Kürtçe Kur’an meali
Kur’an’ın ve daha genel anlamı ile dinin siyasete alet edilmesini değil, bu başlık altında mütalaa edilecek özel bir hadiseyi çok farklı bir boyuttan ele alacağım bu yazıda; Kürtçe Kur’an meali.
Önce hafızalarımızı tazeleme adına maddeler halinde kısa hatırlatmalar. İnanıyorum ki birer-ikişer cümle ile yapacağım bu hatırlatmalar hadisenin vahametini gösterecek.
1-İlk işaret fişeği Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Siirt ve Batman mitinglerinde elinde Kürtçe Kur’an mealini sallayarak bu hizmetin kendi dönemlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kürt dindarlara sunulan hizmet olduğunu söyledi.
2-HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, söz konusu mealin dindar Kürt seçmenden oy devşirme adına seçim konuşmalarında malzeme olarak kullanılması için sadece bir adet olarak basıldığını söyledi.
3-Cumhurbaşkanı kanadından Demirtaş’a jet yalanlamalar geldi. Bunlar arasında en önemlisi ve en dikkat çekicisi hiç şüphesiz Diyanet Dini Yayınlar Genel Müdürü Yüksel Salman’dan gelen yalanlamaydı. Salman’ın açıklamasına göre, Kürtçe meal basım işlemi 5 yıl önce başlatılmış bir çalışmaymış, 2015 Ocak ayında basım kararı alınmış, Nisan ayında 10 bin adet basılmış, 7 bini Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerine ve büyükşehirlere ücretsiz dağıtım için gönderilmiş.
4-Dinin siyasete alet edilmesi, Kur’an’ın Muaviye döneminde olduğu gibi mızraklara takılarak havaya kaldırma misali seçim meydanlarında havalarda sallanması ve benzeri eksende yoğun tartışmaların yaşandığı o günlerde ilginç bir başka açıklama HDP Erzurum milletvekili adayı sosyolog Seher Akçınar Bayar’dan geldi. Akçınar’ın Ahmet Hakan ile yaptığı röportajdan öğrendik ki Kürtçe Kur’an meali ilk defa merhum Abdullah Varlı tarafından 1992 yılında yapılmış, o yıllarda Diyanet Kürtçe olduğu için yayınlama teklifini reddetmiş, bunun üzerine merhum hoca kendi imkânları ile yazdığı meali 1994 yılında yayınlamış. Dolayısıyla Diyanet’in yayınladığı meal ilk Kürtçe meal değilmiş.
5- Bana göre 7 Haziran 2015 seçiminin dini açıdan en önemli tartışma konularından biri olan bu mevzuda en çarpıcı açıklamayı HDP Siirt milletvekili adayı, Mardin Artuklu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski dekanı ve aynı üniversitede Kürdoloji bölümü kurucusu Prof. Dr. Kadri Yıldırım yaptı. Kadri hoca söz konusu meali Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’den gelen bir teklif ile Kürt dili ve grameri açısından inceleme teklifi almış. Ama böylesi çaplı ve Allah kelamı da olduğu için titizlikle yapılması gereken bu çalışmanın en az 3 ay alacağını söylemiş. Karşılıklı mutabakat sonucu Kadri hoca çalışmalara başlamış.
Filmin koptuğu yer burası. Kadri hoca meal çalışmalarının üçte ikisini tamamladığı bir sırada o mealin yayınladığını öğreniyor. Nereden? Siirt ve Batman mitinglerinde Erdoğan’ın yaptığı konuşmalardan. Ve hemen meali edinip kendisine gönderilen meal olup olmadığına bakıyor. Sonuç üzücü; yayınlanan mealle, kendisine incelemesi için verilen meal aynı.
Ne var burada diyebilirsiniz? İki sorun var. Birincisi; herkesin takdir edeceği gibi ilmi ahlak, Kadri hocanın yaptığı çalışmanın tamamlanmasını, raporun incelenmesini ve gerekli tenkitlerin tercüme eden kişi veya kişiler ile ilmi yayın heyeti tarafından yeniden değerlendirmeye alınmasını gerektirir.
İkincisi; üçte ikisi incelenen o mealdeki yanlışlıklar. Kadri hocanın ifadeleri aynen şu şekilde: “Tekil şeyler çoğul olmuş, çoğullar tekil olmuş. Eril ifadeler dişil, dişil ifadeler eril olmuş. Anlam yanlışları çok var. Buna benzer yığınla hata. Söz konusu kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim olunca bu tür hatalar affedilmez. Kalkıp da benden başka birine de jet bir rapor hazırlatmış değiller. Çünkü benim gibi hem ilahiyat hem de Kürdoloji geleneğinden gelen kimse yok. Şimdi Kur’an’da en ufak bir ses değişikliğinin farklı anlamlar oluşturduğunu biliyoruz. Dolayısıyla hem Arapçaya, hem de çevirdiğiniz dile hakim olmalısınız. Bunun yanında acele etmeden ince eleyip sık dokumalısınız. Ama ne var ki kendi istedikleri raporu beklemeden yanlışlıklarla dolu bir şekilde bastırdılar. Bunun bir günahı yok mudur? Sanırım Diyanet İşleri bu konuda hepimizden daha çok biliyordur. Ama siyasi erke teslim olmanın doğurduğu bir sonuç var. Dilerim Diyanet, kendi istedikleri raporun akıbetini sorar, raporda tespit edilen eksiklik ve hataları düzelterek yeniden yayınlar.”
Medrese geleneğinden gelmiş, Arap dili ve edebiyatı alanından doktoralı, Kürdoloji uzmanı. Hasılı sahasında uzman bir insan, zaten meal için seçilme nedeni de bu. Dolayısıyla bu sese kulak verilmeli diyorum. Kur’an’ın lafzi aslına değil ama muhtevasını tahrife uzayan yanlışlardan söz ediyor Kadri Yıldırım. Başta Diyanet yetkilileri olmak üzere Kur’an’a ve hesap gününe inanan herkesi Allah için sorumlu davranmaya davet ediyorum. Bile bile yanlışların yer aldığı Kur’an’ın tedavülüne devam ederseniz tarih sizi affetmez. Tarih affetse Kur’an affetmez. O affetse, Allah affetmez.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment