Bağış: Bir olayla tüm bir dini grubu suçlamak büyük hata olur
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “(Suriye) Uluslararası toplumun artık tek bir ses halinde hareket etmesi ve Suriye’de devam eden bu deliliğe son vermesinin zamanı” dedi.
Bağış, başkenti Washington’da Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) Washington DC ofisi ve German Marshall Fund’un (GMF) düzenlediği panelde, dış politika konularını ele aldı.
Suriye’de rejimin her gün 100’den fazla vatandaşını öldürdüğünü belirten Bağış, “ne yazık ki dünyanın geri kalanındaki insanların bu tabloya kafasını çevirdiğini” söyledi.
Türkiye’nin 200 binden fazla sığınmacıya ev sahipliği yaptığına ve “açık kapı” politikası yürüttüğüne değinen Bağış, Türkiye’deki kampları ziyaret ettiğinde Suriyelilerin kendileri için hiçbir şey talep etmediğini, tek isteklerinin Avrupa ve Batı dünyasının Şam’a karşı harekete geçmesi olduğunu anlattı.
Bağış, “Çünkü hepsi arkada bıraktıkları sevdikleri hakkında endişeliydi. Uluslararası toplumun artık tek bir ses halinde hareket etmesi ve Suriye’de devam eden bu deliliğe son vermesinin zamanı” diye konuştu.
Bunun ancak işbirliğiyle olacağını ve bu nedenle BM Güvenlik Konseyi’nin tamamının ikna edilmesi gerektiğini belirten Bağış, şunları kaydetti: “Dökülen kanlara son vermek için birlik içinde olunmalı. En önemli soru Esed’den sonra ne olacağı. Eğer demokrasi Amerikalılar, İtalyanlar, İngilizler, Türkler için iyiyse Suriyeliler için de iyi olmalı. Kendilerini kimin yöneteceği konusunda Suriyeliler karar vermeli. Suriye ve dünyanın geri kalanına gerçek demokrasiyi getirmek için hepimiz birlikte çalışmalıyız.”
Bağış, eski ABD başkanlarından Abraham Lincoln ve insan hakları savunucusu Martin Luther King’in bu konudaki sözlerinden alıntılar yaptı.
“Suriye’deki sorun nasıl çözülecek?” sorusu üzerine Bağış, BM Güvenlik Konseyi’ndeki tüm üyelerin onayının gerektiğine işaret ederek, bu noktada ABD Başkanı Barack Obama’nın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Esed’i desteklememesi noktasında ikna etmesi gerektiğine dikkati çekti.
İRAN VE İSRAİL
Bağış, İran’a yönelik soru üzerine, ülkelerin komşularını kendilerinin seçmediğini söyledi. “Pazarlık konseptini ve satrancı icat eden bir ülkeyle müzakere etmek bazen o kadar da kolay değil, karmaşık bir zihne sahipler” esprisini yapan Bağış, yaptırım gibi geleneksel yöntemlerin her zaman istenen sonucu vermediğini, diyalogdan ise daha pozitif sonuçlar çıkabileceğini kaydetti.
Bağış, bu noktada da tıpkı İsrail’in 9 Türk vatandaşını öldürdüğü “Mavi Marmara” baskını için özür dilemesinin üç yıl sürmesi gibi, İran konusunun da zaman alabileceğini ifade etti. Bu konuya daha çok vakit ayrılmasının öneminin altını çizen Bağış, İran’ı dünyanın geri kalanının bir parçası olmaya ve küresel barış için sorumluluklarını hatırlamaya ikna etmek gerektiğini dile getirdi.
Türkiye ve İsrail’in enerji alanında olası ilişkilerine yönelik soruya Bağış, “Neden olmasın ama tabii normalleşme sürecinden sonra” yanıtını verdi.
Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olduğunu ve diğerlerini de buna ikna etmeye çalıştığını belirten Bağış, “(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu gibi zeki birinin, nasıl tek Müslüman dostunu kaybetmeyi riske attığını üç yıldır anlamadım. Seçimlerden ve kabinesinin değişmesinden sonra şimdi ışığı gördü. Buna da devam etmesini umuyorum” ifadesini kullandı.
BOSTON’DAKİ BOMBALI SALDIRI
Bağış, Boston’daki bombalı saldırıya yönelik üzüntülerini dile getirerek, terörizmin her ülkenin ana problemi olduğunu, Türkiye olarak da bunu kendi deneyimlerinden gayet iyi bildiklerini söyledi.
Boston’da yaşananların terörizmin çocuk, kadın, yaşlı demeden herkesi hedef aldığını gösterdiğini, bu nedenle terörizmle mücadelede de ayrım yapmamak gerektiğini vurgulayan Bağış, “Tüm devletler bu hastalıkla mücadele etmek için işbirliği yapmalı” dedi.
Bağış, bir olayla tüm bir dini grubu suçlamanın da büyük hata olacağına işaret ederek, şöyle konuştu: “İslam demek barış demek. Bizim inanışımıza göre bir canı öldürmek tüm insanlığı öldürmek demek. Gerçek İslam’da, terörist Müslüman olamaz ve Müslüman terörist olamaz. Bu çok iyi anlaşılmalı.”
Türkiye’nin İslam ile demokrasi kültürünün bir arada yaşayabileceğini göstermede çok önemli rol oynadığını belirten Bağış, Türkiye’nin bu noktada hem coğrafi hem de felsefi anlamda sorumluluklarının bulunduğunu söyledi. Bağış, bu nedenle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya’ya gittiğinde laik demokrasiden bahsettiğini ve “laiklikten korkmayın, laiklik dininizden vazgeçmek değildir” dediğini hatırlattı.
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment