Cannes’da alkışlar ‘AMY’ belgeseline
Bu yıl 68’incisi düzenlenen Cannes Film Festivali’nde şu ana dek en çok alkış alan yapım 2011’de yaşamını kaybeden Amy Winehouse’un belgeseli oldu.
Genç müzisyenin çocukluğundan başlayan film, dağılan ailesi, şiddet gördüğü evliliği ve kariyerine odaklanıyor.
Henüz 27 yaşında alkol zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybeden İngiliz müzisyen Amy Winehouse’un şimdiye dek görülmeyen görüntülerinin yer aldığı Amy adlı belgeseli Cannes Film Festivali’ndeki ilk gösteriminin ardından büyük övgü aldı.
Genç şarkıcının ilk kez gün yüzüne çıkan video görüntüleri ve söyleşileri, Winehouse hakkında bilinmeyenleri de ortaya koymuş oldu.
İşte Amy Winehouse hakkında bugüne dek saklı kalan bilinmeyenleri;
Depresyon ve anoreksiya: Babasının evlilik dışı yaşadığı ilişkinin ortaya çıkmasıyla dağılan bir ailede büyüyen Winehouse’u disipline etmek neredeyse imkansızmış. Şımarık ve başına buyruk olan genç Amy, ailesine anoreksiya hastası olduğunu itiraf etmiş. 15 yaşındayken ise annesine şöyle demiş; “Harika bir diet programı uyguluyorum, istediğin her şeyi sınırsız yiyebiliyorsun, sonra da hepsini çıkarıyorsun.”
Menajer krizi: Britanya’nın dünyaca ünlü pop müzik gruplarından Spice Girls’ün menajeri Nick Godwyn tarafından, 19 yaşında keşfedilen Amy kısa bir süre sonra Godywn’i acımasızca kovmuş. Godwyn’in sayesinde ilk albüm anlaşmasından 250 bin pound kazanan Winehouse, “ Spice Girls’ü temsil eden biriyle daha fazla çalışamam” diyerek, Godwyn’in işine son vermiş.
Babası rehabilitasyonu gereksiz görmüş… Alkol ve uyuşturucu bağımlılığının kontrol altına alınması amacıyla bir grup arkadaşı tarafından rehabilitasyona götürülen Amy’e babası karşı çıkmış. Winehouse’un Rehab adlı parçasında da yer verdiği, “Babam iyi olduğumu, rehabilite olmamın anlamsız olduğunu söylüyor” sözleri doğruymuş. 2007’de, vucüdunda her türlü uyuşturucunun bulunduğu ve yine rehabilitasyona yatması gerekli görülen Amy’i babası , konser programlarının aksamaması ve zarar etmemeleri için durdurmuş.
Onu uyuşturucuyla ilk kez tanıştıran kişi… Winehouse ve Blake Fielder- Civil’in farklı kişilerle flört ederken tanıştıklarını anlatan belgesel, 2007’de evlenen çiftin Miami’de geçirdikleri balayının ardından Londra’daki evlerinde ilk kez Amy’nin uyuşturucu kullandığını gösteriyor.
Biraz huzur… Uyuşturucu madde kullanımından tutuklanan Winehouse’un eşi Fielder- Civil ile kısa bir süre sonra boşanan Amy’nin belgeselde, St. Lucia’ya taşındığında nihayet huzuru bulmaya başladığı gösteriliyor. Ne var ki, “iyileşme sürecinde”, babasının eve kamera ordusuyla gelmesi işleri sarpasarıyor. “Amy’nin babası olmak” konulu program için, Winehouse’un babası ve kamera ekibi eve girer girmez kameralarını çalıştırıyor. Babası kayıt sırasında Amy’e, hayranlarına karşı daha nazik olması gerektiği konusunda ders vermeye kalktığında, Amy oldukça sinirlenerek, “Beni enayi yerine koymayı bırak ve kameraların önünde bana nazik davran” diyor.
“Çok kötüyüm çok”: Efsane müzisyen Tony Bennett’in 2011’de düet albümü için stüdyo girdiği isimlerden biri olan Amy Winehouse’un görüntülerde, Body and Soul parçasını seslendirirken yaşadığı zorluklar görülüyor. Stüdyoya adım atar atmaz Bennett’le gergin ve kısa bir konuşma yapan Amy, şarkının ortasında adeta kendinden geçerek, “ çok kötüyüm, çok kötü” diyerek, çıkıp gitmeye niyetleniyor. Ne var ki, Bennett genç müzisyeni sakinleştirmeyi başarıyor.
“Her şeyimi veririm”: Belgeselde konuşan Amy’nin arkadaşları, şarkıcının özel hayatının ihlal edildiğini ve telefonlarının dinlendiğini açıklıyor. Amy’nin ağzından dökülen son sözler, filmin son sahnesinde kendine yer buluyor. “ Tanınmamak, eskisi gibi olmak için her şeyimi verebilirim.”
No Comments
Only registered users can comment.
Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.
Write a comment