Emek sarf etmeden mutlu olamazsınız

Bir önceki yazımızda evlenmeden önce tutkuyla birbirine bağlanan eşlerin evlendikten sonra nasıl birbirini öldürecek hale geldiğini izah etmeye çalışmıştık. Bu haftaki yazımızda eşlerin evlilik gemisini yürütmek için göstermeleri gereken gayret üzerinde duracağız.

Eşe karşı gerçekçi bir bakış açısına sahip olabilmek mutlu olabilmenin ilk basamağıdır. Eşler birbirini değerlendirirken eşinin kendisinden farklı cinsiyet taşıdığını, farklı aile yapısında yetişmiş olduğunu, farklı önceliklere değer verdiğini, farklı problem çözme tekniklerine sahip olduğunu, farklı iletişim metotları kullandığını, farklı motivasyon araçlarıyla harekete geçtiğini, farklı kişilik yapısı geliştirmiş olabileceğini, farklı hassasiyetlerle hareket ettiğini ve daha başka sayamadığımız birçok hususta sahip oldukları farklılıklarla kendisinden apayrı bir birey olduğunu unutmamaları şarttır. Birbirinden belli hususlarda ayrı özelliklere ayrılan insanların her hususta anlaşmasının mümkün olmadığını başta bilmek evlilik adına ileri bir şuura sahip olmanın göstergesidir.

Eşiyle ayrıştığı noktalarda ısrarcı olan insanların özelliği evlilikte eşlerini değişime zorlamalarıdır. İnsanlar yıllardır içinde bulunduğu çevrenin, kültürün ve aile yapısının kendisinde oluşturduğu karakteri birileri istiyor diye -ki bu birileri eşi bile olsa- bir çırpıda terk edememektedirler. Zaten evlilikte meselelerin çözümü adına sadece karşı tarafın anlayışını şart koşmak bencilliğin farklı bir şubesidir. Bencillik ise evliliğin en büyük düşmanlarındandır.

Ortak Noktaları Artırmak

Devletler uluslararası platformlarda diğer devletlerle yakınlaşma adına var olan çözümsüz meselelerini masaya yatırıp çözüm yolları ararken, çok zaman ben böyle istiyorum, sen değiş, benim gibi düşün, bundan sonra bu mesele böyle olacak demezler, diyemezler. Genelde çözüm adına iki ayrı yol takip ederler, Birincisi sahip oldukları ortak noktaları artırmaya çalışırlar. İki devletin ticari hacminden tutun da tarihi, coğrafi ve kültürel değerlerine kadar ne kadar çok konuda beraber hareket edebiliyorlar ve ortak menfaatlere sahip olup, aynı şeylere saygı duyuyorlarsa o kadar yakınlaşma söz konusu olacak demektir. Ortak noktaların çokluğu zamanla devletleri birbirleri adına vazgeçilmez hale getirecektir. Paylaşılan şeylerin çokluğu birbirlerini tenkit ettikleri çözülmemiş meselelerin varlığına tahammül ve o halleriyle bile birbirlerini kabule imkân tanımaktadır. Aynı şekilde evlilikte eşler sahip oldukları kesişim sahasında bulunan ortak noktaları artırdıkça daha çok mutlu olabilecek fırsatlara ermiş olacaklardır.

İkinci yol ise, tarafların istek ve beklentilerinin orta yolunun bulunmasıdır. Kırılmadan esneyebilecekleri düzeye kadar milli menfaatleri adına fedakârlıkta bulunma yaklaşımı devletlere daha kolay ve uygulanabilir gelmektedir. İkincisi birinci yönteme nispetle daha kısa sürede netice aldıran bir yöntemdir. Bu iki yaklaşım bizlere evlilik hayatımızda uygulanabilecek, uygulanabildiğinde evliliğimize yardımcı olabilecek yöntemlerdir. Evlilik belli noktalarda devlet yönetmek gibi hassasiyet ister. Eşimiz bazı hususlarda bizden farklı düşünen bir milletmiş gibi davranabilir. İnsanlar aynı devletlerde olduğu gibi eşini değiştirme azmi içerisinde olmak yerine farklı düşündüğü konularda ortak bir çözüm yolu bulma becerisine sahip olmalıdırlar.

 

Hoş gör Sen Affet Gitsin Aldırma

Eşle iletişim eğer mutlu bir evlilik hedefleniyorsa seçici olmak zorundadır. Onun söylediği her şeyi duyan, her eksikliğini görüp zihnine kaydeden insan kendisine de eşine de huzur vermez. Evin jandarması gibi sürekli eşini takip edip yaptığı hataları listeleyen bir anlayış mutlaka pek çok eksikliğe şahit olacaktır. Mutlu olabilmek biraz da eşinin hataları karşısında yarım bakan bir göz ve çok çabuk unutan bir hafıza ister. Bu kolay değildir ama rahatlatıcıdır. Sağlıklı evlilikte de şarttır. Ebu Hureyre (r.a.) rivayet edilen bir hadiste Efendimiz (sav): “Mümin bir koca, mü’min hanımına kin duymasın, ondan nefret etmesin. Şayet onun bir huyunu beğenmezse, başka bir huyundan hoşlanabilir.”. Diye buyurken daha çok kişinin eşinin olumsuz özellikleri yerine olumlu özelliklerine odaklanmasına işaret etmektedir.

Olumlu özelliklere odaklanmakta zorlanan insanlar unutmamalıdır ki: Karşımızdaki insan o an bizi çok kızdırmış olsa bile bizim pek çok özeli birlikte paylaştığımız hayat arkadaşımızdır. O ana kadar kendisiyle paylaştığımız mutluluk verici o kadar çok hadise vardır ki sırf bir tanesinin hatırı bile o an geçmişe dönüp hatırlayabilsek eşimizin kalbini kırmamıza kesinlikle izin vermeyecektir. Hayatımıza pek çok noktada renk katan bir insanın o an için ortaya koyduğu davranış hatalı olsa bile insaf nazarıyla bakıldığında gösterilecek ağır tepkiyi hak etmemektedir.

 

 

 

Write a comment

No Comments

No Comments Yet!

Let me tell You a sad story ! There are no comments yet, but You can be first one to comment this article.

Write a comment

Only registered users can comment.