngöremezler, planlanan şeyin gerçekleşmesini garanti edemezler. Bu yüzden yeni bilgilere, kavrayışınızdaki yeni açılımlara, yeni pazar oluşumlarına vb göre değişime açık planlar yapılmalı. Ancak.. plan yapmadığınız takdirde ise hiçbirşeyin gerçekleşemeyeceğini söylememe gerek yok sanırım.
Bu çalışmayı sadece 3 aylık değil, yıl başlarında hem yıllık hem 3 ila 5 yıllık olarak yapmanızı öneriyorum. Örneğin Amerika’da Türkiye’den yönetebileceğiniz bir işletmeniz olsun ister miydiniz? Bu sizi nasıl hissettirirdi? Siz duyguyu belirleyin, eylem planında ben size yardım edeceğim. Gelecek yazımda..
Bir hedefe ulaşabilmek için onun sizi heyecanlandırması gerekir, ulaşmayı iple çektirmesi gerekir. You should be rockin’n’rollin’ when you get there. Bunun için de sadece “şu kadar ciroya ulaşmak istiyorum” demek yetmez, bu çok rasyonel bir tespit olur, oysa ki o ciroya ulaşınca hayatınızda nelerin değişeceğini ve bunun size nasıl hissettireceğini bilmeniz gerekli. Nasıl bir mutluluk? Nasıl bir heyecan? Nasıl bir huzur? Nasıl bir emniyet duygusu? Nasıl bir tamamlanmışlık duygusu?
Abartmaktan söz etmiyorum. Yakında kriz yaşamış olduğumuzu da göz ardı etmiyorum. Ama siz bu krizden veya hayat süremizde tekrar tekrar geleceği kesin olan krizlerden güçlenerek çıkanlardan olmak istiyor musunuz? Olmak için ne gerekiyorsa yapacak mısınız? İçinizdeki şu teknisyeni bir temiz pataklayıp… Şaka şaka, o teknisyene deyin ki, ben bu pazar günü başarılı bir iş adamı/kadını olmaya gidiyorum, döndüğümde sen beni değil, ben seni yönetiyor olacağım!…
Subegüm Bulut
Özgür Kaşifler İşletme Koçluğu
Genel Müdür / Baş İşletme Koçu
www.ozgurkasifler.com
İşletmenizi büyütürken yaşadığınız sorunlarla ilgili sorularınızı aşağıdaki linkte bulunan formu kullanarak bana iletebilirsiniz:
http://www.zamanamerika.com/index.php/tr/2011-07-25-15-55-34 [1]
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment